"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2022/3264 E., 2023/1836 K.
SUÇ : Kasten yaralama
HÜKÜM : İstinaf başvurularının esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz başvurularının esastan reddi ile hükmün onanması
İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286/1. maddesi uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260/1. maddesi gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291/1. maddesi gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294/1. maddesi gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298/1. maddesi gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I.HUKUKÎ SÜREÇ
1.Söke 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 28.06.2022 tarihli ve 2022/81 Esas, 2022/294 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86/1, 86/3-e, 87/1-d, 29, 53 ve 58. maddeleri uyarınca 5 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
2.İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 14.07.2023 tarihli ve 2022/3264 Esas, 2023/1836 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik Cumhuriyet savcısının (aleyhe) ve sanık müdafiinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280/1-a maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
II.TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle; sanığın suç kastıyla hareket etmediğine, meşru savunmaya, meşru savunmada sınırın aşılmasına ve takdîri indirim hükümlerinin uygulanması gerektiğine ilişkindir.
III.GEREKÇE
1.Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından kasten gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, somut olayda sanık lehine meşru savunma ve sınırın aşılması koşullarının oluşmadığı, takdîri indirim hükümlerinin uygulanması mahkeme takdîrinde olup dosya kapsamı ile uyumlu şekilde yasal ve yeterli gerekçe gösterilerek uygulanmadığı anlaşıldığından, ileri sürülen temyiz sebeplerinin incelenmesinde hükümde bozma nedeni dışında hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2.Sanık ile katılanın olay öncesinde arkadaş oldukları ancak sanığın kaybolan telefonu nedeniyle katılanı suçladığı, bu meseleden aralarında çıkan tartışmada sanığın rastgele salladığı bıçak darbeleri nedeniyle katılanda minimal hemotoraks oluştuğu ve katılanın hayatî tehlike oluşacak şekilde yaralandığı anlaşılan olayda; sanık hakkında 5237 sayılı Kanun'un 86/1. maddesi uyarınca temel cezaya hükmedilirken, 5237 sayılı Kanun'un 61. maddesindeki ölçütler ve 3. maddesindeki cezada orantılılık ilkesi gözetilerek, suçun işleniş biçimi, katılanda meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alınarak temel cezanın makul oranda belirlenmesi gerekirken, sanığın eylemi ile orantılı olmayan şekilde üst sınıra yakın ceza tayin edilmek suretiyle fazla ceza tayini, hukuka aykırı bulunmuştur.
IV.KARAR
Gerekçe bölümünde (2) numaralı paragrafta açıklanan nedenle sanık müdafiinin temyiz sebepleri fazla ceza tayini yönünden yerinde görüldüğünden İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 14.07.2023 tarihli ve 2022/3264 Esas, 2023/1836 Karar sayılı kararının, 5271 sayılı Kanun’un 302/2. maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304/2-a maddesi uyarınca Söke 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,09.01.2025 tarihinde karar verildi.