Logo

1. Ceza Dairesi2023/7933 E. 2025/1714 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sanığın maktulü olası kastla mı yoksa bilinçli taksirle mi öldürdüğü ve cezanın tayininde isabetsizlik bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Sanığın maktulü av tüfeğiyle yakın mesafeden vurması, maktulün hayati bölgesine isabet etmesi ve olayın oluş şekli dikkate alınarak eylemin olası kastla işlendiğinin sabit olduğu, cezanın belirlenmesinde ise yasal ve yeterli gerekçeye dayanılarak takdiri indirimin uygulandığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

SAYISI : 2023/895 E., 2023/874 K.

SUÇ : Olası kastla öldürme

HÜKÜM : İstinaf başvurularının esastan reddi

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ: Temyiz başvurularının esastan reddi ile hükmün onanması

İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286/1. ve 286/2-a maddeleri uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260/1. maddesi gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291/1. maddesi gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294/1. maddesi gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298/1. maddesi gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1. Adana 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.04.2023 tarihli ve 2021/431 Esas, 2023/95 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında olası kastla öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 81/1, 21/2, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 16 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 16.06.2023 tarihli ve 2023/895 Esas, 2023/874 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılan vekili ile sanık müdafiinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280/1-a maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

1. Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle; suçun yasal unsurlarının oluşmadığı, eylemin bilinçli taksirle gerçekleştirildiğine, öldürme kastı olmadığından bahisle suç vasfına ilişkindir.

2. Katılan vekilinin temyiz sebepleri özetle; eylemin doğrudan kasıtla gerçekleştirildiğinden bahisle eksik ceza tayin edildiğine, eksik incelemeye ve takdiri indiriminin uygulanmaması gerektiğine ilişkindir.

III. GEREKÇE

Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan ve dosya kapsamına göre yeterli olduğu anlaşılan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından olası kastla gerçekleştirildiğinin saptandığı, hükme esas alınan adli raporların yeterli olduğu, yargılama sonucunda oluşan kanaat ve takdire göre ceza yaptırımının yasal bağlamda ve gerekçesi gösterilerek belirlendiği, takdiri indirimin mahkemenin takdir yetkisi kapsamında, yasal, yerinde ve yeterli gerekçelerle uygulandığı, eksik incelemenin bulunmadığı, otopsi raporuna göre atışın bitişik atış mesafesinden yapılmış olduğu, kişinin ölümünün av tüfeği saçma taneleri yaralanmasına bağlı kafatası kemik kırıkları ile birlikte beyin kanaması sonucu meydana gelmiş olduğu, olayda kullanılan tüfeğin özellikleri ve elverişliliği, saçmaların maktulün hayati bölgesine isabet ettiği dikkate alındığında suç vasfının tayininde isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından temyiz sebeplerinin incelenmesinde hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

IV. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 16.06.2023 tarihli ve 2023/895 Esas, 2023/874 Karar sayılı kararında katılan vekili ve sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289/1. maddesi ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302/1. maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy çokluğuyla TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304/1. maddesi uyarınca Adana 5. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

05.03.2025 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY

5237 sayılı TCK’nın “Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi” başlıklı 3. maddesinin birinci fıkrasındaki; “Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur.” biçimindeki hüküm ile de, işlenen fiil ile hükmolunan ceza ve güvenlik tedbirleri arasında “orantı” bulunması gerektiği vurgulanmıştır. Kanun koyucu, cezaların kişiselleştirilmesinin sağlanması bakımından hâkime, olayın özelliği ve işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı bir şekilde gerekçesini göstererek iki sınır arasında temel cezayı belirleme yetki ve görevi yüklemiştir. Buna göre; 01.06.2005 tarihinden sonra işlenmiş olan herhangi bir suç nedeniyle alt ve üst sınırlar arasında bir ceza belirlenmesi gerektiğinde, kural olarak göz önünde bulundurulması gereken ölçüt, 5237 sayılı TCK’nın 61. maddenin 1. fıkrasındaki düzenlemedir.

Hâkimin temel cezayı belirlerken dayandığı gerekçenin, TCK’nın 61. maddesinin 1. fıkrasına uygun olarak suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı, failin güttüğü amaç ve saiki ile ilgili, dosyaya yansıyan bilgi ve belgelerin isabetle değerlendirildiğini gösterir biçimde kanuni ve yeterli olması gerekmektedir. Başka bir ifadeyle, basamaklı ceza öngören suçlarda, iki sınır arasında cezayı belirleme konusundaki takdir yetkisi her somut olayın özelliğine göre kanunun genel amacı ve felsefesi gözetilerek TCK’nın 61. maddesinde sıralanan ölçütlere göre kullanılmalıdır.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 62. maddesinde düzenlenen takdiri indirim nedenleri;

1) Fail yararına cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin varlığı halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine, müebbet hapis; müebbet hapis cezası yerine, yirmibeş yıl hapis cezası verilir. Diğer cezaların altıda birine kadarı indirilir.

(2) Takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki pişmanlığını gösteren davranışları veya cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri göz önünde bulundurulabilir. (Ek cümle:12/5/2022-7406/1 md.) Ancak failin duruşmadaki mahkemeyi etkilemeye yönelik şeklî tutum ve davranışları, takdiri indirim nedeni olarak dikkate alınmaz. Takdiri indirim nedenleri kararda gerekçeleriyle gösterilir." şeklinde düzenlenmiştir.

Dosya kapsamından sanık ile maktulün yakın arkadaş oldukları, olay tarihinde tanıklar ... ve ...'nın ikametlerinde tarafların bir araya geldikleri, maktul ...'nin olayda kullanılan av tüfeğini de beraberinde getirdiği, tanık ...'nın ikametten bir ara çatıya kuşlara bakmaya çıktığı, o esnada tanık ... ve ...'nın beyanlarıyla da anlaşılacağı üzere olay öncesinde veya olay anında sanık ve maktul arasında herhangi bir husumet veya tartışma yaşanmadığı, sanık ile maktulün tüfeği inceledikleri sırada sanığın tüfeği yukarı doğrulttuğu, tüfeğin ateş aldığı ve maktulün kafasından vurularak hayatını kaybettiği, tanık ...'nın silah seslerini duyup aşağı indiği sırada sanığın ikametten ayrıldığını gördüğü, olay yerinde yapılan incelemede maktulün yerde yatar vaziyette ve tüfeğin maktule 1 metre mesafede olduğunun görüldüğü olayda,

Adli Tıp Kurumu'nun 02/08/2021 tarihli Otopsi Raporu'na göre atışın bitişik atış mesafesinden yapılmış olduğu, kişinin ölümünün av tüfeği saçma taneleri yaralanmasına bağlı kafatası kemik kırıkları ile birlikte beyin kanaması sonucu meydana gelmiş olduğunun belirtildiği,

Olayın akabinde kollukta 26.04.2021 tarihinde alınan ifadesinde ...'ın ölmesi ile bir alakasının olmadığını, Emre'nin tüfek ile oynarken tüfeğin patladığını ve yere düştüğünü savunduğu,

Sanığın yönlendirici beyanlarına istinaden hakkında verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararların katılan tarafın itirazı üzerine Adana 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 18.10.2021 tarih 2021/7457 sayılı kararı ile kaldırılması üzerine sanık hakkında kamu davası açıldığı, sanığın gerek kovuşturmada gerekse soruşturmada pişmanlığını gösterir beyan veya davranışlarının bulunmadığı, geçmişte uyuşturucu madde kullanmak suçundan 2 kez kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve 1 kez de hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği,

Sanığın işlemiş olduğu suçtan dolayı pişmanlık duymadığı gibi olayı doğru bir şekilde anlatmayarak saptırmaya çalıştığı, sanığın av tüfeğini maktulün neredeyse ağzına girecek şekilde ve bitişik atış olacak bicimde tutarken av tüfeği ucundaki kartuş tapasının maktulün ağzının içerisinde kalacak ve ayrıca maktulün ağız ve çene bölgesinde çok ağır bir yaralanma meydana gelecek bicimde olayın meydana gelmesi sebebiyle TCK'nın 61. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesini ve bireyselleştirilmesini düzenleyen madde metnindeki ölçütlerden suçun işlenmiş biçiminin çok ağır neredeyse doğrudan kasta yakın şeklinde gerçekleşmesi, suçun işlenmesinde kullanılan tüfeğin çok nitelikli bir silah olması, suçun konusunun önemi, meydana gelen ölüm neticesinin ağır bir şekilde işlenmesi, olası kast derecesinin çok yoğun olması göz önüne

alındığında sanığın işlediği sabit olan olası kastla öldürme suçundan TCK'nın 21/2. maddesi uyarınca 20 ila 24 yıl hapis cezası seçeneklerinden üst sınıra yakın bir ceza yerine alt sınır olan 20 yıl hapis cezası takdir olunması veya ayrıca TCK'nın 62. maddesindeki sanığın olumsuz geçmişi ve olumsuz sayılabilecek sosyal ilişkileri ile olaydan dolayı gerçek bir pişmanlık ortaya koymaması dikkate alınarak sanık hakkında TCK'nın 62. maddesi uyarınca indirim yapılmaması gerektiği görüşündeyim.