"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2023/1930 E., 2023/2158 K.
SUÇ : Nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma
İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286/1. ve 286/2-(a) maddeleri gereği temyiz edilebilir olduğu, 260/1. maddesi gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291/1. maddesi gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294/1. maddesi gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298/1. maddesi gereğince temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İzmir 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin, 03.03.2023 tarihli ve 2022/274 Esas, 2023/148 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuk hakkında katılana karşı nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 82/1-(e), 35/2, 29/1, 31/3. maddeleri uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
2. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 04.07.2023 tarihli ve 2023/1930 Esas, 2023/2158 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuk hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik suça sürüklenen çocuk müdafiinin istinaf başvurusunun katılanın yaşamsal tehlike geçirecek şekilde yaralandığı olayda, teşebbüs nedeniyle 13 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası öngören 5237 sayılı Kanun'un 35/2. maddesi uyarınca meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı gözönünde tutularak, makul oranda ceza tayini yerine yazılı şekilde makul seviyenin hemen altında olacak şekilde eksik ceza tayin edilmesi hususu eleştirilerek 5271 sayılı Kanun’un 280/1-(a) maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz istemi özetle; suç vasfının kasten yaralama olduğuna, eylemin meşru savunma sınırları içerisinde kaldığına, beraatine karar verilmesi gerektiğine, haksız tahrik indiriminin en üst sınırdan yapılması gerektiğine ilişkindir.
III. GEREKÇE
Suça sürüklenen çocuk ile katılanın arkadaş oldukları, olay tarihinden önce aralarında küfürleşme sebebiyle tartışma yaşandığı, olay tarihinde tarafların karşılaştıkları, suça sürüklenen çocuğun katılandan küfür ettiği için özür dilemesini istediği, katılanın özür dilemediği, akabinde sözlü tartışmanın kavgaya dönüştüğü, katılanın suça sürüklenen çocuğa yumruk attığı, suça sürüklenen çocuğun ise öncelikle katılana kafa attığı, ardından katılanı kürek kemiği, sağ uyluk, sol dirsek ve karın bölgesinden olmak üzere beş kez bıçakladığı, katılanın yere düştüğü ve suça sürüklenen çocuğun olay yerinden kaçtığı, yoldan geçmekte olan araçla katılanın hastaneye götürülerek tedavi altına alındığı, katılandaki bıçak darbelerinden bir tanesinin yaşamsal tehlikeye neden olduğu, diğerlerinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte olduğu olayda, suçta kullanılan bıçağın öldürmeye elverişliliği, darbe sayısı, hedef alınan vücut bölgeleri, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, katılanın nefesinin kesilmesi ve yere düşmesi üzerine suça sürüklenen çocuğun sonuca ulaştığını düşünerek olay yerinde kaçtığı gözetildiğinde, Mahkemece suç vasfının nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs olarak belirlenmesinde isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından Tebliğname'nin bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan ve dosya kapsamına göre yeterli olduğu anlaşılan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, dosyada mevcut delillerin isabetli şekilde değerlendirildiği, eylemin suça sürüklenen çocuk tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, suç vasfının nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs olarak nitelendirilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, meşru savunma müessesesinin uygulanması için saldırı teşkil eden ilk hareketin sanıktan kaynaklanmaması, saldırı ile savunma arasında orantılılık bulunması gibi kriterlerin aranacağı, somut olayda ise karşılıklı yumruklaşma şeklinde başlayan ve devam eden
kavganın suça sürüklenen çocuğun bıçakla katılanı beş kez bıçaklaması ve hayati tehlikeye neden olacak şekilde yaralaması ile sonuçlanması karşısında savunmanın orantılı olmaması nedeniyle meşru savunma koşullarının oluşmadığı, katılandan suça sürüklenen çocuğa yönelen ve haksız tahrik oluşturan eylemlerin niteliği ve ulaştığı boyut dikkate alındığında belirlenen indirim oranının isabetli olduğu anlaşıldığından, ileri sürülen temyiz nedenlerinin incelenmesinde hükümde Bölge Adliye Mahkemesinin eleştirisi dışında hukuka aykırılık bulunmamıştır.
IV. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 04.07.2023 tarihli ve 2023/1930 Esas, 2023/2158 Karar sayılı kararında suça sürüklenen çocuk müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289/1. maddesi ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302/1. maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304/1. maddesi uyarınca İzmir 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
24.04.2025 tarihinde karar verildi.