"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
... 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 20.02.2020 tarihli ve 2019/652 Esas, 2020/169 Karar sayılı kararı ile hükümlünün, tabi tutulduğu denetim süresi içinde yeni bir kasıtlı suç işlediğinin ihbarı üzerine 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 231 ... maddesinin on birinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanması ile hükümlü hakkında müessir fiil suçundan, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (765 sayılı Kanun) 456 ncı maddesinin dördüncü fıkrası, 457 nci maddesinin birinci fıkrası, 51 ... maddesinin ikinci fıkrası, 59 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 365,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin netice cezanın türü ve miktarı itibarıyla, 5271 sayılı Kanun'un 272 nci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca kesin nitelikte olması sebebiyle 20.02.2020 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun'un 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 30.10.2023 tarihli ve 2023/14457 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 28.11.2023 tarihli ve KYB-2023/115566 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 28.11.2023 tarihli ve KYB-2023/115566 sayılı kanun yararına bozma isteminin; olağanüstü dava zamanaşımının gerçekleşmesi nedeniyle kamu davasının düşmesine karar verilmesi gerektiği şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
1. 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendinin; “Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesi doğrudan hükmeder.” şeklinde düzenlendiği belirlenmiştir.
2. Hükümlü ile mağdur arasında çıkan tartışmada satır ile mağdura vurarak basit tıbbi müdahale ile giderilemez ve 10 gün mutad iştigale engel teşkil edecek şekilde yaraladığı anlaşılmıştır.
3. Suç tarihi itibarıyla hükümlünün eylemine uyan suç için, dava zamanaşımı süresi yönünden lehe olan 765 sayılı Kanun'un 456 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca belirlenecek cezanın türü ve üst haddine göre aynı Kanun’un 102 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereği 5 yıl asli zamanaşımı süresi, 104 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 7 yıl 6 ay kesintili zamanaşımı süresi öngörülmüştür.
4. Hükümlünün atılı suçu 31.07.2004 tarihinde işlediği, 26.04.2011 tarihinde verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın 24.05.2011 tarihinde kesinleştiği, hükümlünün 31.10.2005 tarihinde talimat Mahkemesince savunmasının alındığı anlaşılmakla; zamanaşımını en son kesen işlem savunma tarihi olan 31.10.2005 tarihinden hükmün açıklandığı 20.02.2020 tarihine kadar 5 yıllık olağan zamanaşımı süresinin 31.10.2010 tarihinde dolması nedeniyle davanın düşürülmesine karar verilmesi gerektiğinden kanun yararına bozma talebi yerinde görülmekle, 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendi uyarınca bahse konu hukuka aykırılık Yargıtay tarafından giderilmiştir.
III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. ... 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 20.02.2020 tarihli ve 2019/652 Esas, 2020/169 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
3. 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendi uyarınca bozma nedeninin hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektirdiğinden, hükümlü hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
26.02.2024 tarihinde karar verildi.