Logo

1. Ceza Dairesi2024/673 E. 2024/4354 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sanığın, tasarlayarak öldürme ve tasarlayarak öldürmeye teşebbüs suçlarına müşterek fail olarak mı yoksa yardım eden sıfatıyla şerik olarak mı katıldığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Sanığın diğer sanıkları araçla olay yerine getirmesi, olay sırasında araçta beklemesi, olaydan sonra olay yerinden uzaklaştırması eylemlerinin suçun işlenmesine fonksiyonel bir katkı sağlamadığı, müşterek faillik boyutuna ulaşmadığı ve yardım eden sıfatıyla değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

SAYISI : 2022/1082 E., 2022/1369 K.

SUÇLAR : Tasarlayarak kasten öldürme, tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs

HÜKÜM : İstinaf başvurularının esastan reddi

İTİRAZNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

İTİRAZA KONU KARAR : Temyiz istemlerinin esastan reddi ile hükümlerin onanması

İTİRAZ EDEN : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı

Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 21.11.2023 tarihli ve 2022/14878 Esas, 2023/7038 Karar sayılı kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 18.01.2024 tarihli ve KD - 2024/5318 sayılı itirazı üzerine yapılan inceleme neticesinde;

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 308 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen kanunî süresinde yapılan lehe itiraz başvurusu üzerine dava dosyası, aynı Kanun’un 308 inci maddesinin ikinci fıkrası gereği Dairemize gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İTİRAZ SEBEPLERİ

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz başvurusu, sanık ... hakkında tasarlayarak öldürme ve tasarlayarak öldürmeye teşebbüs suçlarından mahkûmiyetine ilişkin karar yönünden, "sanık ...'ın kanıtlanan eyleminin, olayın diğer sanıkları ile fikir ve irade birliği içinde hareket ederek, onları kullandığı araçla olay yerine götürüp, olay sırasında beklemek ve olaydan sonra kullandığı araçla olay yerinden uzaklaştırmaktan ibaret olduğu, bu hareketlerinin suçun işlenmesine fonksiyonel bir katkısının bulunmadığı, müşterek faillik boyutuna ulaşmadığı, suçun işlenmesinden önce ve işlenmesinden sonra maddi yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak suretiyle yardım boyutunu aşmadığı" gerekçesiyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 39. maddesi uyarınca yardım eden olarak cezalandırılması gerektiğinden temyiz istemlerinin esastan reddi ile hükümlerin onanması ilamının kaldırılmasına ve hükümlerin bozulmasına karar verilmesi talebine ilişkindir.

II. GEREKÇE

Katılan ...'nin temyiz dışı sanık ... ve ...'nin kardeşleri olan ... ile evlendirilmek istendiği, katılanın kabul etmediği, katılan ... ile kaçtıkları ve resmi nikahla evlendikleri, sanık ...'nin katılanları sürekli tehdit ettiğinin katılanlar ve tanıkların beyanları ile tespit edildiği, olay günü sanıkların Mardin'den geldiği, sanıklar ... ve ...'un ellerinde bulunan tabancalar ile maktul ... ve katılan ...'a ateş ettiği, araç sürücüsü sanık ...'ın da elinde tabanca bulunduğu ve ateş ettiği, sanık ...'in ayrıca olay esnasında yere düşen maktul ...'ın kafasına yakın mesafeden ateş ettiği, katılan ...'ın olay sebebi ile 7 ayrı ateşli silah yaralanmasına maruz kaldığı olayda; eylemlerin sanıklar ... ve ... tarafından iştirak halinde gerçekleştirildiğinin saptandığı, suçun kanuni tanımındaki fiili gerçekleştiren sanıkların fail olarak kabulünde isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, Dairemizin temyiz istemlerinin esastan reddi ile hükümlerin onanması ilamının usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilmekle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.

III. KARAR

1. Gerekçe bölümünde belirtilen nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı İTİRAZININ oy çokluğuyla REDDİNE,

2. 5271 sayılı Kanun’un 308 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 21.11.2023 tarihli ve 2022/14878 Esas, 2023/7038 Karar sayılı temyiz istemlerinin esastan reddi ile hükümlerin onanması kararı ile ilgili itirazı incelemek üzere dava dosyasının, Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

KARŞI OY:

Dairemiz sayın çoğunluğu ile aramızdaki uyuşmazlık sanık ...'in suça müşterek fail olarak mı, yardım eden sıfatıyla şerik olarak mı katıldığının kabulünden kaynaklanmaktadır.

5237 sayılı TCK’nda suça iştirakte faillik ve şeriklik ayrımı öngörülmüş, azmettirme ve yardım etme şeriklik kavramı içinde değerlendirilmiştir.

5237 sayılı TCK’nin 37/1 inci maddesine göre suçun kanunî tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri doğrudan fail olarak sorumlu olur. Doğrudan fail, işlediği suçun gerektirdiği ceza ile cezalandırılır. Kanunda tanımlanan haksızlığın birden fazla suç ortağı tarafından müştereken gerçekleştirildiği durumda ise müşterek faillik söz konusudur. Müşterek faillikte müşterek alınan suç işleme kararına bağlı olarak, suçun icrai hareketlerinin birlikte gerçekleştirilmesi ve dolayısıyla, suç oluşturan eylemin icrası üzerinde ortaklaşa hâkimiyet kurulması söz konusudur. Buna göre her müşterek fail suçun icrasına ilişkin etkin, fonksiyonel bir katkıda bulunmaktadır. Birlikte suç işleme kararının yanı sıra, eylem üzerinde müşterek hâkimiyet kurulduğu için, her bir suç ortağı fail statüsündedir. Fiil üzerinde ortak hakimiyetin kurulup kurulmadığı suç ortaklarının suçun icrasında üstlendikleri rolleri ve katkılarının taşıdığı öneme göre mahkemece belirlenecektir. Suç ortaklarının suçun işlenmesinde yaptıkları katkının diğerinin fiilini tamamladığı durumlarda müşterek faillik söz konusu olacaktır. Müşterek failliğin yapısı ve tanımı gereği, fiilin kanuni tarifinde yer alan hareketlerin birlikte gerçekleştirilmesi ve birlikte suç işleme kararının varlığı gereklidir. Suçun işlenmesine veya neticenin oluşumuna doğrudan bir etkisi olmayan kişi müşterek fail olarak kabul edilemez.

5237 sayılı TCK'nda yer alan düzenlemeye göre suçun icrasına iştirak etmekle birlikte, işlenişine bulunduğu katkının niteliği gereği kanuni tanımdaki fiili gerçekleştirmeyen suç ortaklarına “şerik” denilmekte olup, şeriklik; azmettirme ve yardım etme olarak iki farklı şekilde düzenlenmiştir. Kanuni tanımdaki fiili gerçekleştirmeyen ancak yardım eden suç ortağı, gerçekleşen fiilden 5237 sayılı TCK’nin 40 ıncı maddesinde düzenlenen bağlılık kuralı uyarınca şerik olarak sorumlu olmaktadır.

5237 sayılı TCK’nin 39/2 nci maddesindeki düzenlemeye göre, yardım etme; maddi yardım ve manevi yardım olarak ikiye ayrılmaktadır. Maddi yardım; suçun işlenmesinde kullanılan araçları temin etmek, suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında maddi yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak olarak sayılmış, manevi yardım ise; suç işlemeye teşvik etmek, suç işleme kararını kuvvetlendirmek, suçun işlenmesinden sonra yardımda bulunmayı vaat etmek, suçun nasıl işleneceği konusunda yol göstermek şeklinde belirtilmiştir. Kişinin eyleminin, bir suça katılma aşamasına ulaşıp ulaşmadığı, ulaşmışsa da suça katılma düzeyinin belirlenmesi için, eylemin bir aşamasındaki durumun değil, eylemin yapılması için verilen kararın, bu kararın icra ediliş biçiminin, olay öncesi, sırası ve sonraki davranışların da dikkate alınıp, tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi gerekir.

Birden çok kişi tarafından işlendiği iddia edilen suçlarda, suça katılan kişilerin fail olarak kabulü için failler arasında birlikte suç işleme kararı olmalıdır. Birlikte suç işleme her açısından

suça iştirak iradesini gerektirmekte olup, ancak aynı suçu işlediklerine ilişkin bilinç ve irade ile hareket edildiği takdirde birlikte suç işleme kararı var sayılabilir.

Birden çok kişi tarafından işlenen suçlarda,suça gerek müşterek fail olarak gerekse yardım eden olarak katılanlar yönünden ortak olan unsur birlikte suç işleme kararının varlığı, suça yönelik fikir ve irade birliğinin bulunmasıdır.

Diğer yandan müşterek faillerin kanuni tarifte yer alan fiili birlikte işlemesi yani icrai hareketleri birlikte gerçekleştirmesi fiil üzerinde ortak hakimiyet kurmaları gerekmektedir. Zira "suça yardım etme"yi müşterek faillikten ayıran en önemli unsur kişinin suçun işlenişi sırasında fiil üzerinde ortak hakimiyetinin bulunmamasıdır.

İlk Derece Mahkemesinin Kabulüne göre; Katılan ...'nin temyiz dışı sanık ... ve ...'nin kardeşleri olan ... ile evlendirilmek istendiği, katılanın kabul etmediği, katılan ... ile kaçtıkları ve resmi nikahla evlendikleri, sanık ...'nin katılanları sürekli tehdit ettiğinin katılanlar ve tanıkların beyanları ile tespit edildiği, olay günü sanıkların Mardin'den geldiği, sanıklar ... ve ...'un ellerinde bulunan tabancalar ile maktul ... ve katılan ...'a ateş ettiği, araç sürücüsü sanık ...'ın da elinde tabanca bulunduğu ve ateş ettiği, sanık ...'in ayrıca olay esnasında yere düşen maktul ...'ın kafasına yakın mesafeden ateş ettiği, katılan ...'ın olay sebebi ile 7 ayrı ateşli silah yaralanmasına maruz kaldığı, açık kimliği tespit edilemeyen kişi ile sanık ...'in ise olay yerine gelen araç içerisinde bulundukları, fakat araçtan inmedikleri, olayın tek görgü tanığı Hıdır'ın beyanlarında sanık ... ve sanık ...'in elinde silah olduğunu ve sıktığını, sanık ...'un silahının şişkin bir bezle kaplı olduğunu belirttiği olayda, sanıklar ..., ..., ... hakkında tasarlayarak öldürme ve tasarlayarak öldürmeye teşebbüs, sanık ... hakkında tasarlayarak öldürmeye yardım etme, tasarlayarak öldürmeye teşebbüse yardım etme suçlarından hüküm kurulduğu belirlenmiştir. İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği ve istinaf taleplerinin esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Yerel mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesince sanık ...'ın diğer sanıklar ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettiği ve fiil üzerinde ortak hakimiyet kurmak suretiyle maktul ve katılana yönelik suçu işledikleri belirtilerek sanıkların iştirak halinde maktul ...'ı tasarlayarak kasten öldürme katılan ...'ı tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs suçundan eylemlerine uyan TCK'nin 37/1 inci maddesi yollaması ile cezalandırılmalarına karar verildiği, sanık ...'ın aşamalardaki savunmalarında sanık ...'e ait araçla İstanbul'a geldiklerini olay sırasında aracı kendisinin kullandığını olay yeri yakınlarına geldiklerinde ...'in araçtan inerek bir yere gidip kısa süre sonra araca geri geldiğini kendisinin araçtan hiç inmediğini beyan ettiği, olayın tek görgü tanığı katılan ...'ın 24.08.2017 tarihli ifadesinde kendisini vuran kişilerin ... ve ... ... olduğundan kesin emin olduğunu, ayrıca geldikleri aracın direksiyonunda ...'in oturmakta olduğunu, aracın arkasında yüzleri kapalı iki kişi olduğunu, bu şahıslardan birinin başı kel olduğunu, kel olan şahısı eşinin abisi ...'e benzettiğini büyük ihtimal ile ... olduğunu, araçtaki diğer yüzü kapalı şahsın kim

olduğu hakkında fikri olmadığını, bu araçla ...'i olaydan iki gün önce evinin önünde gördüğünü, ancak yakın akrabaları da olsa şahsı ilk gördüğünde tanıyamadığını beyan ettiği, 03.11.2017 tarihli savcılık ifadesinde silahlı saldırıya uğradıklarını, ateş sesinin geldiği yöne baktığında ... ... ve ...'in ellerinde silahla gördüğünü, ...'un elindeki silahın boş kovanlar düşmesin diye çoraba sarılı olduğunu, olay sırasında 9 mermi yarası aldığını yere düştüğünü, kardeşi İlyas'ın silah sesleri üzerine sokağa doğru çıktığını, silahlı ateş sonucu kardeşinin de yere düştüğünü sonra ...'in kardeşinin kafasına yakın mesafeden ateş ettiğini gördüğünü, şahısların geldiği aracı direksiyonunda ...'in oturduğunu, onda da tabanca olduğunu, olay esnasında araçtan indiğini gördüğünü beyan ettiği, 17.07.2018 tarihli duruşmadaki ifadesinde kendilerine ateş eden şahsın ... ve ... ... olduğunu, bunların üç metre mesafesinde beyaz fluance marka aracın yanında da ...'ın bulunduğunu, ...'ın ateş edip etmediğini görmediğini beyan ettiği, katılan ...'ın ilk ifadesinde sanık ...'ın aracın direksiyonunda oturduğunu beyan etmesine karşın aşamalarında ifadesine sanık ... yönünden ifadesini genişlettiği, ancak buna rağmen mahkemenin kabulünde olduğu şekilde sanık ...'ın ateş ettiğinden bahsetmediği, olay yerinde bulunan 9 adet kovanın uzmanlık raporuna göre tek silahtan atıldığı, olayın tek tarafsız tanığı ... olay günü sokakta bir aracı çekiciye yüklemek için beklediği sırada silah sesleri duyduğunu 10-15 el silah sesi geldiğini ilk önce 5-6 el ateş edildiğini, sonrada 5-7 el ateş edildiğini, silah seslerinin geldiği olay yerini sokağın S çizmesi nedeniyle görmediğinin, silah seslerinden sonra iki kişinin kendilerine doğru koşarak geldiğini, şahıslardan birinin elinde dürülü siyah poşet olduğunu, şahısların ellerinde silah görmediğini, iki kişinin kendisinden 100 metre ilerde bulunan beyaz renkli fluance marka araca bindiklerini gördüğü, bu aracın gelerek kendisinin aracının arkasına dayandığını, araçtan birsinin kapıyı açtığını görünce çekiciye binerek yolun sağına çektiğini onlarından sol taraftan geçtiğini, aracın camlarının film kaplı olduğundan araçta başka kişilerin olup olmadığını bilmediğini beyan ettiği, bu tanığın beyanlarına göre aracın araştırıldığında Kocaeli Dilovası mevkiinde otoban kamera kayıtlarına takıldığının tespit edildiği, ... plaka sayılı ... marka aracı kullanan kişinin ... yanındaki kişinin de ... ... olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır. Görüldüğü üzere tanık ...'ın ifadelerinin katılan ...'ın kollukta verdiği ilk ifadesi ile uyumlu olduğu, sanık ...' de tabanca olduğuna dair katılanın sonradan geliştirdiği ilk ifadesi ile çelişkili beyanları dışında bir delil olmadığı gibi katılan ...'ın hiçbir ifadesinde sanık ...'ın ateş ettiğinden bahsetmediği, bu kapsamda sanık ...'ın diğer sanıkları araçla olay yerine getirdiği ,olay sırasında araçta beklediği, sanıklar ... ve ...'un araçtan inerek katılan ve maktulün yanlarına giderek ateş ettikleri, daha sonra araca geri geldikleri, sanık ... 'ın kullandığı araç ile olay yerinden uzaklaştıkları, ateş eden sanıkların ... ve ... olduğu nazara alındığında sanık ...'in katılan ve maktule yönelik aktif bir eyleminin söz konusu olmadığı, sanığın olay sırasında ateş ettiğine dair bir iddianın ve delilin bulunmadığı, buna göre sanığın olayda hangi fiilleri ile ortak hakimiyet sağladığı veya olaya fonksiyonel katkılarının hangi

fiillerden kaynaklandığının ispatlanamadığı, bu kapsamda sanık ...'ın silahlı olduğuna veya katılan ve maktule ateş ettiğine, darp veya cebirde bulunduğuna veya katılan ve maktulun direncini kıracak veya olay yerinden kaçmalarına engel olacak şekilde katılana veya maktule bir müdahalede bulunduğuna dair somut, yeterli ve kesin bir delilde bulunmadığı anlaşılmıştır.

...'in diğer sanıklar ile fikir ve irade birliği içinde birlikte hareket ettiği, sanık ...'ın aracı kullandığı, diğer sanıklarında araç içerisinde yer aldığı, araçla katılan ve maktulün ikamet ettiği binanın bulunduğu sokağa geldikleri, sanıklar ... ve ...'un araçtan inerek maktul ve katılanın bulunduğu aracın yanına giderek katılan ve maktule ateş ederek eylemi gerçekleştirdikleri, diğer sanıkların araçta bekledikleri, sanıklar ... ve ...'un araca dönmesinden sonra hep birlikte sanık ...'ın kullandığı araçla olay yerinden ayrıldıkları nazara alındığında sanık ...'in suçun işlenmesinden önce ve işlenmesinden sonra maddi yardımla bulunarak icrasını kolaylaştırmak suretiyle sanıklar ... ve ...'un suç işlemesine yardımda bulunduğu, bu şekilde TCK'nin 39/2-c maddesi kapsamında suça yardım eden sıfatıyla katıldığı anlaşıldığından sanık ... hakkında tasarlayarak kasten öldürme ve tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs suçundan verilen cezalarda TCK’nin 39/2 nci maddesi delaletiyle TCK'nin 39/1 inci maddesi uyarınca indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi suretiyle fazla cezaya hükmolunması yasaya aykırı olduğundan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi hükümlerinin bu nedenle BOZULMASI ve dolayısıyla itirazın kabulüne karar verilmesi gerektiği düşüncesinde olduğumuzdan, hükmün ONANMASINA ilişkin Dairemiz sayın çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.11.06.2024