"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/318 değişik iş
İNCELEME KONUSU KARAR: İtirazın reddine
KANUN YARARINA BOZMA YOLUNA BAŞVURAN: Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması
Parada sahtecilik, hükümlü veya tutuklunun kaçması ve resmi belgede sahtecilik suçlarından İzmir 2. İnfaz Hakimliğinin 15.05.2023 tarihli ve 2023/7611 Esas, 2023/7739 Karar sayılı içtima kararı ile 6 yıl 12 ay 20 gün hapis cezasına hükümlü ...'nin, iş bu cezasının infazı sırasında, İstanbul 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.03.2006 tarihli ve 2004/1924 Esas, 2006/92 Karar sayılı dosyasında infaz ettiği sürelerin halen infaz edilmekte olan cezasından mahsup edilmesi talebinin, bu dosyada hükümlü ya da tutuklu olduğu süre olmadığından bahisle reddine dair Afyonkarahisar İnfaz Hakimliğinin 24.02.2022 tarihli ve 2022/440 Esas, 2022/1309 Karar sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 15.03.2022 tarihli ve 2022/318 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 14.05.2024 tarihli ve 94660652-105-03-9611-2024-Kyb sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 10.07.2024 tarihli ve 2024/58318 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü;
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 10.07.2024 tarihli ve 2024/58318 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
"Dosya kapsamına göre, hükümlünün karşılıksız çek keşide etmek suçundan İstanbul 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.03.2006 tarihli ve 2004/1924 Esas, 2006/92 Karar sayılı kararı ile 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun’un 16/1. maddesi uyarınca 7.250,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına karar verilerek anılan kararın temyiz edilmediğinden bahisle 12.04.2006 tarihinde kesinleştirilmesini takiben, adli para cezasının ödenmemesi nedeniyle hapis cezasına çevrilerek infaz edilmesini müteakip, söz konusu kararın hükümlüye usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinin anlaşılması üzerine, temyiz incelemesi neticesinde Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 09.03.2022 tarihli ve 2022/1927 Esas, 2022/4538 Karar sayılı ilamı ile kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verildiği, hükümlünün ise bu dosyadan infaz etmiş olduğu cezasının halen infaz etmekte olduğu cezasından mahsup edilmesini talep ettiği anlaşılmakla,
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 63. maddesinde “Hüküm kesinleşmeden önce gerçekleşen ve şahsi hürriyeti sınırlama sonucunu doğuran bütün haller nedeniyle geçirilmiş süreler hükmolunan hapis cezasından indirilir.” şeklinde düzenleme yer aldığı, anılan düzenleme uyarınca sadece tutukluluk halinin değil şartların mevcut olması halinde şahsî hürriyeti sınırlama sonucunu doğuran bütün hallerin mahsup işlemine konu olabileceği, bununla birlikte mahsup işleminde önemli olan hususun, mahsup yapılacak mahkumiyete konu olan suçun, tutuklu kaldığı suçtan dolayı verilecek hükmün kesinleşmesinden önce işlenmesi olduğu nazara alındığında,
Somut olayda, hükümlünün halen infaz edilmekte olduğu İzmir 2. İnfaz Hakimliğinin 15.05.2023 tarihli ve 2023/7611 Esas, 2023/7739 Karar sayılı içtima kararına dahil olan mahkumiyetlerine ilişkin suç tarihlerinin 24.05.2016 ve 22.09.2017 olduğu, mahsubu talep edilen İstanbul 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.03.2006 tarihli ve 2004/1924 Esas, 2006/92 Karar sayılı kararı ile verilen adli para cezasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesi neticesinde kesinleşme tarihinin ise Yargıtay 7. Ceza Dairesinin karar tarihi olan 09.03.2022 olduğunun anlaşılması karşısında, düşme kararının kesinleşme tarihinin, infaz edilmekte olan mahkumiyete ilişkin suç tarihinden sonra olduğu gözetildiğinde mahsup şartlarının oluştuğu gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir."
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
Hükümlünün 6 yıl 12 ay 20 gün hapis cezasının infazı sırasında, 05.01.2022 tarihli dilekçesi ile İstanbul 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.03.2006 tarihli ve 2004/1924 Esas, 2006/92 Karar sayılı dosyasında infaz ettiği sürelerin halen infaz edilmekte olan cezasından mahsup edilmesine ilişkin talebinin, İstanbul 14. Asliye Ceza Mahkemesinden alınan bilgiye göre hükümlünün bu dosyada gözaltı yada tutuklu kaldığı süre olmadığı gerekçesiyle İnfaz Hakimliğinin 24.02.2022 tarihli kararı ile reddine karar verilmesinde, talep ve İnfaz Hakimliğinin karar tarihi dikkate alındığında itiraz merciince itirazın reddine dair verilen kararda hukuka aykırılık bulunmadığından, haklı sebebe dayanmayan ve yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
III. KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesindeki koşulları taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN oy birliğiyle REDDİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
13.03.2025 tarihinde karar verildi.