Logo

1. Ceza Dairesi2023/8554 E. 2024/4141 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin bilinçli taksirle öldürme mü yoksa kasten öldürme suçu mu olduğuna ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Sanığın kapalı mekanda alkollü olarak tüfekle oynaması nedeniyle meydana gelen ölümün öngörülebilir olması ve sanığın neticeyi istememesine rağmen kayıtsız kalarak hareketini sürdürmesi bilinçli taksir suçunun unsurlarını oluşturduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi

SAYISI : 2023/252 E., 2023/298 K.

SUÇ : Bilinçli taksirle öldürme

HÜKÜM : Mahkûmiyet

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası ve 307 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 04.06.2020 tarihli ve 2020/341 Esas, 2020/761 Karar sayılı kararının, katılanlar vekili tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 28.03.2023 tarihli ve 2022/6718 Esas, 2023/1394 Karar sayılı kararı ile, "sanığın bilinçli taksirle öldürme suçundan cezalandırılması gerektiğinin gözetilmemesi" nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

2. Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 05.09.2023 tarihli ve 2023/252 Esas, 2023/298 Karar sayılı kararıyla sanık hakkında bilinçli taksirle öldürme suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 85/1, 22/3, 62/1. maddeleri uyarınca 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

1.Katılanlar vekilinin temyiz sebepleri, sanığın olası kastla öldürme suçundan cezalandırılması gerektiğine,

2. Sanık müdafiinin temyiz sebepleri, bilinçli taksir olmadığına, teşdit uygulanmaması gerektiğine ilişkindir.

III. GEREKÇE

Sanık ... ile maktul ...'ın arkadaş oldukları, olay tarihinde sanık ile maktulün öncesinde alkol alarak arkadaşları ...'un babasının iş yerine gittikleri, bir süre sohbet ettikten sonra ...'un çay demlemek amacıyla aşağı kata indiği, bu sırada sanık ... ve maktul ...'ın iş yerinde bulunan tüfeği aldıkları, sanık ...'nın elinde bulunan tüfeğin namlusu maktule baktığı sırada tüfeğin patladığı, maktulün sol gözünden bitişik-bitişiğe yakın mesafeden vurulması sonucu hayatını kaybettiği olayda,

Yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, alınan raporların yeterli ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, sanığın maktulü bilerek ve isteyerek vurduğu yönünde bir delil bulunmadığı, ancak meydana gelen ve istenilmeyen neticenin alkollü olan ve kapalı mekanda ateşli silahla oynayan sanık tarafından öngörülebilir nitelikte olması nedeniyle suç vasfının bilinçli taksirle öldürme olarak kabulünde ve yargılama sonucunda oluşan kanaat ve takdire göre belirlenen yaptırımda isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

IV. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 05.09.2023 tarihli ve 2023/252 Esas, 2023/298 Karar sayılı kararında katılanlar vekili ve sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, Üyeler ... ve ...'in sanığın kasten öldürme suçundan cezalandırılması gerektiğinden hükmün bozulmasına yönelen karşı oylarıyla ve oy çokluğuyla TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

04.06.2024 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY:

Konya Cumhuriyet Başsavcılığı 25.06.2019 tarihinde düzenlemiş olduğu 2019/8779 Esas no'lu iddianamesinde; Şüpheliler ... ve ... Törün'ün, Maktul ...'i kasten öldürdüklerini ve Türk Ceza Kanunu'nun 81/1 uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi kamu adına talep etmiştir.

Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesi 2023/252 Esas, 2023/298 Karar sayılı 05.09.2023 tarihli kararında; Sanık ...'ın bilinçli taksirle ölüme neden olma suçunu işlediğini belirterek TCK'nın 85/1, 22/3 uyarınca sanığın cezalandırılmasına karar vermiştir. Karar katılanlar vekili ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmiştir.

Dairemiz oy çokluğuyla kararın onanmasına karar vermiştir. Dairemizin onama yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyoruz. Şöyleki; Dairemizin çoğunluk görüşü sanığın üzerine atılı eylemi bilinçli taksir olarak kabul etmiştir. Sanığın üzerine atılı eylemi bilinçli taksir veya olası kast altında işlenmemiştir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 02.07.2019 tarihli ve 2019/1-121 Esas, 2019/518 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; "Bilinçli taksirde gerçekleşen sonuç, fail tarafından öngörüldüğü hâlde istenmemiştir. Gerçekten neticeyi öngördüğü hâlde, sırf şansına veya başka etkenlere, hatta kendi beceri veya bilgisine güvenerek hareket eden kimsenin tehlikelilik hâli, bunu öngörememiş olan kimsenin tehlikelilik hâli ile bir tutulamayacaktır. Neticeyi öngören kimse, ne olursa olsun bu sonucu meydana getirecek harekette bulunmamakla yükümlüdür. Öngörülen muhtemel neticenin meydana gelmesine kayıtsız kalınması durumunda olası kast, öngörülen muhtemel neticenin meydana gelmesinin istenmemesine rağmen neticenin meydana gelmesinin engellenemediği ahvalde bilinçli taksir söz konusu olacaktır. Diğer bir deyişle, failin neticeyi istememekle beraber neticenin meydana gelmesinin muhtemel olduğunu bilmesine rağmen duruma kayıtsız kalarak hareketini sürdürmek suretiyle muhtemel neticeyi kabullenmesi durumunda olası kast, failin neticeyi öngörmesine rağmen becerisine, şansına, tecrübesine ya da başka bir etkene güvenip neticenin meydana gelmeyeceğine inanarak gerektiğinde muhtemel neticenin gerçekleşmemesi için gerekli önlemleri de almak suretiyle hareketini sürdürmesi halinde ise bilinçli taksir söz konusu olacaktır."

Maktule ait otopsi raporunda, "maktulün vücudunda sol göz çevresinde av tüfeği saçma tanesi toplu giriş yarası olduğu, ölümünün av tüfeği saçma taneleri yaralanmasına bağlı kafatası ve yüz kemikleri kırıklarıyla birlikte beyin kanaması, beyin doku harabiyeti sonucu meydana gelmiş olduğu, ölümüne neden olan atışın bitişik veya bitişiğe yakın (0-3 cm) atış mesafesinden yapılmış olduğu" belirtilmiştir.

Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen raporda, "12 kalibre, mekanizmalı av tüfeğinin alev gizleyeni ile birlikte namlu boyunun 53.8 cm, namlu ucu ile tetik arasının 70.8 cm uzunluğunda olduğu, seyyar dipçikli olup, tüm uzunluğunun da seyyar dipçiği açık iken 108 cm, seyyar dipçiği kapalı iken 98.5 cm olarak ölçüldüğü, atışa hazır halde yani fişek yatağında fişek var ve emniyeti açık iken tetiğine basınç kuvveti uygulanmadan çekme, çekiştirme veya sarsıntı gibi etkenlere kendiliğinden patlamadığı, yine atışa hazır halde iken beton gibi sert bir zemine üzerine düşürülmesi ya da dipçiği yere gelecek şekilde düşmesi veya vurulması sırasında da kendiliğinden patlamadığı, fişek yatağındaki fişeğin patlaması için elektronik tetik ölçme cihazı ile yapılan ölçüm sırasında tetiğine 3.8 kg civarında basınç kuvveti uygulanması gerektiğinin tespit edildiği" belirtilmiştir.

Sanık ...'nın savunması dosya kapsamındaki deliller ile örtüşmediğinden tarafımızca itibar edilmemiştir.

Olay günü sanıklar ve maktulün birlikte temyiz dışı sanık ...'un babasının iş yerine alkollü vaziyette gittikleri, sanık ...'un çay demlemek amacıyla aşağı indiği, bu sırada sanık ... ile maktulün iş yerinde bulunan tüfeği aldıkları, av tüfeğinin uzunluğu itibariyle maktulün namlusu kendisine dönük şekilde tutarken tetiğe dokunmasının mümkün olmadığı, raporla da sabit olduğu üzere herhangi bir arızası bulunmayan tüfeğin çekiştirme ile patlamayacağı, tetiğe 3.8 kg civarında basınç kuvveti uygulanması gerektiği, dolayısıyla sanık ... ile maktulden başkası bulunmayan olay yerinde, sanık ...'nın elinde bulunan tüfeğin, namlusu maktule baktığı sırada belirtilen basıncın uygulaması suretiyle tetiğine bastığı, tüfeğin patlaması üzerine namlusundan çıkan saçma tanelerinin, bitişiğe yakın mesafeden toplu halde sol göz bölgesinden giriş yaptığı, akabinde kafa kaide, kubbe ve yüz kemiklerinde çok parçalı kırığa, kafa içi kanamaya ve beyin doku harabiyetine yol açarak, bu sebeplerle maktulün ölümüne sebep olduğu olayda, tüfeğin namlusu maktulün yüz bölgesine bitişiğe yakın bir mesafede bulunduğu halde, tetiğine ani geliştirdiği kastıyla bilerek ve isteyerek bastığına dair şüphe bulunmayan sanığın, gerçekleştirdiği bu eylemi sonucunda maktulün isabet alıp ölmesinin öngörülebilir bir neticenin ötesinde, gerçekleşmesi muhakkak bir netice olması karşısında, sanığın kasten adam öldürme suçunu işlediği ve TCK'nin 81 maddesi uyarınca cezalandırılması gerektiği görüşündeyiz. 04.06.2024