"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2024/264 E., 2024/130 K.
SUÇ : Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz başvurusunun esastan reddi ile hükmün onanması
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 10.03.2009 tarihli ve 2009/2-43 Esas, 2009/56 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere suç vasfına yönelik aleyhe temyiz edildiğinden temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260/1. maddesi gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291/1. maddesi gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294/1. maddesi gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298/1. maddesi gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bölge Adliye Mahkemesinin bozma ilamı üzerine verilen Anamur 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 23.11.2023 tarihli ve 2021/377 Esas, 2023/494 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86/1, 86/3-e, 87/1-d, 87/1-son, 29/1, 53/1. maddeleri uyarınca 3 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, 5271 sayılı Kanun'un 283/1. maddesi uyarınca cezanın 1 yıl 24 ay hapis cezası olarak infazına,
2. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 12.02.2024 tarihli ve 2024/264 Esas, 2024/130 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanığın istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280/1-a maddesi uyarınca esastan reddine,
Karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz sebepleri özetle; sanığın eyleminin kasten öldürmeye teşebbüs suçunun unsurlarını oluşturması ihtimali nedeniyle, delillerin takdir ve değerlendirmesinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerektiğine ilişkindir.
III. GEREKÇE
Aralarında daha önceden husumet bulunan sanık ile katılanın olay günü, sanığın katılanın evinin önünden geçmesi nedeniyle tartıştıkları, tartışmanın kavgaya dönüştüğü ve sanığın katılanı önce yumrukla darp ettiği, sonrasında kafasına taş ile vurduğu, katılanın kafasına taş ile vurulduğunu ve yere düştüğünü gören tanık ...'in olaya müdahale ettiği ve katılanı yerden kaldırırken sanığın taş ile katılanın yüzüne doğru vurmaya devam ettiği, tanık ...'in sanığı itip katılanı alarak kendi arabasına bindirmesi ile olayın sona erdiği, katılanın ise sanığın eylemi neticesinde sağ parietal kemikte oluşan çökme kırığı ile yaşamını tehlikeye sokan bir duruma ve hayat fonksiyonlarını ağır (5) derecede etkileyecek nitelikte kemik kırığına neden olacak şekilde yaralandığı anlaşılan olayda;
1.Sanığın hedef aldığı vücut bölgesi, yara yeri ve niteliği, kullanılan aletin elverişliliği ve sanığın eylemini tanık ...'in müdahalesi sonucu tamamlayamaması birlikte değerlendirildiğinde, sanığın eyleminin "kasten öldürmeye teşebbüs" suçunun unsurlarını oluşturması ihtimali nedeniyle, delillerin takdir ve değerlendirmesinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabul ve uygulamaya göre de;
2. Katılanın yaralanmasının niteliği hakkında düzenlenen Mersin Adli Tıp Şube Müdürlüğünün, 07.11.2022 tarihli raporunun sonuç kısmının (4) numaralı bendinde "Yüzde sabit iz ve Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması veya yitirilmesi niteliğinde olup olmadığının belirlenebilmesi açısından şahsın muayene edilmek üzere Mersin Adli Tıp Şube Müdürlüğü’ne gönderilmesi gerektiği" belirtildiği halde, bu hususta rapor aldırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
3. Katılanın suç tarihinde 69 yaşında olup sol dirsek altı amputasyonu bulunması ve Mahkemece katılanın bir kolunun olmadığı, yaşlı ve sanığı yaralayabilecek gücünün bulunmadığının gözlemlenmesi karşısında, katılanın beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olup olmadığı hususunda en yakın Adli Tıp Şube Müdürlüğünden rapor aldırılıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiğinin gözetilmemesi,
4. Sanığın, katılanı hem kemik kırığına hem de yaşamını tehlikeye sokan bir duruma neden olacak şekilde kasten yaraladığı olayda; birden fazla nitelikli halin ihlali ile atılı suçu işleyen sanık hakkında, meydana gelen zararın ağırlığı ve 5237 sayılı Kanun'un 3. maddesinde belirtilen cezada orantılılık ilkesi dikkate alınarak aynı Kanun'un 86/1. maddesi gereğince temel cezaya hükmedilirken neticeye etkili olacak şekilde alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Hukuka aykırı bulunmuştur.
IV. KARAR
Gerekçe bölümünün (1), (2), (3) ve (4) numaralı bentlerinde açıklandığı üzere Ağır Ceza Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, kabul ve uygulamaya göre de katılanın yaralanmasının yüzde sabit ize, duyu veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına ya da yitirilmesine neden olup olmadığı ve katılanın beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olup olmadığı hususlarında rapor aldırılmaması suretiyle eksik inceleme ve temel cezaya hükmedilirken neticeye etkili olacak şekilde alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi nedenleriyle Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz istemi yerinde görüldüğünden Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 12.02.2024 tarihli ve 2024/264 Esas, 2024/130 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302/2. maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, sanığın ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkının 5271 sayılı Kanun'un 283/1. maddesi uyarınca dikkate alınmasına,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304/2-a maddesi uyarınca Anamur 3. Asliye Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
Oy birliğiyle, 21.11.2024 tarihinde karar verildi.