Logo

1. Ceza Dairesi2024/2606 E. 2024/6746 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sanık hakkında kasten yaralama suçundan verilen hükümde haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı noktasında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ile Yargıtay 1. Ceza Dairesi arasında görüş ayrılığı bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, mağdur ile aralarındaki husumet ve eylemini gerçekleştirme sebebi hususundaki beyanlarını aşamalarda geliştirip değiştirdiği, soruşturma aşamasında dinlenmeyen tanıkların da sanığın haksız tahrik hükümlerinden faydalanması amacıyla beyanda bulundukları değerlendirilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı reddedilmiş ve yerel mahkeme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ:Ceza Dairesi

SAYISI : 2022/48 E., 2022/2105 K.

SUÇ : Kasten yaralama

HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı

İTİRAZNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

İTİRAZA KONU KARAR: Onama

İTİRAZ EDEN: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı

Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 28.12.2023 tarihli ve 2022/12527 Esas, 2023/8627 Karar sayılı kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 25.03.2023 tarihli ve KD-2022/128525 sayılı itirazı üzerine yapılan inceleme neticesinde;

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 308/1. maddesinde belirtilen kanunî süresinde yapılan lehe itiraz başvurusu üzerine dava dosyası, aynı Kanun’un 308/2. maddesi gereği Dairemize gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İTİRAZ SEBEPLERİ

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz başvurusu, sanık hakkında kurulan hükümde 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 29/1. maddesi kapsamında yer alan haksız tahrik hükmünün asgari oranda uygulanması gerektiğinden bahisle onama ilamının kaldırılmasına ve kararın sanık lehine bozulması talebine ilişkindir.

II. GEREKÇE

Sanık ile katılanın akraba oldukları ve aralarında önceye dayalı husumet bulunduğu, sanığın olay günü bu meseleyi konuşmak için katılanın yanına geldiği ancak katılanın konuşmayı kabul etmemesi üzerine ele geçmeyen tabanca ile katılanın sağ diz kapağına ve sağ baldır kısmına ateş ederek vücut foksiyonlarını ağır (6.) derece etkileyecek nitelikte kırık oluşacak ve organlardan birisinin işlevinin yitirilmesi niteliğinde yaraladığı olayda; sanığın soruşturma aşamasında alınan ilk beyanında aralarında önceye dayalı husumet bulunan katılan ile konuşmak için gittiğinde katılanın lakayıt şekilde kendisine konuşacak bir şey yok demesi üzerine olayların başladığını, savcılık beyanında husumetin kız meselesinden kaynaklandığını ve katılanın kendisini birden fazla kişiyle birlikte tehdit etmesi nedeniyle eylemini gerçekleştirdiğini belirttiği, mahkemede ise savunmasını genişleterek katılanın kız arkadaşı ...'yı başka erkeklerle görüşmesi konusunda söylemlerde bulunarak rahatsız ettiğini beyan ettiği, tanıklar ... ve ...'un da sanığın beyanlarını doğruladığı anlaşılmakla, sanığın katılan ile aralarındaki husumet ve eylemini gerçekleştirme sebebi hususlarındaki beyanlarını aşamalarda geliştirip değiştirtiği ve soruşturma aşamasında dinlenmeyen tanıklar ... ve ...'un sanığın haksız tahrik hükümlerinden faydalanması amacıyla beyanda bulundukları anlaşılmakla, sanığın ve tanıkların haksız tahrike yönelen beyanlarına itibar edilmemesi nedeniyle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.

III. KARAR

1. Gerekçe bölümünde belirtilen nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı İTİRAZININ oy çokluğuyla REDDİNE,

2. 5271 sayılı Kanun’un 308/3. maddesi uyarınca Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 28.12.2023 tarihli ve 2022/12527 Esas, 2023/8627 Karar sayılı onama kararı ile ilgili itirazı incelemek üzere dava dosyasının, Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

17.10.2024 tarihinde karar verildi.

K A R Ş I O Y

Yargıtay Birinci Ceza Dairesinin, 2022/12527 Esas ve 2023/8627 Karar sayılı kararının çoğunluk görüşüne, sanık ... hakkında kasten yaralama suçundan kurulan hükümde 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 29 uncu maddesi uyarınca haksız tahrik hükümlerinin uygulanması, hükmün bu nedenle bozulmasına karar verilmesi gerektiğinden bahisle katılmamaktayım.

Dosya içeriğine, sanığın savunmalarına, tanıklar ... ve ...’un uyumlu anlatımlarına göre; katılan ... ile sanık ...’in akraba oldukları, katılan ...’ın da beyanında belirttiği üzere sanık ...’in, nişanlısı olan ... ile ...’ı tanıştırdığı, olay tarihinden bir hafta kadar önce katılan ...’ın, sanık ...’in evlenmek için anlaşarak nişanlandığı tanık ... ile konuşup; “Bir adam var, parası, arabası var, zengin, sana ayarlayayım, takılırız.” diye aklını çelmeye çalıştığı, bir iki gün sonra ...’ın yeniden ...’nın yanına giderek ... isimli arkadaşına ...’yı ayarlamak istediği, ...’nın evlenmek için söz verdiği sanık ...’e bu durumu söylemesi üzerine sanık ... ile katılan ... arasında husumet oluştuğu, olay günü sanığın bu konuyu konuşmak amacıyla ...’ın yanına gittiği, sanık konuyu anlatırken ...’ın; “Benim seninle işim yok, ne diyeceksin çabuk söyle.” dediği sırada, sanığın yanında taşıdığı tabancası ile ateş ederek katılanı diz ve uyluk bölgelerinden iki isabetle vurduğu olayda; nişanlısını başka bir erkekle tanıştırmak isteyen katılan ...’ı kasten yaralayan sanık ...’e verilen cezadan ¼ ile 3/4 oranları arasında indirim öngören 5237 sayılı Kanun’un 29 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca asgarî oranda (1/4) bir indirim yapılması gerekirken, dosya kapsamına uygun olmayan gerekçeyle haksız tahrik hükümleri uygulamayan mahkeme kararının onanmasına ilişkin çoğunluk görüşüne katılmamaktayım.