"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/580 E., 2023/15 K.
SUÇ : Kasten yaralama
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Ret, Onama
Sanık hakkında şikâyetçi ...'a karşı kasten yaralama suçundan neticeten hükmolunan 2.400,00 TL adlî para cezasına ilişkin mahkûmiyet kararının tür ve miktarı itibarıyla 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 31.03.2011 tarihli ve 6217 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 2 nci maddesi uyarınca kesin nitelikte bulunduğu anlaşılmıştır.
Sanık hakkında katılan ...'a karşı eylemi nedeniyle bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza
Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesinin, 16.10.2007 tarihli ve 2006/82 Esas, 2007/809 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Birleşen) 3. Ceza Dairesinin, 27.06.2011 tarihli ve 2008/11365 Esas, 2011/9297 Karar sayılı kararıyla özetle; sanık hakkında şikâyetçi ...’a yönelik kasten yaralama suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün, hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle ve sanık hakkında katılan ...’a yönelik kasten yaralama suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün katılanın hayatî tehlike geçirmesi karşısında sanığın cezasının 5 yıldan az olamayacağının gözetilmemesi, hesap hatası sonucu eksik ceza tayini, mahkemenin olayın oluşu ve kabulüne göre ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı belirlenemediğinden şüpheli kalan bu halden sanığın yararlandırılması gerektiğinin gözetilmemesi, takdîri indirim hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışmasız bırakılması ve eksik inceleme nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
2. Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesinin, 08.03.2012 tarihli ve 2011/584 Esas, 2012/155 Karar sayılı kararıyla sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilerek 16.03.2012 tarihinde kesinleştirilmiş, sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işlemesi üzerine Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesinin, 19.01.2023 tarihli ve 2022/580 Esas, 2023/15 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında;
a. Şikâyetçi ...'a karşı kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanun'un (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkrası uyarınca 2400 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına ve taksitlendirmeye,
b. Katılan ...'a karşı kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, aynı maddenin üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (d ve son) bentleri, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1 yıl 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
Karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz sebepleri özetle; kararı temyiz etme iradesinden ibarettir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanık ile katılan arasında önceye dayalı husumet bulunduğu, olay günü aralarında ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı belirlenemeyen şekilde çıkan kavgada sanığın bıçakla katılanı karın, bacak ve kafasından yaraladığı, batına nafiz kesi nedeniyle katılanın hayatî tehlike geçirdiği anlaşılmıştır.
2. Sanık savunması, katılan beyanları, tanıkların anlatımları, Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 17.01.2006 tarihli adlî muayene raporu, tutanaklar, uzmanlık raporları, nüfus ve adlî sicil kayıtları ile diğer tüm deliller dava dosyasında mevcuttur.
IV. GEREKÇE
1. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı anlaşıldığından, hükümde bozma nedeni dışında hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Dosya içeriğine göre; sanık ile katılanın arasında önceye dayalı husumet bulunduğu, olay günü bu husumet sebebiyle aralarında çıkan kavgada sanığın öldürmeye elverişli toplam uzunluğu 12 cm, tırtıklı kısmı 2,5 cm olan ve 6136 sayılı Kanun kapsamında kalan sustalı çakı bıçağıyla katılanı epigastriumda "V" şeklinde 4 cmlik batına nafiz kesi, batın sağ alt kadranda 1,5 cmlik cilt-cilt altı kesisi, sağ frontalde oblik 2 cm, sol el lateralde 3 cm, sol bacak quadriceps lateralinde 3 cmlik delici kesici alet yarası olacak şekilde yaraladığı, katılanın batına nafiz olan derin kesisinin karaciğer sol lob anteriorda 2 cmlik 2 adet, posteriorda 2 cmlik 2 adet ve mide ön yüzde 1 cmlik yaraya neden olarak katılanın hayatî tehlike geçirmesine neden olduğu, sanığın eylemi neticesinde katılanın birden fazla iç organından yaralandığı, suçta kullanılan aletin elverişliliği, sanığın elverişli aletle katılanın hayati bölgesine şiddetli ve hasar verecek şekilde hedef gözeterek vurması, katılanın yaralarının yeri ve niteliği birlikte değerlendirildiğinde sanığın eyleme bağlı ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu anlaşıldığından, öncelikle sanığın eyleminin 5237 sayılı Kanun'un 81 inci maddesinin birinci fıkrası ve 35 inci maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen kasten öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılıp cezalandırılmayacağının tartışılması ve delillerin takdîr ve değerlendirmesinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek 5235 sayılı Kanun’un 11 inci ve 12 nci maddeleri ile 5271 sayılı Kanun'un 3 üncü, 4 üncü ve 5 inci maddeleri uyarınca görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, görevsiz mahkemede suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde kasten yaralama suçundan hüküm kurulması, hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
A. Sanık hakkında şikâyetçi ...'a karşı kasten yaralama suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü yönünden;
Sanık hakkında hükmolunan netice cezanın türü ve miktarı gözetildiğinde 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 31.03.2011 tarihli ve 6217 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 2 nci maddesi uyarınca hükmün kesin nitelikte bulunduğu anlaşılmakla, sanığın temyiz isteğinin karar tarihi itibarıyla 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin birinci fıkrası ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,
B. Sanık hakkında katılan ...'a karşı kasten yaralama suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü yönünden;
Gerekçe bölümünde (2) numaralı paragrafta açıklandığı üzere suç vasfının hatalı belirlenmesi nedeniyle Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesinin, 19.01.2023 tarihli ve 2022/580 Esas, 2023/15 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, sanığın 1412 sayılı Kanun'un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca sonuç ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkının dikkate alınmasına,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
25.04.2024 tarihinde karar verildi.