"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2022/1077 (E) ve 2022/1081 (K)
SUÇ : Kasten öldürme
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
İTİRAZNAME GÖRÜŞÜ : Bozma
İTİRAZA KONU KARAR : Onama
İTİRAZ EDEN : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 05.12.2023 tarihli ve 2023/3946 Esas, 2023/7488 Karar sayılı kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 26.02.2024 tarihli ve KD-1- 2022/85778 sayılı itirazı üzerine yapılan inceleme neticesinde;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 308 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen kanunî süresinde yapılan lehe itiraz başvurusu üzerine dava dosyası, aynı Kanun’un 308 inci maddesinin ikinci fıkrası gereği Dairemize gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Kadirli Ağır Ceza Mahkemesinin, 13.01.2022 tarihli ve 2021/6 Esas, 2022/4 Karar sayılı kararı ile;
Sanık hakkında maktulü kasten öldürme suçundan 5237 sayılı Kanun'un 81 inci maddesinin birinci fıkrası, 29 uncu maddesi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 15 yıl hapis cezasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 28.04.2022 tarihli ve 2022/1077 Esas, 2022/1081 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin ve katılanlar vekillerinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
II. İTİRAZ SEBEPLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz başvurusu, olaydan hemen sonra olay yerine gelen maktulün yakın akrabası olan ...'ın "maktul yerde yatarken baktığımda nefes alma sesi geliyordu ve göğsünden kan fışkırıyordu" şeklindeki beyanı karşısında maktulün göğsünden fışkıran kanın karşısında bulunan kişi veya kişilere sıçraması ve elbiselerinde leke oluşturması gerektiği oysa somut olayda sanık ...’nin gömleğinin sırt bölgesinde iki ayrı yerde geniş alana yayılmış kanlı alanlar olduğu ve bu kanların maktule ait olduğu, maktulün oğlu olan ... ...'ın ise atletinin ön tarafında göbek bölgesinde kanlı alanlar bulunduğu tespit edilmiş, bu durum bir kısım tanıkların belirttikleri şekilde sanık ... ile ... karşılıklı kavga ederken maktul ...'in sanık ...’nin sırtından tuttuğunu ve bu sırada maktulün aldığı darbe sonucu göğsünden fışkıran kanların sanık ...’nin sırt bölgesine ve sanık ...’yi darp eden mağdur ...'ın da göğüs bölgesine sirayet ettiğini gösterdiği, bu haliyle olayın oluş şekli ve teknik deliller dikkate alındığında maktulü bıçaklama eylemini gerçekleştiren kişinin sanık ... değil mağdur ... ... olduğu ve sanık ... hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğinden bahisle onama ilâmının kaldırılmasına ve sanık müdafiinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmesi talebine ilişkindir.
III. GEREKÇE
Sanığın kızkardeşi ile maktulün erkek kardeşinin evli oldukları ve ailevi sorunlar yaşadıkları, sanığın kızkardeşinin evini terk etmesi nedeniyle sanığın maktulü aradığı ve tartışmaya başladıkları, sanığın da maktulü konuşmak için dükkanına davet ettiği, maktulün oğlu ... ... ile sanığın dükkanına geldiği ve çıkan tartışmanın kavgaya dönüştüğü, ... ...'ın da kavgaya dahil olduğu, sanığın masadan aldığı zarf açacağı ile maktule vurduğu ve maktulü kasten öldürdüğü olayda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
IV. KARAR
1. Gerekçe bölümünde belirtilen nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı İTİRAZININ, itiraz sebeplerine katıldığını belirterek itirazın kabulü gerektiği gerekçesiyle üye sayın ...'in karşı oyuyla ve oy çokluğuyla REDDİNE,
2. 5271 sayılı Kanun’un 308 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 05.12.2023 tarihli ve 2023/3946 Esas, 2023/7488 Karar sayılı onama kararı ile ilgili itirazı incelemek üzere dava dosyasının, Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
05.06.2024 tarihinde karar verildi.
KARŞI OY
... ‘un vefat ettiği olayda sanık ... hakkında haksız tahrik altında kasten adam öldürme suçundan mahkumiyet kararı verilmiş olup yerel mahkemece verilen bu karar Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) tarafından onanmış, bu kararın ve lehe ve aleyhe temyiz edilmesi üzerine Dairemiz çoğunluğu tarafından BAM daire kararı yerinde görülmüş ise de, dosya kapsamı ve delil durumuna göre sanık ...’nin üzerine atılı suçu işlediğine dair kesin inandırıcı her türlü şüpheden uzak yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle 5271 sayılı Kanun'un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat etmesi ve hükmün bu nedenle bozulması gerektiği kanaatiyle Dairemizin çoğunluk görüşüne muhalifiz. Şöyle ki;
Sanık ...'nin kız kardeşi ... ile maktül ... 'in erkek kardeşi ... evli olup aralarında çıkan anlaşmazlık sonucu ... baba evine gitmiş bu nedenle taraflar arasında husumet doğmuştur. Olay günü maktul ...’in oğulları ... ve ... ...'la beraber araçla sanığın iş yerinin önüne gelmişler, ... araçta kalmış, ... ... ve maktul ... sanığın emlakçılık işi yaptığı dükkanına girmişlerdir. Kavga ve öldürülme olayı bu dükkanda gerçekleşmiştir.
Olayın gerçekleştiği işyerinde kamera sistemi olduğu ve ancak en son olaydan yaklaşık 1 yıl kadar önce kayıt yaptığı ve sonrasında sistemin kayıt tutmadığı, sadece sanığa ait dükkanın ön tarafını da gören komşu dükkanlara ait kamera kayıtları mevcut olup görüntü kayıtları dosyaya getirilmiştir.
Olay sırasında sanık ...'nin dükkanında kendisinin dışında yanında sekreter olarak görev yapan tanık ... ile müşteri olarak bulunan Yakup olduğu halde ...'ya ait sekreter bölümünde hep birlikte otururken maktul ... ve arkasından da oğlu ... ... dükkana girmişler, sanık ile maktül ve katılan arasında kavga başlamıştır.
Dosya içerisindeki olay yeri görüntüleri izlendiğinde olay mahallinin içinde masa ve iskemlelerin bulunduğu, dar bir mekan olduğu ve tarafların burada kavgaya tutuştukları, kavga sırasında sekreter ...'nın büronun arka tarafındaki kısma kaçıp kapıyı kapadığı, olayları görmediği, müşteri olan ve öğretmenlik yapan tanık Yakup'un olayların bir kısmını gördüğü ve buradaki arbede sırasında maktül ...’in göğsünden aldığı kesici delici alet darbesi neticesi Aort hasarı şekilde oluşan yara sonucu hayatını kaybettiği;
Dükkanda meydana gelen arbede sırasında maktülün oğlu olan ... ...'ın da kesici alet yarası ile basit şekilde yaralandığı, sanık ...'nin de dudak, kafa, boyun, sırt, omuz, her iki bacakta abrazyon kızarıklık ve morluklar oluştuğu ve yine sağ el iki üç ve dördüncü parmaklarında kesiler bulunduğu anlaşılmıştır.
Olayın oluş ve gelişme şeklini taraflar farklı şekilde anlatmaktadır, yerel mahkeme tarafından katılan ... ...'ın beyanlarına üstünlük tanınarak maktul ...’in sanık ... tarafından mektup açma bıçağı ile sternum bölgesine vurularak öldürüldüğü kabul edilmiştir.
Yerel mahkemenin kabulünün dosya kapsamı, dinlenen tarafsız tanık bayanları ve teknik delillerle uyuşmadığını ve sanığın müsnet suçtan beraatine karar verilmesi gerektiğini düşündüğümüzden karşı oy gerekçemizi izah açısından dosyanın oluş şeklinin detaylı olarak anlatılması gereklidir.
Katılan ... Olay günü kollukta verdiği ilk beyanında: Aralarındaki sorunu konuşmak için ...'nin iş yerine gittiklerini babasının önceden içeri girip kapıyı kapadığını kendisinin tekme ile kapıyı açtığını babası içeri girince ...'nin babasını ittirdiğini ve masanın üzerinde duran siyah saplı zarf açacağını eline alarak babasına salladığını, bu aşamadan sonrasını hatırlamadığını, kendisine geldiğinde hastanede olduğunu ve babasının vefat ettiğini öğrendiğini anlatmıştır.
Katılan ... Savcılıktaki Müdafili ifadesinde: Babası ile birlikte sanık ...'nin iş yerine gittiklerini önce babasının içeri girdiğini, babası içeri girdiğinde ...'nin kapıyı tuttuğu için kendisinin kapıyı ittirerek zorla içeri girdiğini, bu sırada ...'nin babasına vurmaya çalıştığını kendisinin ...'yi ittirerek masanın üzerine düşürdüğünü, o ana kadar ... de herhangi bir kesici alet görmediğini ancak masanın üzerine düşen ...'nin masada bulunan zarf açacağını alarak babasına doğru savurduğunu bu sırada Fahrenin arkasının kendisine dönük olduğunu kendisinin ...’yi önlemek için belinden sarıldığını, bunun üzerine ...’nin tekrar kendisine saldırarak kesici aletle yaraladığını, ...’nin elindeki zarf açacağını tutmaya çalıştığını, bu sırada babasının kendisine seslendiğini, ... kendisine saldırdığı sırada onu önlemesi için babasının ...'ye sırt kısmından tutmuş olabileceğini ancak babasının ...'ye sarılır vaziyette onu tutmadığını olay yerinde üçüncü bir kişinin olmadığını, zarf açacağı kendisinde olmadığı için onu dayısı ...’a vermediğini, ...'un olay yerini görmesinin mümkün olmadığını söylemiştir.
Katılan ... 11 Şubat 2021 tarihli duruşmadaki beyanında; Babasıyla beraber ...'nin dükkanına gittiklerini babasının önce içeri girdiğini ...'nin kapıyı tutmasına rağmen kendisinin de zorla kapıyı ittirerek içeri girdiğini bu sırada ...'nin babasına saldırmaya çalıştığını kendisinin de ...’yi tutup dışarı çıkartmak isterken ...’nin masanın üzerine düştüğünü ve oradan bir şey aldığını eline aldığı cismi babasına sallamaya başladığını, kendisinin ...'nin beline sarıldığını ve ona engel olmaya çalıştığını, bu esnada ...'nin kendisine aynı cisimle saldırmaya başladığını aralarında boğuşma olduğunu kendisinin ense kulak ve karın bölgesinden yaralandığını ...’nin elindeki cismi tutmaya çalıştığını bu sırada babasının ‘’...’’ diyerek kendisine seslenip yere düştüğünü babasının ...’ye sarıldığını görmediğini ... ile yerde boğuşurken dayısının geldiğini ve babasına baktığını kendisinin sonra dışarı çıktığını daha sonra ne olduğunu hatırlamadığını kendisinin ‘’mui tihai’’ dövüş dalında milli sporcu olduğunu sanığa zarar vermek istese onu yaralayabileceğini söylemiştir.
Katılan ... keşif aşamasındaki beyanında; Babasıyla birlikte sanığın dükkanına girdiklerinde babasıyla ...'nin itiştiği sırada kendisinin ...’yi ittirerek masanın üzerine düşürdüğünü ...'nin buradan kalkınca aralarında arbede olduğunu kendisinin ...’ye onun da kendisine vurduğunu bu sırada babasının ...'nin arkasından tutmaya çalıştığını arbede sırasında bir an babasının olayı içinde olmadığını fark edince baba diyerek baktığını, babasının yerde olduğunu gördüğünü koşarak dışarı çıktığını ardından dayısının geldiğini ve ...'nin elinde bulunan zarf açacağını elinden aldığını söylemiştir.
Sanık ... kollukta müdafii huzurunda olay günü verdiği ifadesinde: İş yerinde sekreteri olan ... ve müşterisi olan Yakup Büyükkılıç ile birlikte oturdukları sırada ... ve oğlu ... ...’ın dükkana girerek boğazına saldırıp kendisini vurmaya başladıklarını, kendisinin yere düştüğünü ve onlardan kurtulmak için kendisini dışarı atmaya çalıştığını, bu sırada ... ...'ın elinde bilmediği metal bir alet olduğunu ve kendisine vurmaya çalıştığını ancak kendisi geri çekilince babasına vurduğunu ve kendisinin yaralandığını, kendisinin bu sırada dışarı kaçtığını, ... ...'ın dışarıda da kendisine saldırmaya devam ettiğini,
... ...'ın saldırıda kullandığı metal aletin kendi iş yerine ait olmadığını, ... ... metal
parça ile kendisine vurmaya çalışırken kendisinin de bu metal parçayı elinden almaya çalıştığını, hatta bu sırada ellerinin kesildiğini, bu parçayı ...'ın elinden aldığını ancak metal parçayı ...'ın tekrar kendisinden geri aldığını bu sırada metal parçanın büküldüğünü
kendisinin maktülü darp etmediğini ... ... elindeki metal parçayla kendisini darp etmek isterken kendisi kaçınınca maktulün isabet aldığını onu kendisinin yaralamadığını savunmuştur.
(Dosya kapsamındaki tutanak ve fotoğraflardan olayda kullanıldığı anlaşılan zarf açacağının eğilmiş olduğu anlaşılmıştır.)
Tanık ... olay günü kollukta verdiği ifadesinde: Kendisinin yaklaşık bir aydır sanık ...'nin iş yerinde çalıştığını işi gereği masanın üzerini kontrol edip düzelttiğini olay günü kendisi, patronu ... ve müşterileri Yakup Büyükkılıç iş yerinde oturdukları sırada iki kişinin dükkana gelerek patron olan sanık ...’ye ‘’sen içeri geç’’ diyerek işyeri içerisine girdiklerini ve her ikisinin patronu ...'yi darp etmeye başladıklarını kendisinin korkarak mutfak kısmına geçip kapıyı kapattığını iş yeri içerisinde arbede olduğunu bir süre sonra sesler kesilince dışarıya çıktığını olayın nasıl gerçekleştiğini görmediğini şahıslar iş yerine geldiğinde ellerinde herhangi bir kesici alet görmediğini olay başladığında kendisinin bu iş yerine bir ay süreyle çalıştığı için masa üzerinde zarf açacağı olarak kullanılan metal bir parça görmediğini ancak patronun ofisi olarak kullandığı bölmede öyle bir malzeme olup olmadığını da bilmediğini söylemiştir.
(Dosya kapsamından olay günü patron olan ...’nin odasındaki klima arızası nedeniyle ...’nin kendisine ait kısımda oturmadığı büronun sekreter ...'ya ait kısmında otururken olayın gerçekleştiği anlaşılmıştır.)
Tanık Yakup Büyükkılıç olay tarihinde kollukta verdiği ifadesinde: Olay günü sanık ...'nin iş yerine alacağı ev hakkında görüşmek için gittiğini o sırada iş yerinde ...'nin ... isimli sekreterinin de bulunduğunu bir süre sonra gıyaben tanıdığı ... ve yanında daha genç iri yarı bir şahsın içeri girdiklerini şahısların içeriye girer girmez ...’ye küfrettiğini gelen şahısların ...’ye saldırdıklarını kendisinin ayağa kalkarak araya girmeye çalıştığını ancak engel olamadığını bu sırada gelenlerde herhangi bir kesici delici alet görmediğini ...'yi boğaz kısmından tutarak iş yerinin camına vurduklarını camın parçalandığını ...’nin yere düştüğünü şahısları ayıramayacağını anlayınca 155'i aradığını bu sırada kendisinin iş yerinden çıktığını amacının polisten yardım istemek olduğunu biraz sonra tekrar iş yerine geldiğini kendisinin ... iş yerinde otururken masa üzerinde veya sehpada herhangi bir kesici alet görmediğini söylemiştir.
Tanık Yakup Büyükkılıç savcılıkta verdiği ifadesinde: Gelen şahıslar ... isimli kişiyi cama vurarak darp ettiklerini ancak camın kırılmadığını bu sırada ...'nin yere düştüğünü kendisi araya girmek için ayağa kalktığını ancak onlara engel olamadığını polisi aramak için dışarı çıktığını o sırada ...’nin yere düştükten sonra kalkmaya çalıştığını ...’nin arka kısmından da birisinin ona sarılmış vaziyette olduğunu ...’nin dışarıya kaçmaya çalıştığını bir başka şahsın da ...’ye vurmaya çalıştığını gördüğünü ancak bıçaklama anını görmediğini, ismini bilmediği genç yaştaki çocuğun iş yeri sahibine bağırarak ‘’dayı dayı babam yaralandı’’ diye seslendiğini yani bu sırada ... ve maktulün içeride olduğunu belirtmiştir.
Tanık ... olaydan 7 gün sonra savcılıktaki ifadesinde: Maktul ...’in kendisinin kız kardeşinin eşi olduğunu kendisinin de ilçe merkezinde esnaflık yaptığını olay günü sanık ...’nin sabah saatlerinde iş yerine geldiğini sinirli bir şekilde ...’in telefon numarasını istediğini kendisi de telefon numarasını verince oradan uzaklaştığını yaklaşık bir saat kadar sonra bir patırtı sesi duyması üzerine dışarı çıkarak ...'nin iş yerine doğru geldiğini, iş yerine girdiğinde yeğeni ... ile sanık ...’nin birbirine karşı yüz yüze sarılı şekilde boğuştuklarını gördüğünü, ...’ın vücudunun çeşitli yerlerinde kan görünce şoka girdiğini ...’nin elinde bulunan zarf açacağını ...'nin elinden aldığını ve akabinde
birbirlerine sarılmış olan ... ve ...'yi itekleyerek dışarıya çıkarttığını yerde yatan vaziyetteki ...’in yanaklarına hafif vurarak uyandırmaya çalıştığını ...'in hafif nefes aldığını kendisi olay yerine gelmeden önce darbe almış olacak ki ...’in kulağından ve boynundan kan fışkırdığını bu sırada ...'ın da babam babam diyerek yerdeki ...’i işaret ettiğini kendisinin dışarıya çıkarak ambulans istediğini o sırada elinde bulunan zarf açacağını orada esnaflık yapan komşusu ... isimli şahsa verdiğini ...'a verdiği zarf açacağını kavga sırasında yeğeni ...'dan değil ...'den aldığını Eyüp'ün içerideki kavgayı görmediğini söylemiştir.
Tanık ... Olay günü kollukta verdiği ifadesinde: Olayın meydana geldiği sokakta ... pantolon isimli iş yerinde terzi olarak çalıştığını maktulü ve oğlu ...'ı tanıdığını sana ...’ nin de karşı komşusu olup emlakçı olarak çalıştığını, olay günü iş yerinde çalışırken arbede sesi gelmesi üzerine ne olduğunu anlamak için ...'nin dükkanına gittiğini kapıdan baktığında ...'ın dayısı olan ...'un geldiğini ...’un da o bölgede konfeksiyoncu olduğunu bu sırada ...'ın elinde kağıt keseceği bulunduğunu ...’un ...’da bulunan kağıt keseceğini alarak kendisine verdiğini kendisinin de bu aleti olay yerine gelen polislere teslim ettiğini ...'in iş yerinin içerisinde yerde yatar vaziyette olduğunu ...'ın da hafif yaralı şekilde iş yerinde bağırıp çağırdığını ...'nin de yine yaralı vaziyette dışarıda gezdiğini kimin kimi yaraladığını görmediğini söylemiştir.
Tanık ... mahkeme aşamasında verdiği ifadesinde hazırlık beyanlarını tekrar ederek Tanık ...'un olayda kullanılan kağıt keseceğini yeğeni olan ... Cankurt'un elinden aldığını kendisinin gördüğünü söylemiştir.
Tanık ... keşif aşamasında verdiği ifadesinde :Kendisi kaldırımda bekliyor vaziyette iken ... ve ...'ın yan yana olduğunu birbirlerine sarılmış vaziyette olup ...'ın elinde zarf açacağı olduğunu ...'in yerde yattığını kapışma anı ile ilgili başka bir şey görmediğini daha sonra ...'ın dayısının gelerek zarf açacağını alıp kendisinin cebine koyduğunu kendisinin önce şaşırdığını sonra da karşıda bulunan iş yerine giderek zarf açacağını bir bezle tutup çekmeceye koyduğunu bir süre sonra gelen polis arkadaşlara da teslim ettiğini içeride ...'nin önünde ...'ın arka tarafta zarf açacağının da ...'ın elinde olduğunu ve sadece tutar vaziyette olup ...’nin de ...'ın elini tuttuğunu gördüğünü söylemiştir.
Yerel mahkemece olayın oluş şeklini gören tarafsız tanık olup olmadığı hususunda araştırma yapılmış bu amaçla olayın meydana geldiği sokağı gören kamera kayıtları bilirkişlere incelettirilerek olay anında sanık ...’nin işyerinin kapısının önünde olup olayı görebileceği anlaşılan kişilerin kimliklerinin tespitine yönelik görüntü netleştirmeleri yapılarak bu görüntü kayıtları kolluğa gönderilmiş ve çevreden araştırma yapılarak bu şahısların kimliklerinin tespit edilip tanık sıfatıyla dinlenmelerine karar verilmiş yapılan uzun araştırmalar sonucunda 3 kişinin ismi belirlenmiş ancak bunlardan sadece ... keşifte tanık olarak dinlenmiş isimleri belirlenen diğer iki tanığa ulaşılamadığı için dinlenilmelerinden mahkemece sarfinazar edilmiştir.
Tanık ... ... keşifte verdiği yeminli beyanında: Olayın meydana geldiği dükkanın iki dükkan aşağısında kendisine ait de dükkan bulunduğunu olay günü dükkanın önüne sigara içmeye çıktığında yukarıdan sesler gelmeye başlayınca ve burada dövüş var bunları ayıralım denilmesi üzerine kapının önüne geldiğinde ilk gördüğü hususun ...'in ...’ye arkadan sarılmış olduğunu, karşılarında da ...'in oğlunun durduğunu, ...’in elinden kurtulan ...’nin masaya doğru geçtiğini, ...’in oğlu nun ...’ye birkaç defa bıçak salladığını, ondan sonra kendisini dışarı çıktığını, polisi aramak için dışarı çıkıp dönene kadar ...’in yere düşmüş olduğunu gördüğünü, daha sonra ...’nin kapının yanına gelerek biraz boğuştuğunu, diğer şahsın ...'yi dışarıya salmamaya çalıştığını ancak ...’nin kurtularak kaçtığını, ilk gördüğü sırada ...'in yönünün kapıya arkası dönük vaziyette olduğunu ...'ın bıçak salladığını, salladığı bıçağın gri metal bir bıçak olup uzunluğunun da parmağı büyüklüğünde olduğunu bıçağın sapını görmediğini ancak bıçak olarak gördüğünü polisi arayıp döndüğümde bıçak ...’ın elinde olduğunu belirttiği görülmüştür.
Dosya kapsamına göre yerel mahkemece olayın oluş şekli ile ilgili maktulün oğlu olan katılan ... ...'ın beyanlarına üstünlük tanınarak sanık ...'nin iş yerinde bulunan zarf açacağını kullanarak kavga sırasında maktul ...’in ölümüne sebep sebebiyet verdiği gerekçesiyle haksız tahrik altında müsnet suçtan cezalandırılmasına karar verilmiş olup, bu karar biraz önce detayları ile bahsedildiği üzere dosyadaki hem teknik deliller hem tarafsız tanık beyanları ile örtüşmemektedir.
Şöyleki: 1- Olay günü kolluğa ifade veren sanığın iş yerinde sekreter olan ... öldürme olayının büronun kendisine ait bölümünde işlendiğini ve ancak kendi masasında böyle bir zarf açacağı bulunmadığını söylemiştir, sanık ...'de kendisinin iş yerinde böyle bir zarf açacağı olmadığını belirttiği halde mahkeme bu zarf açacağını sanıkların dışardan getirmediklerini ...'nin arbede sırasında sekreteri ...'nın masasının üzerinden alarak kullandığını kabul etmiştir.
2- Yerel mahkeme tartışma sırasında ...'nin maktülü göğsünden mektup açacağı ile bir kez vurup otopsi tutanağına göre Aort damarının yırtılarak öldürdüğünü kabul etmiş ise de dosyada bulunan dinlenen tarafsız tanıklar Yakup ve ... beyanlarından olay sırasında maktülün sanık ...’nin sırtından tuttuğunu bu sırada ...’ın elinde zarf açacağı olup sanık ... ile kavga ettiğini gördüklerini söylemişlerdir. Sanık ...'nin sağ el 2, 3 ve 4 parmaklarında bulunan kesilerin o sırada ...'ın elinde olan ve iki tarafı keskin zarf açacağını ...’dan alırken gerçekleştiği ve zarf açacağının bu sırada eğildiği şeklindeki kendi savunmasını da desteklemektedir. Bu haliyle zarf açacağının ...'ın eline de geçtiği teknik olarak kabul edilmek zorunludur, aşamalarda bu zarf açacağının sanığın eline geçtiği ve bununla ... daki kesilerin oluşturulduğu da kabul edilmelidir. O halde maktuldeki ölümcül darbeyi hangisi gerçekleştirmiştir?
Olay sırasında kayıt yapan komşu dükkanlara ait dosyadaki kameralar ve yine dosyadaki sanığa ait gömlek ve atlet fotoğrafları incelendiğinde, sanık ...'nin vücudunun sırt tarafında iki ayrı bölgede yoğun kan lekelerinin bulunduğu ancak vücudunun ön veya kol taraflarında böyle bir kan izinin olmadığı, sırttaki kanın maktul ...’e ait olduğunun DNA incelemesi sonucu bilirkişi raporu ile anlaşıldığı, yine maktülün oğlu ...’ın dosyadaki fotoğraflarından da ... ...'ın olaydan sonra
üzerindeki tişörtü çıkararak eline alıp yürüdüğü ve kameralara yaklaşınca ...’ın atletinin ön tarafında göbeğe doğru yoğun kan lekesinin olduğu ancak, ...’ın kıyafetlerinin yargılama aşamasında incelenmediği anlaşılmaktadır.
3- Olaydan hemen sonra olay yerine gelen maktulün yakın akrabası olan ... ‘’maktul yerde yatarken baktığımda nefes alma sesi geliyordu ve göğsünden kan fışkırıyordu’’ demektedir, dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna göre maktul göğsünden darbe aldığı sırada aort damarı yırtıldığı için göğsünden fışkıran kan karşısında bulunan kişi veya kişilere sıçramak suretiyle elbiselerinde leke oluşturması beklenir, olayımızda sanık ...’nin gömleğinin sırt bölgesinde iki ayrı yerde maktule ait geniş alana yayılmış kanlı alanlar olduğu bu kanların maktule ait olduğu anlaşılmıştır, maktulün oğlu olan ... ...'ın ise atletinin ön tarafında göbek bölgesinde kanlı alanlar mevcuttur. Hususta bir kısım tanıkların (Yakup ve ...) aşamalarda değişmeyecek şekilde belirttikleri şeklinde sanık ... ile ... karşılıklı kavga ederken maktul ... sanık ...’nin sırtından tuttuğu bu sırada maktulün aldığı darbe sonucu göğsünden fışkıran kanların sırtından tuttuğu sanık ...’nin sırt bölgesinde ve yine sanık ...’yi darp eden katılan ...'ın da göğüs bölgesinde görülmesi beklenmektedir, bu haliyle olayın oluş şekli, teknik deliller (kanların sanık ve katılanın vücutlarında bulundukları bölgeler) dikkate alındığında bıçaklama eylemini gerçekleştiren kişinin sanık ... değil kuvvetle muhtemel maktulün oğlu olan katılan ... ... olduğunu göstermektedir. (Olayımızda dosyadaki adli raporlar ve tarafların olay anındaki kamera görüntülerinden ne sanıkta ve ne de katılan ...’da sanık ve katılanın kıyafetlerindeki yoğun kan izlerini oluşturacak şekilde yoğun kanamalı yaralanmalar bulunmamakta olup katılan ...’ın atletindeki kanların da babasından kendisine doğru fışkıran kanlar olduğu tarafımızdan kabul edilmiştir.)
4- Olaydan hemen sonra kavga eden şahısların yanına giderek ...'den bıçağa alıp oradan uzaklaştırdım ve komşum Eyüp’e verdim diyen ...'un beyanı olmasına rağmen bu kişinin maktülün eniştesi olması dikkate alındığında taraflarla hiçbir alakası olmayan tarafsız tanık konumundaki Eyüp ve mahkeme tarafından yapılan araştırma ile ulaşılan kamu tanığı olup taraflarla yakınlığı olmayan ... beyanlarında ayrı ayrı olaydan hemen sonra kendileri dükkanın içine baktıklarında bıçağın ...'ın elinde olduğunu ve ...’un bıçağı yeğeni olan ...’ın elinden aldığını gördüklerini söyledikleri ve beyanlarında ısrar ettikleri görülmektedir. Bu iki tanığın tarafsız tanık oluşları tanık ...'nin mahkeme tarafından kamera kayıtları incelenerek bizzat belirlenip re’sen keşfe çağrılarak dinlenmiş oluşu dikkate alındığında bu iki tarafsız tanığın beyanlarının maktulün yakın akrabası olan ...'un beyanlarına göre üstün tutulması gerektiği tarafımızdan değerlendirilmiştir.
5- Sanık ... olay günü kolluğa verdiği ifadesinde bıçaklama eylemini kendisinin değil maktulün oğlu olan ... ...'ın gerçekleştirdiğini söylemiş ve bu ifadesini hiçbir aşamada değiştirmemiş, buna karşın maktulün oğlu olan ... ... ise ilk ifadesinde kavga sırasında sanık ...’nin zarf açacağını sallaması üzerine kendisini kaybettiğini ver hiçbir şey hatırlamadığını, gözünü hastanede açtığını söylemiş ancak sonraki ifadelerinde daha önce hatırlamadığı hususları hatırlayarak eylemi kendisinin gerçekleştirmediğini bıçağın sanık ... tarafından kullanıldığını savunmuştur. Tanık beyanlarına göre ..., olaydan hemen sonra dayısına ‘’babam bıçaklandı’’ demiş, babasını sanık ...’nin bıçakladığından bahsetmemiştir.
Bu haliyle sanık ...’nin aşamalarda hiç değişmeyen ifadesinin samimi görülmesi gerektiği halde katılan ...'ın beyanlarını değiştirip genişletmesine rağmen kendi babasını öldüremeyeceği şeklinde bir kabul ile dosyadaki teknik delillere ve tarafsız tanık beyanlarına aykırı olarak katılanın beyanına yerel mahkemece üstünlük tanınmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre maktülün sanık ... tarafından zarf açacağı ile öldürüldüğüne dair her türlü şüpheden uzak kesin yeterli ve inandırıcı delil dosyada bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki arbede sırasında maktulün sanık ...’yi arkasından kavradığı ve bu esnada kendi oğlu ... tarafından ...’ye zarf açacağı ile vurulmak istenirken ...'nin dar ve hareketli ortamda direnmesi sırasında sanığı arkasından tutmakta olan babasının göğsüne gelecek şekilde bir kez vurduğu buradan fışkıran kanların o sırada babası tarafından sırtından tutulan sanığın sırt bölgesine ve o sırada zarf açacağını kullanan katılan ... ...'ın da gömleğinin ve atletinin göbek kısmına fışkırması kabulünün oluşa daha uygun olduğunu ve maddi bulgurlarla da desteklendiğini gösteren en büyük delildir. Başka türlü sanığın sırtındaki ve yine katılanın göbek hizasındaki kanların izahı tereddütsüz olarak mümkün değildir. Bu haliyle sanık ... tarafından maktülün öldürüldüğüne dair yerel mahkemece verilen karar dosya kapsamındaki delillerle örtüşmediğinden sanığın müsnet suçu işlediği sabit kabul edilemeyeceğinden mahkumiyet hükmünün bozulması gerekirken onanmasına dair Dairemizin çoğunluk görüşüne katılmıyorum.