Logo

1. Ceza Dairesi2024/642 E. 2024/4746 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kesin nitelikteki bir istinaf kararına karşı katılan vekilinin suç vasfına ilişkin aleyhe temyiz isteminin incelenip incelenemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Kesin nitelikteki hükmün suç vasfına yönelik aleyhe temyiz yoluna başvurulması halinde temyize konu olabileceği ve katılan vekilinin temyiz isteminin de bu kapsamda olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

SAYISI : 2022/1519 E., 2023/905 K.

SUÇ : Kasten yaralama

HÜKÜM : Mahkûmiyet

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Ret

İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10.03.2009 tarih ve 2009/2-43 Esas, 2009/56 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere; kesin nitelikteki hükmün suç vasfına yönelik aleyhe temyiz kanun yoluna başvurulması halinde temyize konu olabileceği kabul edildiğinden, katılan vekilinin anılan hükmü "suç vasfına" ilişkin aleyhe temyiz ettiği anlaşılmakla, kararın temyiz kanun yoluna tabi olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260/1. maddesi gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291/1. maddesi gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294/1. maddesi gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298/1. maddesi gereğince temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, Üye ...'in temyiz incelemesine konu kararın kesin olduğundan bahisle katılan vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiğine yönelen karşı oyu oy çokluğuyla reddedilerek temyiz incelemesi yapılmasına karar verilerek, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1. Sakarya 9. Asliye Ceza Mahkemesinin, 28.03.2022 tarihli ve 2021/273 Esas, 2022/247 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında katılana karşı eziyet suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 96/2-(a), 62/1 ve 53/1 maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 10.05.2023 tarihli ve 2022/1519 Esas, 2023/905 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanığın istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek 5271 sayılı Kanun’un 280/1-(g) maddesi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde aynı Kanun’un 280/2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile sanık hakkında katılana karşı kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 86/2, 86/3-(a), (b), 62/1 ve 51/1, 3 maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının ertelenmesine ve bir yıl süre ile denetime tabi tutulmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Katılan vekilinin temyiz istemi özetle; suç vasfının hatalı belirlendiğine, sanığın eziyet suçundan cezalandırılması gerektiğine ilişkindir.

III. GEREKÇE

Sanığın, katılanın ağabeyi olduğu, katılanın orta derece mental reterdasyon tanısı bulunduğu, sanık ile ablası temyiz dışı sanık ... ile birlikte ikamet eden katılana, sanıkların devamlı ve sistematik olarak hakaret ederek tehdit içerikli sözler söyleyerek ve darp uygulayarak eziyet ettiği iddiası üzerine başlatılan soruşturma sonrası katılanın yaralanmasına ilişkin düzenlenen kati raporda her iki kolda birçok morluk, göğüste birkaç adet morluk olduğu, basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandığı olayda,

Katılanın aşamalardaki beyanları, tanık Mutlu Arslan'ın aşamalardaki katılan beyanını doğrular nitelikteki anlatımları ile mahalle muhtarı tanık ...'ın soruşturma aşamasında alınan "Vatandaşlar tarafından ...'ın darp edildiğine dair ve kötü muamelede bulunduğuna dair söyleniyordu. Ben ...'a gerekli uyarılarda bulundum" şeklindeki anlatımı ve soruşturma aşamasında alınan katılanın yaralanmasına ilişkin adli muayene raporu nazara alındığında, sanığın eylemlerinin süreklilik arz ettiği nazara alınarak suç vasfının eziyet olarak nitelendirilmesi gerektiği gözetilmeden yanılgıya düşülerek sanığın kasten yaralama suçundan cezalandırılması hukuka aykırı bulunmuştur.

IV. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle katılan vekilinin suç vasfına yönelen temyiz istemi yerinde görüldüğünden Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 10.05.2023 tarihli ve 2022/1519 Esas, 2023/905 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302/2. maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, ön sorun yönünden üye ...'in, suç vasfı yönünden başkan vekili ... ve üye ...'in karşı oylarıyla oy çokluğuyla BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304/2-(b). maddesi uyarınca Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

27.06.2024 tarihinde karar verildi.

K A R Ş I O Y

Sakarya 9. Asliye Ceza Mahkemesi, sanık hakkında katılana karşı eziyet suçundan, 5237 sayılı TCK’nın 96/2-(a), 62/1 ve 53/1 maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Sanığın istinaf başvurusu üzerine,

Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, sanık hakkında ilk derece mahkemesince kurulan hükme yönelik sanığın istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek CMK’nın 280/1-(g) maddesi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde, aynı Kanun’un 280/2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ile sanık hakkında katılana karşı kasten yaralama suçundan, TCK’nın 86/2, 86/3-(a), (b), 62/1 ve 51/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının ertelenmesine ve bir yıl süre ile denetime tabi tutulmasına karar verilmiştir.

Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi tarafından verilen kararın onanması gerekirken bozma kararı veren sayın çoğunluk görüşüne aşağıda açıkladığımız nedenlerle muhalifiz.

Mağdur ile ilgili olarak CİMER'e ihbarda bulunulmuştur. Bu ihbar sonrası mağdur ...'ın yaralanmış olduğuna ilişkin tespit akabinde, 26.08.2019 tarihinde alınan tıbbi raporda “her iki kolda ve göğüste çok sayıda morluk olduğunun, bu morluk ve yaralanmaların basit tıbbi müdahale ile giderilebilir” olduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır. Alınan adli rapora göre ayrıca “mağdurun kendisini savunamayacak derecede mağdur olduğu da” anlaşılmaktadır.

Dosya kapsamında alınan adli rapor ve yaralanma tek olaya ilişkindir, daha önce sanıkların mağduru yaralandığına dair başka bir olayla ilgili adli rapor yoktur. Sanıklarda suçu kabul etmemektedir. Tanık beyanları da görgüye değil, duyuma dayalı olup, Mutlu Arslan'ın anlatımları da başka bir yaralanma raporu ile doğrulanmamıştır.

Eziyet suçu için, kasten yaralama suçunun ani olarak değil, sistematik bir şekilde ve belli bir süreç içinde ve sürekli olarak işlenmesi gereklidir. Bu konuda, Yargıtay 8. C.D nin 03.05.2017 T. 2016/5760 Esas - 2017/4940 Kararı ve birçok Yargıtay kararları uyarınca, “Tüm dosya içeriğine göre dosyadaki doktor raporları, sanıkların savunmaları, eylemlerinin süreklilik gösterip göstermediği, sistematik

nitelikte bulunup bulunmadığı değerlendirilmek suretiyle suç vasfının tayin edilerek sanıkların hukuki durumlarının değerlendirilmesi gerektiği” belirtilmiştir.

Yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere göre, eziyet suçunu oluşturacak şekilde sanıkların mağdura yönelik süreklilik arz eden eylemleri kesin ve net olarak ispatlanamamıştır. Ancak sanıkların 26.08.2019 tarihli raporda belirtilen yaralanmaları gerçekleştirdikleri hususunda mağdur anlatımı, tanık beyanı ve adli raporla kesin olarak ispatlandığından, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi tarafından, eziyet suçundan mahkûmiyetine ilişkin ilk derece mahkemesi kararı kaldırılıp, sanığın kardeşi olan ve kendini savunamayacak durumda bulunan mağdur ...’yı kasten yaraladığı sabit olmakla, bu suçtan cezalandırılmasına karar verilmesi usûl ve yasaya uygundur.

Yukarıda açıklanan nedenlerle, sanık hakkında Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi tarafından kasten yaralama suçundan verilen kararın onanması gerekirken bozma kararı veren sayın çoğunluk görüşüne muhalifiz.

K A R Ş I O Y

Sakarya 9. Asliye Ceza Mahkemesince sanık ... hakkında katılan ...'ya eziyet etme suçundan TCK'nun 96/2-a maddesi uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir. Kararın istinaf edilmesi üzerine Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi anılan kararı CMK'nun 280/2 maddesi uyarınca kaldırarak sanığın TCK'nun 86/2, ve 86/3-a, b maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir.

5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun temyiz başlıklı 286. maddesindeki düzenleme şu şekildedir.

"(1) Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin bozma dışında kalan hükümleri temyiz edilebilir.

(2) Ancak;

a) İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adlî para cezalarına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları,

b) İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezalarını artırmayan bölge adliye mahkemesi kararları,

c) (Ek: 20/7/2017-7035/20 md.)[117] Hapis cezasından çevrilen seçenek yaptırımlara ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen; seçenek yaptırımlara ilişkin her türlü kararlar ve istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar,

d) (Anayasa Mahkemesinin 27/12/2018 tarihli ve E.:2018/71 K.:2018/118 sayılı Kararı ile İptal; Yeniden Düzenleme:20/2/2019-7165/7 md.) İlk defa bölge adliye mahkemesince verilen ve 272 nci maddenin üçüncü fıkrası kapsamı dışında kalan mahkûmiyet kararları hariç olmak üzere, ilk derece mahkemelerinin görevine giren ve kanunda üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dâhil) hapis cezasını gerektiren suçlar ve bunlara bağlı adlî para cezalarına ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararları,

e) Adlî para cezasını gerektiren suçlarda ilk derece mahkemelerinden verilen hükümlere ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararları,

f) (Değişik: 18/6/2014-6545/78 md.) Sadece eşya veya kazanç müsaderesine veya bunlara yer olmadığına ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları,

g) On yıl veya daha az hapis cezasını veya adlî para cezasını gerektiren suçlardan, ilk derece mahkemesince verilen beraat kararları ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları,

h) (Değişik: 18/6/2014-6545/78 md.) Davanın düşmesine, ceza verilmesine yer olmadığına, güvenlik tedbirine ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen bu tür kararlar veya istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar,

ı) Yukarıdaki bentlerde yer alan sınırlar içinde kalmak koşuluyla aynı hükümde, cezalardan ve kararlardan birden fazlasını içeren bölge adliye mahkemesi kararları,

Temyiz edilemez."

Genel kuralı ana hatlarıyla söyleyecek olursak, ilk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları bölge adliye mahkemesince arttırılmıyorsa kesin niteliktedir. Bu nitelikteki kesin kararlara karşı da katılan vekili ilk derece mahkemesinin vasıflandırması daha ağır niteleme ve daha aşkın bir ceza istemi temyiz dilekçesine konu edilmişse suç vasfıyla sınırlı aleyhe temyiz incelemesi yapılabilecektir.

Katılan vekili bölge adliye mahkemesinin suçu vasıflandırmasından dolayısıyla cezayı azaltmasından memnun değildir. Ancak öne sürdüğü husus da ilk derece mahkemesinin vasıflandırmasının doğru olduğu, sanığın eziyet suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasıdır. İlk derece mahkemesinin vasıflandırmasından daha ağır niteleme ve daha aşkın bir ceza istemi temyiz dilekçesine konu edilmemiştir.

Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 286/2-b maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezalarını artırmayan bölge adliye mahkemesi kararları kesin niteliktedir bu yüzden temyiz edilemezler. Kaldı ki bölge adliye mahkemesi katılan vekilinin temyiz isteminde belirttiği gibi esastan red kararı verseydi yine bu karar Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 286/2-a maddesi uyarınca kesin nitelikte olacaktı dolayısıyla temyiz istemine konu edilemeyecektir. Esasen katılan vekili de temyiz dilekçesinde sanığın fiilinin eziyet suçunu oluşturduğunu söylemekle böylece bölge adliye mahkemesinin ilk derece mahkemesi kararına esastan ret kararı vermesini istemektedir.

Kesin nitelikteki kararlarda suç vasfına yönelik aleyhe temyiz varsa Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10.03.2009 tarihli ve 2009/2-43 Esas, 2009/56 Karar sayılı kararı uyarınca suç vasfı ile sınırlı olarak temyiz davasına konu edilebilir. Ancak katılan vekilinin temyiz dilekçesinde sanığın suç vasfını dolayısıyla cezanın mutlaka ilk derece mahkemesince verilen hükümden ağır olması şarttır.

Açıklanan nedenlerle temyiz incelemesine konu kararın, katılan vekilinin aleyhe temyiz içeriği değerlendirildiğinde kesin olduğu bu bakımdan temyiz incelemesine konu edilemeyeceği görüşüyle ön sorun yönünden kararın temyizi kabil olduğuna ilişkin sayın çoğunluk görüşüne katımamaktayım.