"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2023/3046 E., 2023/3599 K.
SUÇ : Kasten yaralama
HÜKÜM : İstinaf başvurularının esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz başvurularının esastan reddi ile hükmün onanması
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286/1. maddesi uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260/1. maddesi gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291/1. maddesi gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294/1. maddesi gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298/1. maddesi gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Denizli 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 11.05.2023 tarihli ve 2022/9 Esas, 2023/271 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında katılana karşı kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 36/1 delaletiyle 86/1, 86/3-e, 87/1-a-d, 29, 62, 53. maddeleri uyarınca 5 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 07.12.2023 tarihli ve 2023/3046 Esas, 2023/3599 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılan vekili ve sanık müdafinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280/1-(a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Katılan vekilinin temyiz sebepleri özetle; sanığın öldürme kastı ile hareket ettiğinden kasten öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılması gerektiğine ilişkindir.
2.Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle; öldürme kastı ile hareket etmediğine, haksız tahrik indirim oranın yetersiz olduğuna, ceza miktarına ilişkindir.
III. GEREKÇE
1.Sanık ile katılan arasında alacak- verecek meselesinden dolayı husumet oluştuğu, olay günü katılanın alkollüyken sanığa telefonundan "top herif, gelip durma bana, sabırsızlıkla seni s..kecem, günü denk getirmeye bekliyorum zaten az kaldı bekleyekoy sen" mesajını göndermesi üzerine sanığın katılanın yanına giderek aşağı inmesini istediği, katılan aşağıya inince kapıdan çıkar çıkmaz av tüfeği ile katılanın bacak bölümlerine ateş etmeye başladığı, katılanın geri dönüp kaçmaya çalıştığı ancak aldığı isabetler nedeniyle yere düştüğü, sanığın katılanın yanına giderek tüfeği sanığın yüzüne doğrulttuğu sırada "yapma, çoluğum çocuğum var" demesi üzerine sanığın eyleme devam etmeyerek oradan uzaklaştığı anlaşılmıştır.
2.Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan ve dosya kapsamına göre yeterli olduğu anlaşılan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, sanığın eylemini katılanın hakaret içeren mesaj atması üzerine etkisinde kaldığı haksız davranış sonucu gerçekleştirdiği anlaşıldığından katılandan sanığa yönelen ve haksız tahrik oluşturan söz ve davranışların ulaştığı boyut dikkate alındığında haksız tahrik nedeniyle belirlenen indirim oranında isabetsizlik olmadığı anlaşıldığından, ileri sürülen temyiz sebeplerinin incelenmesinde hükümde bozma nedeni dışında hukuka aykırılık bulunmamıştır.
3.Dosya içeriğine göre, olay günü sanığın aralarında alacak verecek meselesinden dolayı husumet bulunan katılanın bulunduğu yere giderek aşağı inmesini istediği, katılan aşağıya iner inemez yanında bulunan 12 numara fişek atan av tüfeği ile yakın mesafeden katılanın bacaklarını hedef alarak 3 el ateş ettiği, açılan ateşler sonucu Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 18.01.2023 tarihli raporuna göre, katılanın sağ patella dış yan bölgesinde bulunan şevrotin yaralanmasının hayati tehlike oluşturarak, popliteal arter yaralanmasına neden olduğu, sağ femur ve tibiada kırıkların hayat fonksiyonlarına etksinin ağır (6) derece olduğu, diğer sağ patella medialinde ve sağ diz bölgesinde bulunan yaralanmalarının hayati tehlike oluşturmadığı, katılandaki sağ popliteal arter grefti ve sağ fibular sinir hasarına neden olan yaralanmasının organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması niteliğinde olduğu, sanığın 4. kez ateş etmek için tüfeği katılanın yüzüne doğrulttuğu sırada katılanın "yapma, çoluğum çocuğum var" demesi üzerine sanığın eylemine son vererek olay yerinden uzaklaştığı, katılanın arkadaşları ve eşi tarafından hastaneye götürüldüğü somut olayda kullanılan silahın etkili mesafeden vahim sonuçlar meydana getirmeye elverişli olması, atış mesafesi ve meydana gelen yaranın niteliği birlikte değerlendirildiğinde, sanığın eylemine bağlı olarak ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu, sanığın neticenin meydana gelmesini önlemek için ciddi bir çaba içerisinde olduğu ya da içinde bulunduğu koşullarda bütün olanaklarını seferber ettiği anlamına geldiğinden söz edilebilmesinin mümkün olmadığı, katılanın yarasına müdahale etmek, kan kaybını durdurmaya yönelik çaba harcamak, katılanı yakında bulunan sağlık kurumuna götürmek gibi en temel ve basit, hiçbir davranış ve gayret sergilemediği ölüm sonucunun gerçekleştiği düşüncesiyle eylemine devam etmeyip olay yerini araçla terk ettiği, bu itibarla gönüllü vazgeçme şartlarının gerçekleşmediği gözetilmeden, sanık hakkında katılana yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan mahkûmiyetine karar verilmesi gerekirken, delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, hukuka aykırı bulunmuştur.
IV. KARAR
Gerekçe başlığı altında (3) numaralı paragrafta açıklanan nedenlerle katılan vekilinin, temyiz istemi yerinde görüldüğünden Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 07.12.2023 tarihli ve 2023/3046 Esas, 2023/3599 Karar sayılı kararının, suç vasfı yönünden 5271 sayılı Kanun’un 302/2. maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, Üye ... ve Üye ...'ün hükmün onanması gerektiği yönündeki karşı oyları ve oy çokluğuyla BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304/2-a maddesi uyarınca Denizli 4. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
18.12.2024 tarihinde karar verildi.
K A R Ş I O Y
İncelenen davada hukuki uyuşmazlık konusu olan husus sanık hakkında TCK 36. maddenin koşullarının mevcut olup olmadığı yolundadır.
Mevcut davada sanık ile katılan arasında alacak meselesinden bir husumet bulunduğu katılanın sanığa olay günü hakaret ederek mesaj yollaması üzerine sanığın katılanın yanına gittiği katılanı görünce de bacak bölümüne ateş ettiği katılanın hayati tehlike geçirecek vücudunda ağır kırık olacak ve organ işlev zayıflaması mevcut olacak şekilde yaralandığı anlaşılmıştır.
Açılan dava TCK 81. maddeye yönelik olup TCK 36. madde uyarınca eylem yaralama olarak vasıf kazanmıştır.
Sanık katılan ile telefondaki tartışma sonrası ilk karşılaştığında av tüfeği ile katılanın bel altı bölgesine üç kez ateş etmiştir. Tam katılanın yanına yaklaşıp tüfeğini dördüncü kez katılana ateşlemek üzereyken katılanın "yapma benim çocuklarım var" demesi üzerine eylemine kendiliğinden son vermiş ve olay yerinden ayrılmıştır.
Katılan 01.06.2020 tarihinde ilk beyanında olayı anlatırken "... ben yine bacağımdan vuruldum ...'den kaçmaya çalışırken tekrar ateş etti, bu sefer sol kalça tarafımı sıyırdı ve yere düştü ... elindeki pompalı tüfekle yere düştüğüm yere gelerek tüfeğini tekrar doldurdu o sırada yüzüme doğrulttuğu tüfeği tutarak yapma çoluğum çocuğum var dedim, bundan sonra ... bırakarak gitti" şeklinde olayı açıklamıştır. TCK 36. maddeye göre bu eylem şekli failin icra hareketlerinden yani öldürmeye yönelen eyleminden kendi rızası ile gönüllü olarak vazgeçtiğini açıkça göstermektedir. Engel bir hal yok iken ve elverişli vasıtalarda eylemine devam edebilecek iken suçun tamamlanmasını kendi rızası ile inisiyatif alıp engellemiştir.
Olayın oluş şekline göre bu hali ile sanık hakkında TCK 36. madde uyarınca yaralama vasfı ile değerlendirme yapılarak esastan ret kararı verilmesi gerekir iken TCK 36. maddenin koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile eylemin TCK 81-35 madde uyarınca tanımlanmasına dayalı bozma yolunda görüş bildiren sayın çoğunluğa iştirak etmiyoruz.