Logo

1. Ceza Dairesi2023/9190 E. 2025/1303 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sanığın mağduru kasten öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılmasına ilişkin istinaf başvurularının reddine dair temyiz incelemesinde, haksız tahrik hükümlerinin uygulanması ve cezanın miktarı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Sanığın daha önce kendisine öldürmeye teşebbüs eden ve bu eyleminden dolayı hükümlü olan mağdurla karşılaşması üzerine işlediği eylemin haksız tahrik altında kaldığı, ayrıca mağdurda oluşan yaralanmaların niteliği ve tehlikenin ağırlığı gözetilerek cezanın eksik tayin edildiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

SAYISI : 2023/1397 E., 2023/1307 K.

SUÇ : Kasten öldürmeye teşebbüs

HÜKÜM : İstinaf başvurularının esastan reddi kararı

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286/1. maddesi uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260/1. maddesi gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291/1. maddesi gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294/1. maddesi gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298/1. maddesi gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299/1. maddesi gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1. Mersin 7. Ağır Ceza Mahkemesinin, 04.07.2023 tarihli ve 2023/33 Esas, 2023/228 Karar sayılı kararı ile; sanık hakkında kasten öldürmeye teşebbüs suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 81/1, 35, 29, 62, 53. maddeleri uyarınca 6 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, karar verilmiştir.

2. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesinin, 02.10.2023 tarihli ve 2023/1397 Esas, 2023/1307 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik Cumhuriyet Savcısının (aleyhe), sanık ve müdafiinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280/1-a maddesi uyarınca esastan reddine, karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

1. Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısının temyiz sebepleri özetle; sanık lehine haksız tahrik hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine, ilişkindir.

2. Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle; eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeye, eylemin meşru savunma kapsamında kaldığından sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğine, eylemin kasten yaralama kapsamında kaldığına, teşebbüsün, haksız tahrikin, takdiri indirimin derecelerine, ilişkindir.

III. GEREKÇE

1. Sanık ile mağdur arasında olaydan önce mağdurun sanığa yönelik gerçekleştirdiği öldürmeye teşebbüs eylemi nedeniyle dayalı öldürmeyi gerektirir bir husumet olduğu, hatta mağdur hakkında buna ilişkin kesinleşmiş mahkumiyet kararı olduğu, sanığın olay günü öldürmeye elverişli bıçakla mağduru ... bakımdan önem taşıyan kafa ve göğüs kafesi bölgelerinden çok sayıda bıçak darbesi ile yaraladığı, mağdurun adli muayene raporuna göre ... tehlike geçirecek şekilde ve yüzünde sabit iz oluşacak şekilde yaralandığı, olay anını gösteren kamera kayıtlarının incelenmesinde sanığın mağduru gördüğünde cebinden bıçağını çıkarttığı, yanındaki şahsın engel olmaya çalışmasına rağmen mağdurun yanına koşarak gidip mağduru defalarca bıçakladığı, mağdurun kaçmaya çalışmasına rağmen peşinden giderek bıçaklamaya devam ettiği, sanığın eylemine etrafın kalabalık olması ve mağdurun karşı koymaya çalışması sebebiyle kendiliğinden değil engel bir nedenle son verdiği anlaşılan olayda;

2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan ve dosya kapsamına göre yeterli olduğu anlaşılan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, dosyada mevcut delillerin isabetli şekilde değerlendirildiği, eylemin sanık

tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, dosya kapsamında eksik incelemenin söz konusu olmadığı, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, takdiri indirimin Mahkemenin takdir yetkisi kapsamında, yasal, yerinde ve yeterli gerekçelerle uygulanmasına karar verildiği anlaşıldığından, ileri sürülen temyiz sebeplerinin incelenmesinde bozma nedenleri dışında hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

3. Teşebbüs Yönünden

Mağdurun bıçakla yaralanması neticesinde maruz kaldığı, oksipital bölgede 3 cm, sol frontalden sol maksiller bölgeye uzanan 15 cm, sağ klavikula distalinde 3 cm, sol skapula üzerinde 2 cm, T11-T12 vertebra hizasında 3 cm, sol dirsek lateralinde 5 cm sütür, toraks Bt de sağ akciğer pnömotoraks olup torakostomi uygulandığı, bu nedenle ... tehlike geçirecek ve yüzde sabit iz olacak şekilde yaralandığı anlaşılmakla mağdurda oluşan yaralanmaların nitelikleri dolayısıyla meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığına göre teşebbüs nedeniyle (9) yıldan (15) yıla hapis cezası öngören 5237 sayılı Kanun'un 35. maddesi ile yapılan uygulama sırasında cezanın makulden uzaklaşılarak tayini yerine, (12) yıl hapis cezasına hükmedilmek suretiyle eksik ceza tayini, hukuka aykırı bulunmuştur.

4. Haksız Tahrik Yönünden

Mağdurun sanığa yönelik 05.07.2018 tarihinde gerçekleştirdiği kasten öldürmeye teşebbüs eylemi nedeniyle hakkında mahkumiyet kararı verildiği ve cezaevine girdiği, UYAP sisteminden yapılan kontrollerde mağdurun 13.05.2020 tarihinde pandemi nedeniyle cezaevinden izinli çıktığı, olayın 22.09.2021 tarihinde gerçekleştiği, sanık ve mağdur beyanlarından sanık ile mağdurun olay günü mağdur cezaevinden çıktıktan sonra ilk kez karşılaştıklarının anlaşıldığı, bu sebeple sanığın eylemini daha önce kendisini öldürmeye teşebbüs eden mağdura karşı haksız tahrik altında gerçekleştirdiği anlaşılmakla, mağdurdan sanığa yönelen ve haksız tahrik oluşturan eylemlerin ulaştığı boyut dikkate alındığında, haksız tahrik nedeniyle 5237 sayılı Kanun'un 29. maddesi uyarınca, asgari oranda indirim yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurarak eksik ceza tayin edilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.

IV. KARAR

Gerekçe bölümünde yer alan (3) ve (4) numaralı paragraflarda açıklanan nedenlerle Cumhuriyet Savcısı ve sanık müdafiinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden Adana Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesinin, 02.10.2023 tarihli ve 2023/1397 Esas, 2023/1307 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302/2. maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, haksız tahrik yönünden oy çokluğuyla, teşebbüs yönünden oy birliğiyle BOZULMASINA,

Hükmolunan ceza miktarı ve tutuklulukta geçirilen süre dikkate alınarak sanık müdafiinin tahliye talebinin REDDİNE,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304/2-a maddesi uyarınca Mersin 7. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Adana Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesine, gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

20.02.2025 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY

5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitap, İkinci Kısımda, “Ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenler” başlıklı İkinci Bölümde yer alan "haksız tahrik" 29. maddede;

“Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir” şeklinde, ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak hüküm altına alınmıştır.

Ceza Genel Kurulunun çeşitli kararlarında tartışmasız olarak benimsendiği üzere, tahrik nedeniyle yapılacak indirimin oranı belirlenirken, haksız tahriki oluşturan hareketin işleniş şekli, yeri, niteliği, zamanı, yöresel şartlar ve tahrik eden ile edilenin durumları göz önüne alınıp değerlendirilmelidir.

Haksız tahrik indirimi yapılırken kanunun 3. Maddesi uyarınca fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ilkesi gözetilmeli, mağdurdan kaynaklanan haksız tahrik teşkil eden hareketlerin haksızlık boyutuna göre TCK'nın 3. maddesi uyarınca orantılık ilkesi gözetilerek TCK'nın 29. maddesi gereğince haksız tahrik indiriminin belirlenmesi gerekmektedir. Yani haksız tahrik oluşturan eylemlerin bir veya birden fazla olup olmadığı, bu hareketlerin tevali edip etmediği dikkate alınarak indirim oranı ona göre belirlenmektedir.

Yargıtay haksız tahrik indirimine ilişkin oran belirlenirken olaya ve taraflara ilişkin tüm koşulların gözetilmesi gerektiğini belirtmekle birlikte, Yargıtay Mahkemenin tahrik nedeniyle uyguladığı indirim oranının somut olaya uygun olup olmadığını denetlemektedir.

Failin haksız fiilin yol açtığı bu hiddet veya elemin etkisi altında suçlu işlenmesi koşuluyla aradan uzunca bir süre geçse dahi haksız tahrikin varlığı kabul edilebilir. Nitekim Yargıtay çeşitli kararlarında aradan yıllar geçmesine karşın haksız fiilinin fail üzerinde sürekli etkisini dikkat çekerek haksız tahrikin uygulanması gerektiğini kabul etmiştir.

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;

05/07/2018 günü saat 17:00 sıralarında Viranşehir Mahallesi Viranşehir Caddesi ... Apartmanı altı ... İletişim isimli iş yerinde meydana gelen olayın müştekisi ile sanığın Suriye vatandaşı oldukları, akraba oldukları ve aralarında Suriye ülkesinde süre gelen kan davası bulunduğu, tarafların bu olay nedeniyle bir araya gelmemeye çalıştıkları, ancak buna rağmen kan davasının taraflar arasında devam ettiği, olay günü ... ve müşteki ... ... ...'nın müşteri olarak ... adlı iş yerine geldikleri, sanık ...'nın yanında iki kişi olduğu halde kiralamış olduğu araçla aynı cadde üzerinde seyir halindeyken müştekinin motosikletini gördüğü, yanında taşıdığı sopa ve bıçakla ... iletişim adlı iş yerine girdiği, sopa ile müştekiye vurduğu, sopanın kırıldığı, bu kez yere düşen müştekiye bıçakla vurmaya başladığı, bıçakla müşteki ...'ın sol el, sağ el bileği iç kısmı, sağ kulak üstü, sırtı, ve boyun sağ tarafı olmak üzere 7 yerinden bıçakladığı, daha sonra sanık ... ve arkadaşlarının beyaz renkli araçla olay yerinden kaçtıkları, müşteki ...'ın olay yerine gelen ambulansla hastaneye kaldırıldığı, Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nin 13/08/2018 tarihli adli raporunda ...'nın yaralanmasının yaşamını tehlikeye uğrattığının, basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte olmadığının, kırığın hayat fonksiyonlarını orta derecede etkileyecek nitelikte olduğunun tespit edilmesi üzerine mağdurun sanığı 05/07/2018 tarihinde kasten öldürmeye teşebbüs suçundan TCKnun 81, 35 ve 62. maddeleri uyarınca 10 yıl mahkumiyet kararı aldığı, TCK'nin 29. maddesinn uygulanmadığı, mağdurun hükümlü olarak cezaevine girdiği, UYAP sisteminden yapılan kontrollerde mağdurun 13/05/2020 tarihinde pandemi nedeniyle cezaevinden izinli çıktığı, olayın 22/09/2021 tarihinde gerçekleştiği, sanık ile mağdurun mağdur cezaevinden çıktıktan sonra ilk kez karşılaştıklarını, mağduru görünce korktuğunu ve kendisine zarar vereceğini düşündüğünü beyan ettiği, mağdurun da kendisi cezaevinden çıktıktan sonra bu olayların son bulduğunu düşündüğünü beyan ettiği, sanık ve mağdur beyanlarından sanık ile mağdurun olay günü mağdur cezaevinden çıktıktan sonra ilk kez karşılaştıklarının anlaşıldığı, bu sebeple sanığın eylemini daha önce kendisini ... tehlike geçirip BTM ile giderilemeyecek ve orta derecede kemik kırığı gibi ağır bir ... sonucu öldürmeye teşebbüs gibi ağır bir suç işleyen mağdura karşı haksız tahrik altında gerçekleştirdiği hususunda ilk derece mahkememesince olayın özellikleri ve haksız tahriki oluşturan olayın üzerinden geçen süre dikkate alınarak sanığın cezasından TCK'nin 29/1. maddesi gereğince 1/3 oranında indirim yapılmasının (mağdurdan kaynaklanan haksız tahrik teşkil eden ağır nitelikteki hareketlerin haksızlık boyutuna göre TCK'nin 3. maddesi uyarınca orantılık ilkesi gözetilerek) dosya kapsamına uygun düştüğünden haksız tahrik nedeniyle bozma kararı verilmemesi görüşündeyim.