"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:Ceza Dairesi
SAYISI: 2023/420 E., 2023/1136 K.
SUÇ : Kasten öldürme
HÜKÜMLER: Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ: Temyiz istemlerinin esastan reddi ile hükümlerin onanması
İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (5271 sayılı Kanun) 286/1. maddesi uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260/1. maddesi gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291/1. maddesi gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294/1. maddesi gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298/1. maddesi gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Sanıklar müdafileri ile katılan vekilinin duruşmalı inceleme taleplerinin, 7079 sayılı Kanun’un 94. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 299/1. maddesi gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Mersin 5. Ağır Ceza Mahkemesinin, 10.11.2022 tarihli ve 2022/137 Esas, 2022/430 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında maktule yönelik nitelikli kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 82/1-a, 62, 53. maddeleri uyarınca ayrı ayrı müebbet hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2.Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 12.07.2023 tarihli ve 2023/420 Esas, 2023/1136 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik sanıklar müdafiileri ve katılan vekilinin başvuruları ile re'sen yapılan inceleme sonucunda istinaf başvurularının kabulüne karar verilerek 5271 sayılı Kanun’un 280/1-g. maddesi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde aynı Kanun’un 280/2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile;
a. Sanık ... hakkında maktule yönelik kasten öldürme suçundan 5237 sayılı Kanun'un 37/1, 81/1, 62, 53. maddeleri uyarınca 25 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına,
b. Sanık ... hakkında maktule yönelik kasten öldürme suçundan 5237 sayılı Kanun'un 37/1, 81/1, 29, 62, 53. maddeleri uyarınca 13 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına,
c. Sanık ... hakkında maktule yönelik kasten öldürme suçuna yardımdan 5237 sayılı Kanun'un 81/1, 39, 53. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Katılan vekilinin temyiz sebepleri özetle; sanıkların eylemi tasarladığına, nitelikli kasten öldürme suçundan indirimsiz cezalandırılmaları gerektiğine,
2.Sanık ... müdafiinin temyiz sebepleri özetle; sanığın kendini savunduğuna, meşru savunma ya da yüksek haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğine,
3.Sanıklar ... ve ... müdafiinin temyiz sebepleri özetle; sanıkların suça katılmadığına, iştirak iradeleri bulunmadığına, haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğine ilişkindir.
III. GEREKÇE
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan ve dosya kapsamına göre yeterli olduğu anlaşılan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, eksik inceleme bulunmadığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanıklar ... ve ... tarafından iştirak iradesi altında gerçekleştirildiğinin saptandığı, sanık ...'in yardım eden olarak sorumlu tutulmasında isabetsizlik bulunmadığı, sanıkların öldürme kararını ne zaman aldıklarının ve belli bir hazırlıkla eylemlerini gerçekleştirdiklerinin kesin olarak saptanamadığı, oluşan şüpheli durumun sanıklar aleyhine yorumlanamayacağı, bu itibarla tasarlamanın koşullarının bulunmadığı, bu nedenle suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, yasal ve yerinde gerekçe gösterilerek sanık ... hakkında uygulanan haksız tahrik hükümlerinin dosya ve deliller ile uyumlu olduğu, takdiri indirimin Mahkemenin takdir yetkisi kapsamında, yasal, yerinde ve yeterli gerekçelerle uygulanmasına karar verildiği, yargılama sonucunda oluşan kanaat ve takdire göre ceza yaptırımlarının yasal bağlamda ve gerekçesi gösterilerek belirlendiği anlaşıldığından, katılan vekili ile sanıklar müdafilerinin temyiz sebeplerinin incelenmesinde hükümlerde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
IV. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 12.07.2023 tarihli ve 2023/420 Esas, 2023/1136 Karar sayılı kararında katılan vekili ve sanıklar müdafiileri tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289/1. maddesi ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302/1. maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, sanık ... hakkındaki hüküm yönünden oy birliğiyle, sanıklar ... ve ... hakkındaki hükümler yönünden oy çokluğuyla TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
Hükmolunan ceza miktarı ve tutuklulukta geçirilen süre dikkate alınarak sanıklar müdafilerinin tahliye taleplerinin REDDİNE,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304/1. maddesi uyarınca Mersin 5. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
12.03.2025 tarihinde karar verildi.
KARŞI OY
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun Birinci Kitap, İkinci Kısımda, “Ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenler” başlıklı İkinci Bölümde yer alan "haksız tahrik" 29. maddede;
“Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir” şeklinde, ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak hüküm altına alınmıştır.
Failin haksız fiilin yol açtığı bu hiddet veya elemin etkisi altında suçlu işlenmesi koşuluyla aradan uzunca bir süre geçse dahi haksız tahrikin varlığı kabul edilebilir. Nitekim Yargıtay çeşitli kararlarında aradan yıllar geçmesine karşın haksız fiilinin fail üzerinde sürekli etkisini dikkat çekerek haksız tahrikin uygulanması gerektiğini kabul etmiştir.
Mağdurun haksız bir fiili sonucunda hiddet veya şiddetli elem etkisinde kalan failin, tahrik edene karşı bir suç işlediğinde kusurunun azaldığı, iradesinde bir zayıflama meydana geldiği, suç işlemekten kendini alıkoyma yeteneğinin ve ceza sorumluluğunun azaldığı kabul edilmiştir.
Haksız tahriki oluşturan ve faili öfke veya şiddetli elem etkisi altında bırakan haksız fiilin, failin huzurunda veya ona yönelik olarak gerçekleştirilmesi şart olmayıp, faile yönelik olarak gerçekleştirilebileceği gibi, yakınlarına, tanıdıklarına, sevdiği kişilere veya tanımamakla birlikte durumundan etkileneceği üçüncü kişilere karşı da gerçekleştirilmesi mümkündür. Böylece failden başkasına yöneltilen haksız bir fiilin de faili öfke veya elem durumuna sokabileceği kabul edilmiştir.
Sanıklardan ...'ın kardeşi olan ...'ın 07/08/2020 tarihinde maktul ...'in de karıştığı silahlı kavgada yaralanması (45 gün yoğun bakımda kalmış ve vücudundan 180 saçma çıkarılacak ve hayati tehlike geçirecek şekilde) eyleminin doğurduğu öfke ve şiddetli elemin etkisiyle sanık ...'ın eylemini gerçekleştirdiği kabul edilip, hiddet ve şiddetli elemin yarattığı öfkenin ağırlığı itibari ile 12-18 yıl hapis cezası öngören TCK'nin 29/1 maddesinin uygulanması sırasında 16 yıl hapis cezası tayin edilmesinin hakkaniyete ve TCK''nin 3/1 maddesindeki ölçülülük kuralına uygun olacağı sonucuna varılarak sanık ... hakkında TCK'nin 29. maddesi uygulanmasına karşılık ,
Her ne kadar resmi kayıtlarda akrabalık ilişkisi anlaşılamamakla birlikte sanık ...'ın babası ...'ın askere gittiğinde öz ağabeyi olan ...'in okul çağının gelmesi nedeni ile nüfus kaydının amcası olan ...'ın üzerine yaptırıldığı iddia edildiğinden dolayısıyla ...'ın sanık ...'ın öz ağabeyinin oğlu olması nedeniyle onun amcası olduğundan ...'ın yaralanması ve ayrıca bu olayda sanık ...'ın kardeşleri olan ... ve ...'ında maktulden şikayetçi konumunda olmaları sebebiyle sanık ...'ın maktule yönelik bu yakın akrabalık ilişkisi sebebiyle tahrik altında olaya katıldığının kabulü gerektiği,
Yine sanık ...'in ise sanık ...'ın ablası ...'nin oğlu olması nedeniyle mağdur ...'ın babası olan ...'in de ...'in dayısı konumunda olduğundan, dolayısıyla mağdur ...'ın da onun dayısının oğlu olması sebebiyle aralarında kuzen ilişkisi söz konusu olduğundan yakın akraba oldukları, Kanunda hangi dereceye kadar yakın akrabalık sebebiyle tahrik indirimi konusunda indirim yapılacağı düzenlenmediği ve ...'ın bu olay sebebiyle ağır yaralanması hususu sanık ...'i de etkilediğinden sanık ... hakkında da TCK'nın 29. maddesinden tahrik indirimi yapılması gerektiği görüşündeyim.