"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
... 7. Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.03.2023 tarihli ve 2023/112 esas, 2023/378 Karar sayılı kararı ile hükümlü hakkında basit yargılama usûlü uygulanması suretiyle kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (a) bendi, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (5271 sayılı Kanun) 251 ... maddesinin üçüncü fıkrası, 5237 sayılı Kanun'un 53 üncü maddesinin birinci fıkrası, 58 ... maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 6 ay hapis para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin hükme yönelik hükümlü tarafından yapılan itirazın süre yönünden incelenerek reddine dair merci ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 22.06.2023 tarihli ve 2023/675 Değişik ... sayılı kararının kesin olmakla 22.06.2023 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun'un 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 03.01.2024 tarihli ve 2023/21085 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 18.01.2024 tarihli ve KYB-2024/4374 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 18.01.2024 tarihli ve KYB-2024/4374 sayılı kanun yararına bozma isteminin; gerekçeli kararın tebliği için hükümlü adına çıkarılan tebligatın usulsüz olduğu gözetilerek itirazın süresinde olduğu kabul edildikten sonra, duruşma açılarak yargılama yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği hâlde itirazın süre yönünden reddine karar verilmesinde isabet görülmediği şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
1. 5271 sayılı Kanun'un, Basit yargılama usûlü başlıklı 251 ... maddesinin inceleme konusu ile ilgili bölümleri; "(1) Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir. ...
(5) Hükümde itiraz usulü ile itirazın sonuçları belirtilir." şeklinde düzenlenmişken aynı Kanun'un, Basit yargılama usûlünde itiraz başlıklı 252 nci maddesininin birinci, ikinci ve altıncı fıkraları; "(1) 251. madde uyarınca verilen hükümlere karşı itiraz edilebilir. Süresi içinde itiraz edilmeyen hükümler kesinleşir.
(2) İtiraz üzerine hükmü veren mahkemece duruşma açılır ve genel hükümlere göre yargılamaya devam olunur. Taraflar gelmese bile duruşma yapılır ve yokluklarında 223. madde uyarınca hüküm verilebilir. Taraflara gönderilecek davetiyede bu husus yazılır. Duruşmadan önce itirazdan vazgeçilmesi hâlinde duruşma yapılmaz ve itiraz edilmemiş sayılır.
...
(6) Birinci fıkradaki itirazın, süresinde yapılmadığı veya kanun yoluna başvuru hakkı bulunmayan tarafından yapıldığı mahkemesince değerlendirildiğinde dosya, 268. maddenin ikinci fıkrası uyarınca itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderilir. Mercii bu sebepler yönünden incelemesini yapar ve kararını gereği için mahkemesine gönderir." şeklinde hükümleri haizdir.
Aynı Kanun'un, İtiraz usulü ve inceleme mercilerini düzenleyen 268 ... maddesinin ilgili bölümleri uyarınca;
"(1) Hâkim veya mahkeme kararına karşı itiraz, kanunun ayrıca hüküm koymadığı hâllerde 35. maddeye göre ilgililerin kararı öğrendiği günden itibaren yedi gün içinde kararı veren mercie verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt kâtibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Tutanakla tespit edilen beyanı ve imzayı mahkeme başkanı veya hâkim onaylar. 263. madde hükmü saklıdır.
(2) Kararına itiraz edilen hâkim veya mahkeme, itirazı yerinde görürse kararını düzeltir; yerinde görmezse en çok üç gün içinde, itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderir.
(3) ..." şeklinde düzenlenmiştir.
2. Bu kapsamda inceleme konusu dava dosyasının değerlendirilmesinde; hükümlü hakkında açılan davanın basit yargılama usûlü uygulanması suretiyle yürütülüp hükümlünün cezalandırılmasına karar verildiği, anılan kararın hükümlü adına tebliğe çıkarıldığı ancak tebligat mazbatası üzerinde yapılan inceleme neticesinde tebliğ işleminin 7201 sayılı Tebligat Kanunu (7201 sayılı Kanun) hükümlerine uygun olmadığı anlaşılmıştır.
Şöyle ki 7201 sayılı Kanun’un “Tebellüğ edecek şahsın hasım olması” başlıklı 39 uncu maddesinde belirtilen;
“Bu kanun hükümlerine göre kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak alakaları varsa muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamaz.”
Şeklindeki düzenlemeye aykırı olacak şekilde hükümlü adına tebliğe çıkarılan gerekçeli kararın incelenen dosyada şikâyetçi olması nedeniyle hasım olan şikâyetçiye "imzadan imtina ederek muhatabın çarşıda olduğundan haber kağıdının kapıya yapıştırılıp ve komşuya haber verilerek muhtarın imzasına" ibaresi ile muhtara teslim edildiği belirlenmiştir.
Böylece itirazı inceleyen merci tarafından 5271 sayılı Kanun'un 252 nci maddesinin altıncı fıkrası gereği itirazın süresinde olduğunun tespit edilerek dosyanın genel hükümlere göre duruşma açmak üzere Mahkemesine gönderilmesi gerektiği dikkate alınmadan itirazın süre yönünden reddine karar verilmesi, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 22.06.2023 tarihli ve 2023/675 Değişik ... sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
19.02.2024 tarihinde karar verildi.