"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:Asliye Ceza Mahkemesi
ASIL KARAR TARİHİ : 17.03.2016
EK KARAR TARİHİ : 12.04.2016
SAYISI : 2015/1545 E., 2016/464 K.
KATILAN SANIKLAR : ..., ...
SUÇLAR : Kasten yaralama, mala zarar verme
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet, hükmün açıklanmasının geri bırakılması, temyiz istemin reddine ilişkin ek karar
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ: Ret, onama
1.Katılan Sanık ... hakkında katılan sanık ...'e yönelik kasten yaralama suçundan kurulan hüküm yönünden; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 231/5. maddesi uyarınca verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 03.02.2009 tarihli ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’un 231/12. maddesi gereği itiraz yoluna tabi olduğu temyizinin mümkün olmadığı anlaşıldığından, inceleme dışı bırakılmıştır.
2.Katılan sanık ... hakkında katılan sanık ...'e yönelik kasten yaralama, sanık ... hakkında mala zarar verme suçlarından kurulan hükümler yönünden;Adana 21. Asliye Ceza Mahkemesinin, 17.03.2016 tarihli ve 2015/1545 Esas, 2016/464 Karar sayılı asıl kararının ve 12.04.2016 tarihli ve 2015/1545 Esas, 2016/464 Karar sayılı ek kararının; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305. maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun'un 260/1. maddesi gereği temyiz edenlerin Esas No : 2024/364 hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310. maddesi gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317. maddesi gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. Adana 21. Asliye Ceza Mahkemesinin, 17.03.2016 tarihli ve 2015/1545 Esas, 2016/464 Karar sayılı kararı ile;
1. Sanık ... hakkında katılan ...'e yönelik kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86/2, 86/3-e, 29, 53, 58. maddeleri uyarınca neticeten 4 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve hak yoksunluklarına,
2. Sanık ... hakkında katılan sanık ...'e yönelik mala zarar verme suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 151/1, 62, 52/2. maddeleri uyarınca 2.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, Karar verilmiştir.
B. Adana 21. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.04.2016 tarihli ve 2015/1545 Esas, 2016/464 Karar sayılı ek kararı ile sanık ... müdafiinin temyiz başvurusu hakkında, 1412 sayılı Kanun’un 315/1. maddesi gereği “temyiz talebinin kabule şayan olmamasından dolayı reddine” karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan sanık ... ve Sevgi müdafiinin temyiz sebepleri özetle; meşru savunma hükümlerinin uygulanması gerektiği, haksız tahrik indirimin yetersiz olduğu, sanıkların atılı suçları işlemediklerinden bahisle haklarında beraat kararı verilmesi gerektiğine vesaire ilişkindir.
III. GEREKÇE
1.Sanık ... hakkında katılan ...'e yönelik kasten yaralama suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan incelemede;
Sanığın yargılama konusu eylemi için, 5237 sayılı Kanun’un 86/2-3-e maddeleri uyarınca belirlenecek cezanın türü ve üst haddine göre aynı Kanun’un 66/1- (e) bendi gereği 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin öngörüldüğü, 5237 sayılı Kanun’un 67/2-(d) bendi uyarınca zamanaşımı süresini kesen son işlemin 17.03.2016 tarihli mahkûmiyet kararı olduğu ve bu tarihten, temyiz incelemesi tarihine kadar, 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu belirlenmiştir.
2.Sanık ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan incelemede;
sanık hakkında hükmolunan netice cezanın türü ve miktarı gözetildiğinde 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 31.03.2011 tarihli ve 6217 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 2. maddesi uyarınca hükmün kesin nitelikte bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 305/1. maddesi gereği asıl kararın re’sen temyize de tabi olmadığı, aynı Kanun’un 315/1. maddesinde yer verilen; “Temyiz isteği kanuni sürenin geçmesinden sonra yapılmış veya temyiz edilemeyecek bir hüküm temyiz edilmişse veya temyiz edenin buna hakkı yoksa, hükmü temyiz olunan mahkeme bir karar ile temyiz dilekçesini reddeder.” şeklindeki düzenleme birlikte değerlendirildiğinde, ek kararda herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, sanık ... müdafiinin temyiz isteği yerinde görülmemiştir.
IV. KARAR
A. Katılan Sanık ... Hakkında Katılan Sanık ...'e Yönelik Kasten Yaralama Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Sanık hakkında 5271 sayılı Kanun’un 231/5. maddesi uyarınca verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 03.02.2009 tarihli ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’un 231/12. maddesi gereği karar tarihi itibariyle itiraz yoluna tabi olduğu, temyizinin mümkün olmadığı anlaşılmakla, dava dosyasının oy birliğiyle İNCELENMEKSİZİN İADESİNE,
B. Katılan Sanık ... Hakkında Katılan Sanık ...'e Yönelik Kasten Yaralama Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünde (1) numaralı paragrafta açıklanan nedenle Adana 21. Asliye Ceza Mahkemesinin, 17.03.2016 tarihli ve 2015/1545 Esas, 2016/464 Karar sayılı kararına yönelik katılan sanık ... müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321/1. maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322/1-(1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223/8. maddesi gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, oy birliğiyle DÜŞMESİNE,
C. Sanık ... Hakkında Katılan Sanık ...'e Yönelik Mala Zarar Verme Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünde (2) numaralı paragrafta açıklanan nedenle Adana 21. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.04.2016 tarihli ve 2015/1545 Esas, 2016/464 Karar sayılı ek kararında sanık ... müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden ek kararın, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
18.09.2024 tarihinde karar verildi.