Logo

1. Ceza Dairesi2024/7272 E. 2025/2702 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sanık hakkında kasten yaralama suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne karşı yapılan temyiz başvurularının incelenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemece yapılan yargılamanın usul ve yasaya uygun olduğu, delillerin eksiksiz değerlendirildiği, eylemin sanık tarafından işlendiği, suç vasfının ve cezanın doğru belirlendiği, haksız tahrik indiriminin yerinde uygulandığı ve takdiri indirim nedenlerinin gerekçeli olarak reddedildiği gözetilerek, katılan vekili ile sanık müdafiinin temyiz itirazlarının reddine ve hükmün onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

SAYISI : 2024/126 E., 2024/1343 K.

SUÇ : Kasten yaralama

HÜKÜM : Mahkûmiyet

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz istemlerinin esastan reddi ile hükmün onanması

Sanık hakkında bozma üzerine verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286/1 ve 307/3. maddeleri uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260/1. maddesi gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291/1. maddesi gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294/1. maddesi gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298/1. maddesi gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299/1. madedsi gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1. İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesinin, 02.02.2021 tarihli ve 2019/361 Esas, 2021/51 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kasten yaralama suçundan; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86/1, 86/3-e, 87/1-d, 29/1 ve 53. maddeleri uyarınca 4 yıl 12 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesinin 09.06.2021 tarihli ve 2021/827 Esas, 2021/1728 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılan vekili ve sanık müdafiinin istinaf başvurularının kabulü ile duruşma açılmaksızın yapılan inceleme neticesinde 5271 sayılı Kanun’un 280/2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilerek sanık hakkında kasten yaralama suçundan, ''Sanık ...'ın katılan ...'ü kasten yaralama suçundan mahkûmiyetine ilişkin hükmünde TCK'nin 86/1, 86/3-e, 87/1-d ve 87/1-son maddeleri uyarınca belirlenen 6 yıl 8 ay 30 gün hapis cezasından, TCK'nin 29. maddesi uyarınca 1/4 oranında indirim yapılması sonucu hapis cezasının 5 yıl 22 gün hapis yerine, hesap hatası yapılarak 4 yıl 12 ay 22 gün hapis cezası olarak belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayini, '' denilmek suretiyle kurulan hükümde hüküm fıkrasından 4 yıl 12 ay 22 gün hapis ibaresi çıkarılarak, yerine 5 yıl 22 gün hapis yazılması suretiyle düzeltilerek istinaf başvurularının esastan reddine, karar verilmiştir.

3. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesi kararının katılan vekili, sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 13.12.2023 tarihli ve 2022/11928 Esas, 2023/7841 Karar sayılı kararı ile özetle ''... Sanık hakkında kasten yaralama suçundan duruşma açılmaksızın dava dosyası üzerinden yapılan inceleme ile yeni bir hüküm kurulması,...'' nedeniyle bozulmasına ve dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 304/2-b maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

4. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesinin, 25.04.2024 tarihli ve 2024/126 Esas, 2024/1343 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, kasten yaralama suçundan 5237 sayılı Kanun’un 86/1, 86/3-e, 87/1-d, 29/1 ve 53. maddeleri gereğince 5 yıl 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

1. Katılan vekilinin temyiz sebepleri özetle; kararın gerekçesiz olduğuna, eksik ceza tayin edildiğine, haksız tahrik şartlarının bulunmadığına, 5237 sayılı Kanun'un 87/2-b maddesinin de uygulanması gerektiğine, ilişkindir.

2. Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle; suç kastının bulunmadığına, fazla ceza tayin edildiğine, haksız tahrikin derecesine, takdiri indirim hükümlerinin uygulanması gerektiğine, ilişkindir.

III. GEREKÇE

Yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, alınan raporların yeterli ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, katılanın duyu ve organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması veya yitirilmesi nitelikte yaralanmasının bulunmadığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru olarak belirlendiğine, katılandan sanığa yönelen ve haksız tahrik oluşturan eylemlerin niteliği ve ulaştığı boyut dikkate alındığında haksız tahrik hükümlerinin uygulanması ve belirlenen indirim oranının isabetli olduğu, takdiri indirimin Mahkemenin takdir yetkisi kapsamında, yasal, yerinde ve yeterli gerekçelerle uygulanmamasına karar verildiği anlaşıldığından katılan vekili ve sanık müdafiinin anılan temyiz sebeplerinin incelenmesinde hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

IV. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesinin, 25.04.2024 tarihli ve 2024/126 Esas, 2024/1343 Karar sayılı kararında katılan vekili ve sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289/1. maddesi ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302/1. maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304/1. maddesi uyarınca İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

09.04.2025 tarihinde karar verildi.