"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2024/2 E., 2024/105 K.
SUÇ : Kasten yaralama neticesinde ölüme neden olma
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma
Sanıklar hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286/1 ve 307/3. maddeleri uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260/1. maddesi gereği temyiz
edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291/1. maddesi gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294/1. maddesi gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298/1. maddesi gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İstinaf bozması üzerine verilen Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 16.06.2022 tarihli ve 2022/109 Esas, 2022/212 Karar sayılı kararı ile verilen hükümlere yönelik sanık ... ve müdafii, sanık ... müdafii ile katılanlar vekilinin istinaf başvurularının, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 06.10.2022 tarihli ve 2022/2040 Esas, 2022/1476 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’un 280/1-a maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş, bu kararların sanıklar müdafiileri ve katılanlar vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 01.11.2023 tarihli ve 2022/15365 Esas, 2023/6710 Karar sayılı ilâmı ile özetle; kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçunun tüm unsurları ile oluştuğu gözetilmeksizin suç vasfında hataya düşülerek sanıklar hakkında kasten öldürme suçundan yazılı şekilde hükümler kurulması nedeniyle bozulmasına ve dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 304/2-a maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
2. Bozma üzerine verilen Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 02.04.2024 tarihli ve 2024/2 Esas, 2024/105 Karar sayılı kararı ile;
a. Sanık ... hakkında kasten yaralama neticesinde ölüme neden olma suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 86/1, 86/3-e, 87/4-2.cümle, 53/1. maddeleri uyarınca 17 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
b. Sanık ... hakkında kasten yaralama neticesinde ölüme neden olma suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 86/1, 86/3-e, 87/4-2.cümle, 29/1, 53/1. maddeleri uyarınca 12 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, karar verilerek dava dosyası, 5271 sayılı Kanun'un 307/3. maddesi uyarınca doğrudan temyiz merciine gönderilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Katılanlar vekilinin temyiz sebepleri özetle; eylemlerin kasten öldürme suçu olduğuna ve tasarlanarak işlendiğinden bahisle suç vasfına, eksik incelemeyle karar verildiğine, sanık ... hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine ilişkindir.
2. Sanık ... müdafiinin temyiz sebepleri özetle; sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğine, kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, eksik incelemeye, haksız tahrik ve takdiri indirim hükümlerinin uygulanması gerektiğine, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkindir.
3.Sanık ... müdafiinin temyiz sebepleri özetle; eksik incelemeye, sanığın atılı suça iştirak ettiğine dair somut delil bulunmadığından beraatine karar verilmesi gerektiğine, maktulün ölümü ile sanığın eylemi arasında illiyet bağı bulunmadığına, fazla ceza tayin edildiğine, haksız tahrikin derecesine, takdiri indirim maddesinin uygulanması gerektiğine ilişkindir.
III. GEREKÇE
1.Uyulmasına karar verilen Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 01.11.2023 tarihli ve 2022/15365 Esas, 2023/6710 Karar sayılı bozma ilâmında da belirtildiği üzere sanıklar ile maktul arasında öldürmeyi gerektirir husumet olmaması, ani gelişen olayda sanıkların maktulün hayati organlarının bulunduğu bölgeleri hedef almamaları, ciddi bir engel olmamasına rağmen kendiliğinden eylemlerine son vermeleri dikkate alındığında, sanıkların öldürme kastını açığa çıkaran kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı ve kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçunun tüm unsurları ile oluştuğu anlaşıldığından, tebliğnamedeki (1) numaralı bozma görüşüne iştirak edilmemiştir.
2.Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan ve dosya kapsamına göre yeterli olduğu anlaşılan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükümlere esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, eksik incelemenin bulunmadığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından iştirak halinde gerçekleştirildiğinin saptandığı, ceza miktarlarının orantılılık ilkesine uygun olduğu, hükümlere esas alınan adli raporların yeterli olduğu, eylemlere uyan suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, dosya içeriğinden varlığı anlaşılan, maktulden sanık ...'e yönelen ve haksız tahrik oluşturan eylemlerin niteliği ve ulaştığı boyut dikkate alındığında belirlenen indirim oranının isabetli olduğu, maktulden sanık ...'a yönelen haksız söz veya davranış bulunmadığından haksız tahrik hükümlerinin uygulanmamasında isabetsizlik bulunmadığı, meşru savunma ve meşru savunmada sınırın aşılması şartlarının oluşmadığı, takdîri indirimin Mahkemenin takdîr yetkisi kapsamında, yasal, yerinde ve yeterli gerekçelerle uygulanmamasına karar verildiği anlaşıldığından, katılanlar vekili ve sanıklar müdafilerinin temyiz sebeplerinin incelenmesinde hükümlerde düzeltme nedeni dışında hukuka aykırılık bulunmamıştır.
3.5237 sayılı Kanun'un 87/4. maddesinde müstakil bir suç olarak düzenlenen kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçundan hükümler kurulurken, uygulama maddesi olarak kasten yaralama suçunu düzenleyen 5237 sayılı Kanun'un 86/1, 86/3-e maddelerinin de ayrıca gösterilmesi, hukuka aykırı bulunmuş ise de söz konusu hukuka aykırılık Yargıtay tarafından giderilmiştir.
IV. KARAR
Gerekçe bölümünde (3) numaralı paragrafta açıklanan nedenle sanıklar müdafiileri ve katılanlar vekilinin temyiz istemleri uygulama maddesinin hatalı gösterilmesi yönünden yerinde görüldüğünden Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 02.04.2024 tarihli ve 2024/2 Esas, 2024/105 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302/2. maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 303/1. maddesi gereği hükümler fıkrasından 86/1 ve 86/3-e maddelerinin uygulandığı kısımların çıkarılması suretiyle suretiyle Tebliğname’ye aykırı olarak, oy çokluğuyla TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKÜMLERİN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Hükmolunan ceza miktarı ve tutuklulukta geçen süre dikkate alınarak sanık ... müdafiinin tahliye talebinin REDDİNE,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304/4. maddesi uyarınca Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
19.03.2025 tarihinde karar verildi.
K A R Ş I O Y
Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucu sanıkların eylemlerinin kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçunu oluşturduğuna dair sayın çoğunluk görüşüne katılmamaktayım. Şöyle ki;
Sanıklar maktule karşı kasten öldürme suçunu işlemişlerdir.
Bu kapsamda;
a- Adlî Tıp Kurumu Malatya Adlî Tıp Grup Başkanlığı Morg İhtisas Dairesinin 01.12.2020 tarihli otopsi raporunda;
1. Sol uyluk ön yüz üst yarımında vertikal seyirli 18x1 cm'lik üzeri staplerle tutturulmuş kesi,
2. Sol uyluk orta kısmında lateralde 3x1 cm'lik üzeri staplerle tutturulmuş kesi,
3. Sol gluteus lateralde 3x1 cm'lik üzeri staplerle tutturulmuş kesi,
4. Sol humerus alt 1/3 arka yüzde 1,8x0,5 cm'lik staplerle tutturulmuş kesi,
5. Sol humerus alt 1/3 dış yüzde 7x1 cm'lik üzeri staplerle tutturulmuş kesi,
b- Kişinin vücudunda en az 5 (beş) adet kesici delici alet yarası olduğu, dış muayenede 1 numarada tarif edilen yaranın tek başına ölüm meydana getirir nitelikte olduğu, diğer yaralanmalarının ölüm meydana getirir nitelikte olmadığı fakat basit tıbbî müdahale ile giderilemez nitelikte olduğu, kişinin ölümünün kesici delici alet yaralanmasına bağlı büyük damar yaralanmasından gelişen iç ve dış kanama sonucu meydana gelmiş olduğu saptanmıştır.
Maktul ...'nin kuşlarını beslediği bahçeli eve telefonla ...'i çağırdığı, maktulün gelen ...'e; "Kuşları sen mi çaldın?" diye sorduğu, ...'in suçlamayı kabul etmemesi üzerine bu sefer sanık ...'i telefonla arayarak çağırdığı, sanık ...'in yanında diğer sanık ... olduğu halde maktulün yanına geldiği, sanık ...'ın bahçeye girmediği bahçe dışında beklediği, maktulün sanık ...'e kuşlarını çalıp çalmadığını sorduğu, maktulün sanık ...'den kuşkulanması üzerine sözlü olarak tartışmaya başladıkları, tartışmayı duyan sanık ...'ın bahçeye maktulün rızası dışında girerek tartışmaya dahil olduğu, maktulün sanık ...'a; "Sen niye geldin, çık git!" dediği, maktul ile sanık ...'ın birbirlerini iteklemeye başladıkları, sanık ...'ın üzerinde bulunan bıçakla maktulü beş farklı yerinden yaraladığı, sanık ...'in ise maktul ilk bıçak darbesini aldıktan sonra maktule vurmaya başladığı, maktul yere düştükten sonra da vurmaya devam ettiği, sanıkların müşterek fail olarak fikir ve eylem birliği içerisinde üzerlerine atılı suçu işledikleri anlaşılmıştır.
Sanıkların alınan doktor raporlarında darp cebir izine rastlanmadığı, sanık ...'ın suçta kullandığı bıçakla maktulü beş ayrı yerinden yaraladığı, sol uyluk ön yüz üst yarımında meydana gelen yaralanmanın tek başına ölüm meydana getirir nitelikte olduğu diğer dört yaranın ise basit tıbbî müdahale ile giderilemeyecek vasıfta olduğu, yaralardan iki tanesi sol uylukta, bir tanesi sol gluteus, iki tanesinin ise sol humerusta olduğu, sol humerustaki yaralardan sanık ...'ın maktulün öldürücü bölgelerine bıçakla vurmaya çalıştığı ancak maktulün koluyla sanığa engel olması nedeniyle iki darbenin maktulün sol üst koluna isabet ettiğinin anlaşıldığı ve sanık ...'ın maktul yere düşüp etkisiz hale gelene kadar bıçakla vurmaya devam ettiği nazara alındığında, sanık ...'ın kullandığı bıçağın elverişliliği, darbe sayısı, darbelerin şiddeti, bıçak darbeleri sonucu yere düşüp etkisiz hale gelen maktule karşı sanık ...'in ağaç dalıyla vurmaya devam ederek eylemini sürdürmesi, direnci kırılıp etkisiz hale gelen ve kan kaybeden maktule
hayatta kalmasına yönelik yardımda bulunmamaları gözetildiğinde sanıkların kastlarının yaralama olmadığı ve maktulü öldürme kastıyla hareket ettikleri kanaatine varıldığından, hükümlerin bozulmasına karar verilmesi gerektiği halde sayın çoğunluğun sanıkların eylemlerinin kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçunu oluşturduğu kabul edilerek verdiği karara katılmamaktayım.