Logo

1. Ceza Dairesi2024/3226 E. 2024/4280 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kesinleşmiş bir kararda katılan kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmemesine ilişkin kanun yararına bozma isteminin kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Vekalet ücretinin şahsi hak niteliğinde bir karar olması ve kanun yararına bozma yolunun olağanüstü bir kanun yolu olması sebebiyle, şahsi haklara ilişkin uyuşmazlıklarda bu yolun kullanılamayacağı gözetilerek, kanun yararına bozma istemi reddedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi

SAYISI : 2023/544 Değişik İş

SUÇ : Kasten yaralama

İNCELEME KONUSU

KARAR : Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karara yönelik itirazın

kabulüne dair

KANUN YARARINA BOZMA

YOLUNA BAŞVURAN : Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması

Basit yargılama usûlü uygulanmak suretiyle verilen ilk karara itiraz üzerine duruşma açılarak verilen Nizip 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 05.10.2023 tarihli ve 2023/1255 Esas, 2023/1306 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86/2, 86/3-a, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (5271 sayılı Kanun) 251/3, 5237 sayılı Kanun'un 62, 52. maddeleri uyarınca 3.360,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Kanun'un 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karara yönelik katılan Kurum vekili tarafından yapılan itirazın kabulüne dair merci Nizip 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.10.2023 tarihli ve 2023/544 Değişik İş sayılı kararının kesin olmakla 20.10.2023 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun'un 309/1. maddesi uyarınca, 13.03.2024 tarihli ve 2023/29786 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 03.04.2024 tarihli ve KYB-2024/32541 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İSTEM

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 03.04.2024 tarihli ve KYB-2024/32541 sayılı kanun yararına bozma isteminin; katılan Kurum lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiği dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE

1. Öğretide olağanüstü temyiz olarak adlandırılan kanun yararına bozma olağanüstü kanun yolunun koşulları ve sonuçları, 5271 sayılı Kanun'un 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir.

5271 sayılı Kanun’un, Kanun yararına bozma başlıklı 309. maddesinin inceleme konusu ile ilgili birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarında yer alan; "(1) Hâkim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini, yasal nedenlerini belirterek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirir.

(2) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, bu nedenleri aynen yazarak karar veya hükmün bozulması istemini içeren yazısını Yargıtayın ilgili ceza dairesine verir.

(3) Yargıtayın ceza dairesi ileri sürülen nedenleri yerinde görürse, karar veya hükmü kanun yararına bozar." şeklindeki düzenlemeler uyarınca, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddi hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi hâlinde karar veya hüküm kanun yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.

Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır. Bununla birlikte kanun yararına bozma yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilebilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun, 26.10.1932 tarihli ve 1932/29 Esas, 1932/12 Karar sayılı kararı esas alınarak verilen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 07.06.1971 tarihli ve 497-209; 07.02.1972 tarihli ve 447-72; 24.02.1975 tarihli ve 37-32; 14.06.2005 tarihli ve 66-65; 07.02.2006 tarihli ve 172-10; 22.10.2013 tarihli ve 2012/11-1322-2013/421 sayılı kararlarında da açıkça vurgulandığı üzere, vekâlet ücreti şahsî hakka ilişkin kararlardandır. Olağanüstü kanun yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka

aykırılık iddiası kanun yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda şahsî hakka ilişkin kararların denetlenmesine ilişkin başvurular, istinaf ve temyiz yolundan farklı olarak kanun yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir.

2. Bu açıklamalar ışığında inceleme konusu dava dosyasının değerlendirilmesinde; sanık hakkında verilen kararda kanun yararına bozmaya konu edilen hukuka aykırılığın vekâlet ücreti ile ilgili olması ve vekâlet ücretinin yargılama giderlerinden olmasının şahsî hak olma niteliğini değiştirmeyeceği de dikkate alındığında şahsî hakka ilişkin olarak yapılan hukuka aykırılıkların olağanüstü kanun yolu olan kanun yararına bozma talebine konu edilemeyeceği belirlenmekle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.

III. KARAR

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 309. maddesindeki koşulları taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN oy birliğiyle REDDİNE,

Dava dosyasının, Mahkemesine sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

10.06.2024 tarihinde karar verildi.