"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2024/33 E., 2024/215 K.
SUÇ : Kasten yaralama
HÜKÜM : Direnme
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma
Sanık hakkında bozma üzerine verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286/1. maddesi uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260/1. maddesi gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291/1. maddesi gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294/1. maddesi gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298/1. maddesi gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı, Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 07.12.2023 tarihli ve 2022/12918 Esas, 2023/7642 Karar sayılı bozma ilâmı sonrası Erciş Ağır Ceza Mahkemesinin 07.05.2024 tarihli ve 2024/33 Esas, 2024/215 Karar sayılı kararı ile Dairemiz bozma ilâmına 5271 sayılı Kanun'un 307/4. maddesi uyarınca direnilmesine karar verilmiş ise de İlk Derece Mahkemesinin son uygulamasının, ilk hükümden farklı olduğu ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 31.10.2017 tarihli ve 2017/1-290 Esas, 2017/443 Karar sayılı kararında ayrıntıları izah edildiği üzere ilk hükümde yer almayan yeni ve değişik gerekçeye dayandığı anlaşılmakla, inceleme konusu kararın direnme kararı niteliğinde olmayıp eylemli direnme (uyma) ve dolayısıyla "yeni hüküm" niteliğinde olduğu yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Erciş Ağır Ceza Mahkemesinin 03.03.2022 tarihli ve 2021/101 Esas, 2022/50 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 86/2, 53 ve 58. maddeleri uyarınca 6 ay hapis cezasına, hak yoksunluklarına ve cezasının ikinci kez mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine,
2. Van Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 23.09.2022 tarihli ve 2022/1742 Esas, 2022/1133 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılan vekili ve sanık müdafiinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280/1-a ve 303. maddeleri uyarınca sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmü yönünden düşme kararı verilmesi suretiyle düzeltilerek esastan reddine,
3. Bu kararın katılan vekili tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 07.12.2023 tarihli ve 2022/12918 Esas, 2023/7642 Karar sayılı kararıyla özetle; sanığın eyleminin maktulun direncini kırmak suretiyle oğlu olan suça sürüklenen çocuğun eyleminin icrasını kolaylaştırmak suretiyle 5237 sayılı Kanun'un 39/2-c. maddesi kapsamında kasten öldürme suçuna yardım etme niteliğinde olduğunun gözetilmemesi nedeniyle bozulmasına ve dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 304/2-a maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
4. Erciş Ağır Ceza Mahkemesinin 07.05.2024 tarihli ve 2024/33 Esas, 2024/215 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’un 307/4. maddesi uyarınca önceki hükümde direnilmesi ile sanık hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 86/2, 53 ve 58. maddeleri uyarınca 6 ay hapis cezasına, hak yoksunluklarına ve cezasının ikinci kez mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine,
Karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Cumhuriyet savcısının temyiz sebepleri özetle;sanığın eyleminin maktulun direncini kırmak suretiyle oğlu olan suça sürüklenen çocuğun eyleminin icrasını kolaylaştırmak suretiyle 5237 sayılı Kanun'un 39/2-c. maddesi kapsamında kasten öldürme suçuna yardım etme niteliğinde değerlendirilmesi gerektiğine,
2. Katılan vekilinin temyiz sebepleri özetle; sanığın kasten öldürme suçuna yardım eden olarak sorumlu tutulması gerektiğine ilişkindir.
III. GEREKÇE
1.Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan ve dosya kapsamına göre yeterli olduğu anlaşılan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı anlaşıldığından, Cumhuriyet savcısının ve katılan vekilinin temyiz sebeplerinin incelenmesinde bozma nedeni dışında hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2.Olay tarihinde maktulün Erciş İlçesi ... Mahallesi ... Parkı içerisinde yer alan ve çalışanı olduğu ... Oto Yıkama adlı iş yerinin dış kısmında çalışmakta olduğu, sanık ... ve suça sürüklenen çocuk ...’in tanıklar K.Y. ve C.Y.’nin ise iş yerinin iç kısmında oldukları, maktulün cep telefonun ise iş yerinin iç kısmında şarja takılı vaziyette bulunduğu, maktulün cep telefonunun çalması üzerine sanık ...’un telefonu açtığı ve arayan maktulün sevgilisi tanık B.Ç. ile konuşmaya başladığı, konuşmanın bir yerinde sanık ...’un tanık B.Ç.’ye müstehcen teklifte bulanacak şekilde bir söz söylediği, tanığın bu söz sonrasında telefonu kapattığı, bu sırada maktulün iş yerinin içerisine girdiği ve sanık ...'a telefonuna baktığı için tepki gösterdiği, maktul ile sanık ...'un bu konu nedeniyle tartışmaya başladıkları ve bir süre sonra tartışmanın büyüdüğü, akabinde maktul ile sanık ...'un birbirlerine yumruk ile vurdukları, bu sırada iş yerinin içerisinde olan suça sürüklenen çocuk ...'in babası ile maktul arasında olan tartışmayı görmesi üzerine yemek yaparken kullandığı bıçağı da eline alarak maktule doğru yaklaştığı, suça sürüklenen çocuk ...'in bıçak ile maktulü karın bölgesinden bıçakladığı, maktulün bu bıçak darbesi sonrasında iş yeri içerisinde yere düştüğü, bir süre sonra kalktığı ve iş yerinden yürüyerek çıktığı, ancak bıçak darbesinin etkisi nedeniyle bir süre sonra yine yere düştüğü, bu sırada orada bulunan tanık A.G.’nin maktulün yanına geldiği ve maktulü kaldırarak sırt üstü yatar vaziyete getirdiği, sanık ...'un da maktulün yanına gelerek maktulde bulunan yaraya tanık A.G. ile bez bastıkları, akabinde tanık A.G.’nin durakta bulunan aracı alarak sanık ... ile maktulü Erciş Devlet Hastanesine götürdükleri, ancak yapılan tüm müdahalelere rağmen maktulün kesici delici alet yaralanmasına bağlı hayatını kaybettiği anlaşılan olayda; 22 yaşındaki maktulün sanık ...'un işyerinde çalıştığı, sanığın maktulün kız arkadaşına sözlü tacizde bulunması nedeniyle aralarında tartışma yaşandığı, sanığın maktulü işten çıkardığını söyleyerek darp ettiği, bu sırada elinde bıçakla olay yerine gelen suça sürüklenen çocuk ...'in batın bölgesinden maktulü bir kez bıçakladığı, sanık ve suça sürüklenen çocuğun bıçaklanarak yere düşmüş vaziyetteki maktule vurmaya devam ettikleri, maktulün yarasının niteliklerine bakıldığında yerde bulunduğu sıradaki eylemin de neticenin ağırlaşmasına katkı sunduğu, bu nedenlerle sanığın eyleminin maktulun direncini kırmak suretiyle oğlu olan suça sürüklenen çocuğun eyleminin icrasını kolaylaştırmak suretiyle 5237 sayılı Kanun'un 39/2-c. maddesi kapsamında kasten öldürme suçuna yardım etme niteliğinde olduğu gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulması, hukuka aykırı bulunmuştur.
IV. KARAR
Gerekçe bölümünün (2) numaralı bendinde açıklandığı üzere iştirakin derecesinde yanılgıya düşülmesi nedeniyle Cumhuriyet savcısının ve katılan vekilinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden Erciş Ağır Ceza Mahkemesinin 07.05.2024 tarihli ve 2024/33 Esas, 2024/215 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302/2. maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy çokluğuyla BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304/4. maddesi uyarınca Erciş Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Van Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
25.03.2025 tarihinde karar verildi.
K A R Ş I O Y
Maktul ...'ün, suça sürüklenen çocuk ... tarafından kasten öldürüldüğü olayda suça sürüklenen çocuk ...'in babası olan sanık ... hakkında yerel mahkemece TCK'nin 86/2. maddesi gereği verilen karar BAM Ceza Dairesi tarafından da onaylanmış olup bu kararın aleyhe temyizi üzerine Dairemiz çoğunluğunca sanık ...'un eyleminin kasten adam öldürme suçuna yardım olacağı gerekçesiyle bozulmuştur. BAM Ceza Dairesi kararının doğru olduğu kanaatinde olduğumuzdan ilgili kararın onanması gerektiği kanaati ile Dairemiz çoğunluğunun bozma kararına katılmıyoruz. Şöyle ki;
Olayın oluş şekli ile ilgili teknik delillere bakıldığında maktulün batın sağda göbek deliğinin 10 cm sağında bir adet kesici delici alet yarası ile yaralanarak iç ve dış kanama sonucu öldüğü, maktulde ayrıca yüz ve ellerde abrazyonlar, elde yüzeysel kesi bulunduğu kayıtlıdır, yine sanık ...'ta da frontal bölgede ve gözde abrazyonlar olduğu, suça sürüklenen çocuk ...'de ise herhangi bir darp cebir izi olmadığı anlaşılmakla, maktul ile sanık ...'un kavga edip birbirlerini darp ettiği, yine maktul yere düştükten sonra da her iki sanık tarafından darp edildiğine dair olayın görgü tanıkları olan kardeşler ... ve ...'ın beyanlarını desteklediği anlaşılmıştır.
Suça sürüklenen çocuk ..., kendisi mutfakta yemek yaparken elinde bıçak olduğu halde babası ... ile kavga eden maktul ...'ün arasına girdiği sırada maktulün bıçağın üzerine gelerek yaralandığını, kasten maktulü vurmadığını savunmuş, sanık ... ise maktulün telefonunun çalması ve maktulünde meşgul olması nedeniyle çalan telefona kendisi cevap verdiği için maktulün kendisine çıkıştığını, aralarında bu nedenle tartışma olduğunu, kendisininde bu nedenle maktulü işten çıkardığını ona söylediğini, buna sinirlenen maktulün kendisinin yakasından tutarak yumruk attığını ama kendisinin maktule vurmadığını, bu sırada oğlu ...'in elinde bıçakla yanlarına gelmiş olduğunu ve maktul ...'e; "... ayıptır babamla nasıl konuşuyorsun!" dediği anda ...'ün kendi yakasını bırakıp ...'e doğru döndüğünü, bu esnada ...'ün eğilerek birkaç adım yürüdükten sonra yere düştüğünü ve ...'in; "Baba kendini bıçağın üzerine attı!" dediğini, kendisinin hemen taksiyi çağırarak ...'ü taksiye bindirip Erciş Devlet Hastanesine götürdüğünü, ...'ün çocukluğundan beri kendi iş yerinde çalıştığını ...'le ... arasında husumet olmadığını hatta birkaç gün önce ...'in ...'ün abisinin düğününe giderek 200 tl takı taktığını ve olayın tamamen kazaen olduğunu söylemiştir.
Tanık ... kolluk aşamasındaki yeminli beyanında; Olayın oluş şeklini görmediğini ancak olaydan sonra ...'un ...'ün yarasına tampon yaptığını ve beraberce onu hastaneye götürdüklerini söylemiştir.
Tanık ... kolluk aşamasındaki yeminli beyanında; Olayın oluşunu görmediğini ancak ...'ü araca bindirirken ...'un da o sırada orada olduğunu söylemiştir.
Olayın oluşunu gören iki kardeş ... ve ... ise olay günü kollukta ifade vermişlerdir.
Tanık ... olay günü (03.11.2020 tarihli) kolluk beyanında; "Ben ve ikiz kardeşim Kadir ile ... oto yıkamada iş yerinin ofis kısmında oturuyorduk, ... ise o sırada yemek yapıyordu, ses gelince dışarı çıktığımda ... abi ile ... abinin birbirlerinin yakasından tuttuklarını gördüm. ... abi ... abiye yumruk attı ... abi de karşılık verdi. O sırada ... ayırmak amacıyla yanlarına gittiğinde yemek yaptığı bıçak elindeydi o an ... abi yere düştü daha sonra ayağa kalktı ve karnını tutarak dükkandan çıktı, dükkanın dışında tekrar yere düştü. ... abiye baktığımda üzerinde çok az bir kan vardı. Biz o an bıçaklandığını dahi anlamadık, ... abi araba getirin dedi taksi geldi ve ... taksiye bindirildi." demiştir.
Tanık Cabir'in kollukta verdiği (14.11.2020 tarihli) ek beyanında; "...'in elinde bıçakla ... ve ...'ün yanına doğru gittiğini gördük, ... yanlarına gittiğinde elindeki bıçağı arkasında saklıyordu, biz ...'in elindeki bıçaktan korkarak oradan dışarı çıktık. ...'in vurup vurmadığını görmedik, ...'ün yere düştüğünü, ... ve ...'un yumrukla ...'e vurduklarını ve çevredekilerin ayırdığını gördük." demiştir.
Tanık ...'ın olay günü (03.11.2020 tarihli) kolluk beyanında; ... isimli oto yıkamada çalıştığını, olay günü Kadir ile beraber büro kısmında otururken ... ve ...'un tartışmaya başladıklarını, ...'ün ...'a vurduğunu, kendilerinin de ayırmaya çalıştıklarını, ...'in o sırada elinde bıçakla yemek yaptığını ve olay yerine ayırmaya geldiğini ancak bıçağı ...'e yöneltmediğini, ayırmaya çalışırken elindeki bıçağın ...'e denk geldiğini, yan tarafta bulunan taksi durağındaki kişiler olayı ayırdıkları, ...'ün karnını tutarak dükkandan çıktığını ve karşıdaki parkta yere düştüğünü, o sırada ... gelerek ...'ün başını tuttuğunu ve ...'e; "Ses ver, bir şey olmadı." dediğini, ...'un çevredekilere; "Araba getirin!" dediğini, İbrahim'in aracını getirdiğini ve ...'ü hastaneye götürdüklerini söylemiştir.
Tanık ...'ın kollukta verdiği (14.11.2020 tarihli) ek beyanında; "...'in elindeki bıçakla ... ve ...'ün yanına gittiğini gördük. O sırada ... elindeki bıçağı arkasında saklıyordu. Denizdeki bıçaktan korkarak biz oradan dışarı çıktık ve ...'in bıçakla ...'e vurup vurmadığını görmedik. ...'ün düştüğünü gördük. ... yere düşünce ... ve ..., ...'ün kafasına yumrukla vurmaya başladılar ve çevredekiler ayırdılar." demiştir.
Olayın oluş şekline göre taraflardan sanık ..., suça sürüklenen çocuk ...'in babası ve maktul ...'ün de uzun süredir işçi olarak çalıştığı oto yıkama dükkanının patronu olup, ...'le aralarında olayın öncesinde bir husumet yoktur, maktulün kız arkadaşının çaldırdığı telefona sanık ...'un bakması nedeniyle oluşan gerginlik üzerine patron olan ..., işçisi ...'ü işten çıkardığını söylemiş, maktul ... de patronu ...'un yakasından tutarak ona yumruk atmış, ...'ta yine yumruk vurarak karşılık vermiştir. Karşılıklı yumruklu kavga başlamadan önce elinde bıçakla yemek yapmakta olan ...'un oğlu suça sürüklenen çocuk ...'in kavgayı görünce olay yerine ayırma maksatlı gelip aniden maktulün karın kısmına bir kez bıçakla vurmuştur. Suça sürüklenen çocuk ...'in bu suçu işlemesi öncesinde babası olan ...'a işçisi ...'ün yumruk atması etkili olmuş, ancak ...'in suç işleme yolunda ...'tan ...'e yönelen TCK'nin 39. maddesi anlamında yardım sayılacak hiçbir hareketi, teşviki veya bıçaklama anında maktulün direncini kırmak şeklinde bir eylemi olmamıştır. İki kişi yumrukla kavga ederken olay yerine gelen üçüncü kişi olan ...'in ani kastla kavga eden maktule vurmasında sanık ...'a nedensellik olarak yüklenebilecek bir husus yoktur. ...'un oğlu ...'in maktulü bıçaklayacağını bildiğini gösterir bir delil bulunmamaktadır. Tanık beyanlarında dahi maktul bir darbe aldığı halde kendileri de maktulün bıçaklandığını anlamamışlardır. Zira etrafta kan lekeleri görülmemiştir. Bıçaklama tek hamle ile olmuş ve maktulün bıçaklandığını anlamayan sanık ...'un yere düşen maktulü tekrar darp etmeye devam etmesi ... ile ... arasında olay öncesi bu konuda herhangi bir karar alınmamış olması ve tek bıçak darbesi bulunması nedeniyle kasten adam öldürme suçuna yardım suçunu oluşturmaz.
TCK'nin 39. maddesinde kazuistik yöntemle sayılan yardım fiillerinden hiçbiri olayımızda yoktur. Suça sürüklenen çocuk ...'in suç yolunda yürümesini sağlayacak sanık ...'tan (babası) kendisine yönelen ve suçu işlemesini destekleyen yardım, teşvik veya benzeri bir katkısı yoktur. Suça sürüklenen çocuk ... ani kastla hareket edip, elleri ile kavga eden kişilerden ...'ü ani kastla öldürmüştür. Maktul ...'ün bıçaklandığını ve yerden kalkmadığını gören ...'un onu uyandırmaya çalışması, yarasına tampon yapması, araç çağırıp hastaneye götürmesi ve yine aralarında olay öncesinde husumet olmayıp uzun yıllardır maktulün sanığın yanında işçi olarak çalışması, maktulün abisinin düğününe sanık ...'in katılarak hediye takması da sanık ...'un savunmalarını doğrular niteliktedir. Tüm bu nedenlerle sanık ...'un aslî fail ...'in eylemine yasal anlamda hiçbir katkı sağlamadığı halde aslî failin öldürme fiilinden yardım eden olarak sorumlu tutulmasına yönelik Dairemiz çoğunluğunun bozma yönündeki kararına muhalifiz.