Logo

1. Ceza Dairesi2023/9243 E. 2024/9 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildikten sonra denetim süresi içinde işlenen suçtan dolayı hükmün açıklanması yoluna gidilmesi üzerine zamanaşımı süresinin hesabında durma süresinin dikkate alınıp alınmayacağı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı kesinleştikten sonra, deneme süresi içinde yeni bir suç işlenmesi halinde zamanaşımı süresinin, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği tarih ile yeni suçun işlendiği tarih arasında geçen sürenin çıkarılması suretiyle hesaplanması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına ve davanın zamanaşımından düşmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

... 6. Asliye Ceza Mahkemesinin, 16.03.2023 tarihli ve 2022/549 Esas, 2023/102 Karar sayılı kararı ile hükümlünün, tabi tutulduğu denetim süresi içinde yeni bir kasıtlı suç işlediğinin ihbarı üzerine 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 231 ... maddesinin onbirinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanması ile hükümlü hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, 31 ... maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 1.000,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin netice cezanın türü ve miktarı itibarıyla, 5271 sayılı Kanun'un 272 nci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca kesin nitelikte olması sebebiyle 16.03.2023 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir.

Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun'un 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 30.10.2023 tarihli ve 2023/19178 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 28.11.2023 tarihli ve KYB-2023/115612 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İSTEM

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 28.11.2023 tarihli ve KYB-2023/115612 sayılı kanun yararına bozma isteminin; hükümlü ile şikâyetçi arasında uzlaşma usûlü uygulanmadan karar verilmesinde isabet bulunmadığı şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE

1. Hükümlünün tartıştığı şikâyetçiye eli ile vurarak adlî muayene raporunun içeriğine göre basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilir şeklinde yaraladığı anlaşılmakla 5237 sayılı Kanun'un Dava zamanaşımı başlıklı 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ve ikinci fıkrasının ilgili bölümüne göre;

"(1) Kanunda başka türlü yazılmış olan haller dışında kamu davası;

(e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl,

Geçmesiyle düşer.

(2) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; ...geçmesiyle kamu davası düşer."

Hükümlü hakkında açılan kamu davasına konu suçun, 5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası kapsamında bulunduğu ve 4 yıllık olağan, 6 yıllık olağanüstü zamanaşımı sürelerine tabi olduğu belirlenmiştir.

2. Hükümlünün üzerine atılı suçu 24.07.2014 tarihinde işlediği, hükümlünün hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın 15.12.2015 tarihinde verilip 15.01.2016 tarihinde kesinleştiği, hükümlünün Mahkemesince 25.05.2015 tarihinde savunmasının alındığı, hükümlünün 22.07.2018 tarihinde yeniden suç işlediği, suç tarihinde başlayan sürenin 5271 sayılı Kanun'un 231 ... maddesinin sekizinci fıkrasının son cümlesi gereğince 15.01.2016 ilâ 22.07.2018 tarihleri arasında 2 yıl 6 ay 7 gün süreyle durduğu, deneme süresinde işlenen suç tarihi olan 22.07.2018 tarihinden itibaren zamanaşımının yeniden işlediği anlaşılmakla; 25.05.2015 tarihinden itibaren durma süresi de gözetildiğinde hükmün açıklandığı 16.03.2023 tarihine kadar 02.02.2021 tarihinde 5237 sayılı Kanun'un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi, ikinci fıkrası gereğince 4 yıllık olağan zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle hükümlü hakkında açılan davanın düşmesine karar verilmesi gerektiğinden kanun yararına bozma talebi değişik gerekçe ile yerinde görülmekle, 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendinde yer alan; “Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesi doğrudan hükmeder.” şeklindeki düzenleme uyarınca bahse konu hukuka aykırılık Yargıtay tarafından giderilmiştir.

III. KARAR

1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,

2. ... 6. Asliye Ceza Mahkemesinin, 16.03.2023 tarihli ve 2022/549 Esas, 2023/102 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,

3. 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendi uyarınca bozma nedeninin hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektirdiğinden, hükümlü hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

08.01.2024 tarihinde karar verildi.