"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2017/48 E., 2017/121 K.
SUÇ : Nitelikli kasten öldürme
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
Sanık müdafinin, kanunî süresi içinde öne sürdükten sonra sanığın 23.03.2017 tarihli dilekçesi ile temyiz isteğinden vazgeçtiğini bildirdiği ve hükmün, karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305 inci maddesinin birinci fıkrası gereği re’sen de temyize tabi olduğu yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesinin, 28.05.2014 tarihli ve 2014/125 Esas, 2014/95 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında nitelikli kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 82/1-d, 29, 62, 53 ve 63 üncü maddeleri uyarınca 20 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve mahsuba karar verilmiştir.
2. Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesinin, 28.05.2014 tarihli ve 2014/125 Esas, 2014/95 Karar sayılı kararının Cumhuriyet savcısı, sanık müdafii, katılanlar vekilleri ve müşteki vekilince temyizi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 14.12.2016 tarihli ve 2016/4951 Esas, 2016/4298 Karar sayılı kararı ile "Oluşa ve dosya kapsamına göre, maktule ...'ın sanık ... ile evlilik birliği devam ederken, suç tarihine kadar olan son 185 günde ... ile karşılıklı olarak 1268 kez sesli görüşme yaptıkları ve aralarında 247 adet karşılıklı mesajlaşma olduğunun gelen hts raporlarından tespit edilmiş olup, yine tanıkların beyanı ile maktule ile Fikret'in evlilik dışı ilişkileri olduğu anlaşılmış olup, sanığın bu ilişkiyi öğrenmesi nedeniyle aralarından oluşan geçimsizlik ve tartışma sonucu kapıldığı öfke sonucu suçu işlediği anlaşıldığından, maktuleden kaynaklanan haksız hareketler sebebiyle, tahrikin ulaştığı boyut dikkate alınarak, tahrik nedeniyle 18 yıldan 24 yıla kadar hapis cezası öngören TCK.nun 29. maddesinin uygulanması sırasında, alt ve üst sınırlar arasında makul bir ceza tayini yerine, yazılı şekilde en alt sınırdan indirim yapılarak 24 yıl hapis cezası verilmesi suretiyle fazla ceza tayini, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 90. maddesinin delaleti ile Ülkemizin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c. maddesi gereğince, ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin, anılan maddede yer alan ücretsiz müdafii yardımından yararlanma koşullarından “adaletin selametinin gerektirmesi” kıstası ile ilgili yerleşmiş içtihatları dikkate alınarak; ekonomik durumu müsait olmayan sanığın 5271 sayılı CMK'nun 150/3. maddesi gereğince kendisine atanan zorunlu müdafii yardımından ücretsiz olarak faydalanma hakkı bulunduğu halde, yazılı şekilde tahsiline karar verilmesi,24.11.2015 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı Kararı ile 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin iptal edilen bölümleri doğrultusunda hükümlünün hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması" nedenleri ile bozulmasına karar verilmiştir.
3.Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesinin, 21.03.2017 tarihli ve 2017/48 Esas, 2017/121 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında nitelikli kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 82/1-d, 29, 62, 53 ve 63 üncü maddeleri uyarınca 15 yıl 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve mahsuba karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1412 sayılı Kanun’un 305 inci maddesi gereği re’sen temyiz incelemesine konu olan hüküm tüm yönleriyle incelenmiştir.
III. GEREKÇE
1.Sanık ile resmi nikahlı eşi olan maktulün, birlikte yaşamakta oldukları evde maktulün sanığı aldattığı gerekçesiyle tartıştıkları sırada sanığın adli emanette kayıtlı bıçaklarla maktüle 16 kez vurmak suretiyle, bir kısım bıçak darbesinin vücuda sokulduktan sonra kanırtma ile gelişen iç organ ve büyük damar yaralanmasına bağlı olarak öldürdüğü olayda;
2. Maktule ...'ın sanık ... ile evlilik birliği devam ederken, suç tarihine kadar olan son 185 günde ... ile karşılıklı olarak 1268 kez sesli görüşme yaptıkları ve aralarında 247 adet karşılıklı mesajlaşma olduğunun gelen hts raporlarından tespit edilmiş olup, yine tanıkların beyanı ile maktule ile Fikret'in evlilik dışı ilişkileri olduğu anlaşılmış olup, sanığın bu ilişkiyi öğrenmesi nedeniyle aralarında
oluşan geçimsizlik ve tartışma sonucu kapıldığı öfke sonucu suçu işlediği anlaşıldığından, maktuleden kaynaklanan haksız hareketler sebebiyle, tahrikin ulaştığı boyut dikkate alınarak, tahrik nedeniyle 18 yıldan 24 yıla kadar hapis cezası öngören 5237 sayılı Kanun'un 29 uncu maddesinin uygulanması sırasında, alt ve üst sınırlar arasında makul bir ceza tayini yerine, bozma ilamını etkisiz kılacak şekilde azamiye yakın indirim yapılarak 19 yıl hapis cezası verilmesi suretiyle eksik ceza tayini hukuka aykırı bulunmuşsa da aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
3. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfının doğru biçimde belirlendiği anlaşılmakla, inceleme konusu kararda eleştiri nedeni dışında hukuka aykırılık bulunmamıştır.
IV. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesinin, 21.03.2017 tarihli ve 2017/48 Esas, 2017/121 Karar sayılı kararında eleştiri nedeni dışında herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden re’sen temyize tabi olan hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
30.04.2024 tarihinde karar verildi.