"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2020/413 E., 2023/522 K.
SUÇ : Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305. maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260/1. maddesi gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310. maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317. maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İzmir 28. Asliye Ceza Mahkemesinin, 04.02.2016 tarihli ve 2015/256 Esas, 2016/76 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Birleşen) 3. Ceza Dairesinin, 16.07.2020
tarihli ve 2020/7951 Esas, 2020/9882 Karar sayılı ilâmı ile mağdurun yaralanmasının yaşamsal tehlikeye neden olması nedeniyle sanığın cezasında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 87/1-(d) maddesi uyarınca artırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi nedeniyle bozulmasına ve 1412 sayılı Kanun'un 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınmasına karar verilmiştir.
2. İzmir 28. Asliye Ceza Mahkemesini, 13.06.2023 tarihli ve 2020/413 Esas, 2023/522 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 86/1, 86/3-e, 87/1-(d), 87/1-son, 29/1, 62/1 ve 53/1 maddeleri uyarınca 1 yıl 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ancak 1412 sayılı Kanun'un 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkı nedeniyle 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz isteği özetle; sanığın cezai ehliyeti bulunmadığından hakkında ceza verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması gerektiğine, vesaire ilişkindir.
III. GEREKÇE
Sanığın, mağdurun arkadaşının kardeşi olduğu, olay tarihinde mağdur ve sanığın yanlarında arkadaşları da olduğu halde karşılaştıkları, mağdurun kayınvalidesinin evinin önünde küfürlü konuşmalar yapmaları nedeniyle aralarında tartışma çıktığı, çıkan tartışmada mağdurun ele geçirilemeyen sopa ile sanığı basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaraladığı, sanığın da mağdurun sopa ile vurmasından duyduğu tahrik altında bıçak ile mağduru batına nafiz tek bıçak darbesi ile yaralaması sonucu mağdurun yaşamsal tehlike geçirecek şekilde yaraladığı olayda,
1. Sanığın cezai ehliyetine ilişkin dosyada bulunan raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmesi için Adli Tıp Birinci Üst Kurulunca düzenlenen 16.08.2022 tarihli raporda sanığın cezai ehliyetinin tam olduğu tespitine yer verildiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin temyiz sebebinin incelenmesinde hükümde bozma nedenleri dışında hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Yargıtay (Birleşen) 3. Ceza Dairesinin, 16.07.2020 tarihli ve 2020/7951 Esas, 2020/9882 Karar sayılı bozma ilâmı ile Mahkeme tarafından verilen hükmün sanık aleyhine sebep içerecek şekilde bozulmuş olması karşısında, sanığa aleyhe bozmaya karşı diyecekleri sorulmadan, müdafiinin beyanının alınması ile yetinilerek hüküm kurulması suretiyle, 1412 sayılı Kanun'un 326/2. maddesine aykırı davranılarak sanığın savunma hakkının kısıtlanması, hukuka aykırı bulunmuştur.
3. Sanığa ek savunma hakkı tanınmadan, iddianamede gösterilmeyen 5237 sayılı TCK'nin 87/1-(d) ve 87/1-son maddelerinin uygulanması suretiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (Pelissier ve Sassi/Fransa, No: 25444/94, P. 67) kararında belirtildiği üzere, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Adil yargılanma hakkı” başlıklı 6. maddesine, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36. maddesine ve 5271 sayılı Kanun'un 226. maddesine muhalefet edilerek sanığın savunma hakkının kısıtlanması, hukuka aykırı bulunmuştur.
4. Sanık ile mağdur arasında yaşanan tartışmada, mağdurun sanığa sopa ile vurması üzerine sanığın, mağduru batına nafiz ve karaciğer yaralanması meydana gelecek şekilde yaraladığı olayda, sanığın cezasında 5237 sayılı Kanun'un 29/1. maddesine göre haksız tahrik indirimi yapılırken makul oranda indirim yapılması yerine en üst hadden indirim yapılması, hukuka aykırı bulunmuştur.
5. Sanık hakkında tayin olunan hapis cezasının aleyhe temyiz bulunmaması nedeniyle oluşan kazanılmış hak nedeniyle, 1412 sayılı Kanun'un 326/son maddesi uyarınca “7 ay 15 gün hapis cezası üzerinden infaz edilmesine” karar verilmesi gerekirken “7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına” karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
IV. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İzmir 28. Asliye Ceza Mahkemesinin, 13.06.2023 tarihli ve 2020/413 Esas, 2023/522 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz istemi bu yönüyle yerinde görüldüğünden hükmün savunma hakkının kısıtlanması, haksız tahrik indiriminin fazla yapılması ve kazanılmış hakka ilişkin hatalı uygulama yapılması yönlerinden 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
1412 sayılı Kanun'un 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınmasına,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
09.05.2024 tarihinde karar verildi.