Logo

1. Ceza Dairesi2024/6262 E. 2025/2905 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sanığın, maktulün öldürülmesi eylemine yardım eden sıfatıyla katılıp katılmadığı hususunda yerel mahkemenin direnme kararı vermesi üzerine uyuşmazlık çıkmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, diğer sanığın maktulü öldürmesi sırasında yanında bulunarak suçun işlenmesini kolaylaştırması, cesedi saklaması ve delilleri yok etmesi eylemlerinin, kasten öldürmeye yardım suçunu oluşturduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi

SAYISI : 2024/89 E., 2024/150 K.

SUÇ : Kasten öldürme

KARAR : Direnme

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Akşehir Ağır Ceza Mahkemesinin, 22.05.2024 tarihli ve 2024/89 Esas, 2024/150 Karar sayılı kararı ile Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 06.02.2024 tarihli ve 2023/3194 Esas, 2024/725 Karar sayılı bozma kararına karşı verilen direnme kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 307/4. maddesi uyarınca Dairemize gönderildiği belirlenmekle;

İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen direnme kararının; 5271 sayılı Kanun’un 286/1. maddesi uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260/1. maddesi gereği temyiz edenlerin direnme kararını temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291/1. maddesi gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294/1. maddesi gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298/1. maddesi gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1. Akşehir Ağır Ceza Mahkemesinin, 25.10.2022 tarihli ve 2022/25 Esas, 2022/218 Karar sayılı kararının katılan vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 18.01.2023 tarihli ve 2023/138 Esas, 2023/167 Karar sayılı kararı ile esastan reddine karar verilmiş, bu kararın katılan vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 06.02.2024 tarihli ve 2023/3194 Esas, 2024/725 Karar sayılı ilâmı ile özetle; sanık ...'ın asli fail olarak olaya katıldığına dair somut delil bulunmaması ancak diğer sanık ...'ın maktulü öldürmesi sırasında yanında bulunarak suçun işlenmesini kolaylaştırması, maktulün ölümünden sonra diğer sanık ... ile birlikte cesedi araç içerisine koyarak kaza görünümü vermek amacıyla uçurumdan yuvarlamaları, maktulün öldürüldüğü silahı olay sonrasında saklamaları, üzerlerindeki kanlı elbiseleri ve ayakkabıları da sobada yakmaları karşısında, sanık ...'ın diğer sanık ...'ın maktulü öldürme eylemine 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 39/2-a-c maddeleri kapsamında yardım eden sıfatıyla katıldığı gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme ile kasten öldürme suçundan beraatine, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi nedeniyle bozulmasına ve dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

2. Akşehir Ağır Ceza Mahkemesinin, 22.05.2024 tarihli ve 2024/89 Esas, 2024/150 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’un 307/4. maddesi uyarınca önceki hükümde direnilmesi ile sanık hakkında kasten öldürme suçundan 5271 sayılı Kanun'un 223/2-e maddesi uyarınca beraatine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

1. Katılan vekilinin temyiz sebepleri özetle; sanığın üst hadden indirimsiz olarak cezalandırılması gerektiğine ilişkindir.

2. Cumhuriyet savcısının temyiz sebepleri özetle; sanığın kasten öldürmeye yardım etmek suçundan cezalandırılması gerektiğine ilişkindir.

III. GEREKÇE

Sanık ...'ın asli fail olarak olaya katıldığına dair somut delil bulunmaması ancak diğer sanık ...'ın maktulü öldürmesi sırasında yanında bulunarak suçun işlenmesini kolaylaştırması, maktulün ölümünden sonra diğer sanık ... ile birlikte cesedi araç içerisine koyarak kaza görünümü vermek amacıyla uçurumdan yuvarlamaları, maktulün öldürüldüğü silahı olay sonrasında saklamaları, üzerlerindeki kanlı elbiseleri ve ayakkabıları da sobada yakmaları karşısında, sanık ...'ın diğer sanık ...'ın maktulü öldürme eylemine 5237 sayılı Kanun'un 39/2-a-c bentleri kapsamında yardım eden sıfatıyla katıldığı gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme ile kasten öldürme suçundan beraatine, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi hukuka aykırı görüldüğünden mahkemenin beraate ilişkin verdiği direnme kararı yerinde görülmemiştir.

IV. KARAR

Gerekçe başlığı altında açıklanan nedenlerle direnme kararı yerinde görülmediğinden Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 06.02.2024 tarihli ve 2023/3194 Esas, 2024/725 Karar sayılı bozma kararının, Tebliğname'ye uygun olarak, oy çokluğu ile DÜZELTİLMESİNE YER OLMADIĞINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 307/4. maddesi gereğince direnme kararını incelemek üzere Yargıtay Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE,

15.04.2025 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY

Suça iştiraki için öncelikle faillerin bir suçu işlemek konusunda iştirak iradelerini ortaya koymaları ve anlaşmaları gerekir. İştirak iradesi suç işlenmeden önce veya en geç suçun işlenmesi sırasında ortaya çıkmış olmalıdır. İştirak iradesinin mevcudiyeti için, her şerikin diğer faillerle birlikte belirli bir suçun işlenmesine katıldığını bilmesi gerekir. İştirakin kabulü için failde, suça iştirak iradesi olmalıdır.

Yani suça katılanlar önceden, belli bir suçu işleme konusunda aralarında anlaşmalı, irade birliğine varmalıdırlar. Kararlaştırılan bir suç işlenirken, faillerden birisinin diğerlerinden habersiz bir başka suçu daha işlemesi halinde ise önceden anlaşma olmadığı için, ikinci failin icrasına yardım etmeyen diğer failler, bu suçtan sorumlu tutulmazlar. Herhalde failin başkasının fiiline katıldığını bilmesi ve bunu istemiş olması lazımdır. İstenmemiş olan neticenin husulünde her failin sadece tesadüfî olarak fiillerinin birleşmiş olması iştirake yeterli değildir. Bir suça iştirak ettiğini bilmeyen kimsenin bu cehaleti kastı ortadan kaldırır. İştirak halinde suç işlenmesi halinde, iştirakin nevini saptamak için faillerin karar verme ve icra safhalarındaki tüm hareketlerinin nazara alınması ve topluca değerlendirme yapılması gerekmektedir. Kast insanın iç dünyası ile ilgili bir kavram olup, kastın açıkça ifade edilmediği durumlarda, iç dünyaya ait bu olgunun dış dünyaya yansıyan davranışlara bakılarak belirlenmesi yoluna gidilmektedir.

Kişinin eyleminin, bir suça katılma aşamasına ulaşıp ulaşmadığı, ulaşmışsa da suça katılma düzeyinin saptanması için, eylemin bir evresindeki durumun değil, eylemin yapılması için verilen kararın, bu kararın icra ediliş biçiminin, olay öncesi, sırası ve sonraki davranışların da dikkate alınıp, tüm kanıtların birlikte değerlendirilmesi gerekir. Suç işleme kararının aynı suç konusunda alınması gerekir.Yeni ceza yasası kusur teorisini benimsediğini ileri sürmesine rağmen, iştirak konusunda irade teorisini esas almış gözükmektedir. Zira kusur teorisi nedensellik bağından sarfı nazar edemez. İştirak anlaşmasına konu

hareket işlenirken kastı aşan bir netice meydana gelmişse, bundan tüm ortaklar kusurları derecesinde sorumlu olurlar.

İştirak anlaşmasına konu suç dışında bir suç işlenmişse, ortakların sorumluluğu bu suça iştirak etmiş sayılıp sayılmayacakları hususunun tespitinden sonra tayin edilmelidir.

Bu açıklamalar ışığında; Çoğunluk görüşüne göre Oluşa ve dosya kapsamına göre, sanık ...'ın asli fail olarak olaya katıldığına dair somut delil bulunmaması ancak diğer sanık ...'ın maktulü öldürmesi sırasında yanında bulunarak suçun işlenmesini kolaylaştırması, maktulün ölümünden sonra diğer sanık ... ile birlikte cesedi araç içerisine koyarak kaza görünümü vermek amacıyla uçurumdan yuvarlamaları, maktulün öldürüldüğü silahı olay sonrasında saklamaları, üzerlerindeki kanlı elbiseleri ve ayakkabıları da sobada yakmaları karşısında, sanık ...'ın diğer sanık ...'ın maktulü öldürme eylemine 5237 sayılı Kanun'un 39. maddesinin ikinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri kapsamında yardım eden sıfatıyla katıldığı gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme ile kasten öldürme suçundan beraatine, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi, Hukuka aykırı bulunmuş ise de;

İlk Derece Mahkemesinin yerinde görülen gerekçesinde belirtildiği üzere,

Sanıkların olayın hemen akabinde alınan beyanlarından aracı takibe başlamadan içerisindeki kişinin enişteleri ... olduğunu bildiklerinin anlaşıldığı, takip ettikleri aracın arka camında ... Demir Doğrama yazısından da aracın eniştelerine ait olduğunun anlaşılmasına rağmen geri dönmeyerek husumetli olmaları sebebiyle takibe devam ettikleri, maktulün sanıkların evlerinden çıktığını görünce uzaklaşmaya başladığı, sanıkların yaklaşık 100 metre gittikten sonra maktulün aracının önüne geçerek aracı durdurdukları, maktule neden geldiklerini sordukları, sanıklar maktulün aracına gittiklerinde araçtan inmediği ancak elindeki bıçağı sanıklara gösterdiği, sanık ...'ın beyanına göre maktulün araçtan inmemesi için kapıyı kapatmaya çalıştığı ancak elindeki bıçağı kendisine sallayınca kapıyı bırakarak 5-6 metre uzağa kaçtığı, maktulün araçtan inmesiyle elindeki bıçak ile sanık ...'ı kolundan yaraladığı, bu sırada sanık ...'ın olay yerinde bulunmasının dışında olaya herhangi bir şekilde müdahil olduğuna dair bir emarenin bulunmadığı, sanık ...'ın da öldürme aşamasında sanık ...'ın müdahalesinin olmadığını beyan ettiği, sanık ...'ın kolundan yaralandığının alınan adli rapor ile de sabit olduğu, maktulün sanığı yaraladığı bıçağın daha sonra olay yerinde bulunduğu, sanık ...'ın bıçak ile kolundan yaralanmasının ardından maktulü vurarak öldürdüğünün,

Sanık ...'ın olay yerine abisi sanık ...'ın yanına gitmekten ziyade sanık ...'ın maktule yönelik öldürme eylemine herhangi bir şekilde iştirak ettiğine, olay anında sanığa yardım ettiğine ya da maktulü öldürmeye yönelik aldıkları ortak karar ile olay günü maktulün peşine düştüklerine dair sanığın savunmasının aksini gösterir şekilde dosya kapsamında kesin ve net herhangi bir delilin bulunmadığı anlaşılmakla sanık ...'ın kasten öldürme suçuna iştirak ettiği veya müşterek fail olarak hareket ettiği sabit olmadığından beraatine karar vermek gerektiğinin belirtilmesi,

Bununla birlikte sanık ...'ın olay yerine giderken üzerine ateşli veya delici kesici mahiyette herhangi bir silah almaması, sanık ... ile maktulü öldürmeye olay yerine giderken karar vermeleri durumunda sanık ... dışında da sanık ...'ın da olay yerine giderken aracta veya üzerinde herhangi bir silah bulundurması taşıması veya kullanması gerektiği halde bu şekilde

davranmamış olması,

Sanık ...'ın olay sırasında maktule yönelik herhangi bir fiziki müdahalesinin bulunmaması,

Sanık ... ile sanık ... olay yerine giderlerken maktulün öldürmesi amacıyla hareket etmeleri durumunda maktulün aracı durdurulduğu zaman sanık ...'ın maktulün aracından inmesine bile fırsat vermeden veya araçtan indikten sonra kendisine saldırıp sol kolunda BTM ile giderilebilecek şekilde yaralanmasına fırsat vermeden tabanca ile atışlara başlaması gerektiği veya sanık ...'ında herhangi bir aletle maktule saldırması gerektiği,

Sanık ...'ın diğer sanık ... tarafından da doğrulanan savunmasında belirttiği üzerine maktul ...'un araçtan inmesini engelemesinin olayın daha fazla büyümesini engelmeye yönelik olduğu, bu durumun sanık aleyhine değerlendirilmemesi gerektiği,

Sanık ...'ın olay yerinde bulunmasının eyleme katıldığını göstermeyeceği, fonksiyonel sonuca etkili suç işlemeyi kolaylaştıran destekleyen, maktulün savunmasını zorlaştıran veya sanık ...'ın tabanca ile atış yapmasını kolaylaştıran bir davranış olarak değerlendirilemeyeceği,

Yine sanık ... acısından olay öncesinde böyle bir olayın yaşanacağı daha önceden hiç konuşulmadığı veya olay tahmin bile edilemeyeceği için bu hareketin TCK'nın 39/2-a maddesinde belirtilen a) Suç işlemeye teşvik etmek veya suç işleme kararını kuvvetlendirmek veya fiilin işlenmesinden sonra yardımda bulunacağını vaat etmek. b) Suçun nasıl işleneceği hususunda yol göstermek veya fiilin işlenmesinde kullanılan araçları sağlamak. c) Suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak" şeklindeki unsurlardan her hangi birisinin uygulanma koşullarının oluşmadığı gibi,

Sanık ... maktulü vurduktan sonra sanık ...'ı maktulün aracını kullanması Ilgın ilçesi sınırlarındaki bölgede maktul ...'in kendi aracı ile kaza yapmış süsü vererek aracı olay yerinden uzağa bırakmaları şeklindeki eylemlerin de TCK'nın 283/1. maddesinde düzenlenen suçluyu kayırma (sırf suç işleyen kimseyi araştırma, yakalanma, tutuklanma veya hükmün infazından kurtarmak) suçunu ve TCK'nın 281. maddesinde düzenlenen suç delillerini yok etme gizleme veya değiştirme suçunu oluşturabileceği,

Olaydan sonra diğer sanık ... ile gerçekleştirdiği eylemlerine ilişkin olarak sanık ... hakkında suç delillerini yok etme, gizleme ve değiştirme suçundan değerlendirme yapılması amacıyla ihbarda bulunulduğu, Yunak Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 26.04.2022 tarihli ve 2022/106 esas sayılı iddianamesiyle sanık ... hakkında suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçundan iddianame düzenlendiği, sanık hakkında açılan kamu davasının bu dosya ile birleştirilerek yapılan yargılama neticesinde sanık ...'ın, sanık ..., maktulü öldürdükten sonra sanık ... ile birlikte cesedi araç içerisine koyarak kaza görünümü vermek amacıyla uçurumdan yuvarladığı, maktulün öldürüldüğü silahı olay sonrasında sakladığı, üzerlerindeki kanlı elbiseleri ve ayakkabıları da sobada yaktıkları anlaşıldığından sanık ...'ın suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu sabit görülerek cezalandırılmasına, hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği göz önünde bulundurularak,

Sanık ...'ın maktulün öldürülmesine iştirak suçundan CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatine karar verilmesi gerektiği görüşündeyim.