Logo

1. Ceza Dairesi2024/7362 E. 2025/2395 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sanığın av tüfeğiyle mağdurların bacaklarına ateş etmesi sonucu oluşan yaralanmaların kasten öldürmeye teşebbüs mü yoksa kasten yaralama mı olarak nitelendirilmesi gerektiği.

Gerekçe ve Sonuç: Sanığın kullandığı silah, atış şekli, mağdurların vücutlarındaki yaraların yeri ve niteliği, kastın bölünmezliği ilkesi ve sanığın mağdurları öldürme kastıyla hareket ettiğinin anlaşıldığı gözetilerek, yerel mahkemenin kasten yaralama suçundan verdiği hükme direnmesi bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ:Ağır Ceza Mahkemesi

SAYISI : 2023/361 E., 2024/170 K.

SUÇLAR : Kasten yaralama

HÜKÜMLER:Mahkûmiyet

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ: Ret, onama

Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 10.05.2024 tarihli ve 2023/361 Esas, 2024/170 Karar sayılı kararı ile Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 06.06.2023 tarihli ve 2023/524 Esas, 2023/3920 Karar sayılı bozma kararına karşı direnme kararı verildiği anlaşılmakla, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 6763 sayılı Kanun’un 36. maddesiyle değişik 307/4. maddesi ile 6763 sayılı Kanun’un 38. maddesiyle 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 10. maddesi uyarınca yapılan incelemede;

Mahkemece verilen direnme kararının; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305. maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 260/1. maddesi gereği temyiz edenlerin direnme kararını temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310. maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317. maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1. Bozma üzerine verilen Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 30.03.2022 tarihli ve 2018/305 Esas, 2022/119 Karar sayılı kararının, sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 06.06.2023 tarihli ve 2023/524 Esas, 2023/3920 Karar sayılı ilâmı ile; av tüfeği ile yakın mesafeden bacağa yönelik yapılan atışlarda, toplu saçma girişi ile geniş doku ve kemik defekti (eksikliği, kaybı) yanında ana damar ve sinir paketinin tamamen parçalanıp ani ve bol miktarda kan kaybı sonucu kısa sürede ölümün meydana geldiğinin bilinen bir durum olması nedeniyle somut olayda av tüfeğiyle yakın mesafeden toplu saçma girişi meydana getirecek şekilde atış yapılması halinde muhakkak olan ölüm neticesinin gerçekleşeceğinin sanık tarafından bilinmesi gerektiği nitekim yapılan atışlar sonucu katılan ...'nin sağ bacağında hayat fonksiyonlarını hem ağır (6.) derecede etkileyecek kemik kırıkları, hem de organlarından birinin işlevinin sürekli yitirilmesine neden olacak, katılan ...'ın sağ bacağında hayat fonksiyonlarını hem ağır (6.) derecede etkileyecek kemik kırıkları hem de duyu veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına neden olacak niteliklikte yaralandıkları, kullanılan silahın öldürmeye elverişli olması, atış sayısı, katılanlardaki yara yerlerinden hareketle hedef alınan vücut bölgeleri, meydana gelen zararların ağırlığı, kastın bölünmezliği dikkate alındığında sanığın katılanları öldürme kastı ile hareket ettiği anlaşıldığından, kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından cezalandırılması yerine suç vasfında hataya düşülerek kasten yaralama suçlarından cezalandırılması, tekerürre esas alınan hükümde uzlaştırma işlemi uygulanıp uygulanmadığı mahkemesinden araştırılarak sonucuna göre sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 58. maddesinde düzenlenen tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının gözetilmemesi, nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

2. Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 10.05.2024 tarihli ve 2023/361 Esas, 2024/170 Karar sayılı kararı ile önceki hükümlerde kısmen direnilmesi ile;

a) Sanık hakkında katılan ...'i kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 86/1, 86/3-e, 87/2-b-son, 29, 62, 53 ve 1412 sayılı Kanun'un 326/son maddesi uyarınca 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,

b) Sanık hakkında katılan ...'i kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 86/1, 86/3-e, 87/1-a-son, 29, 62, 53 ve 1412 sayılı Kanun'un 326/son maddesi uyarınca 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,

Karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

1. Katılan ... vekilinin temyiz sebebi özetle; sanığın kasten öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılması gerektiğine ilişkindir.

2. Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle; alt hadden uzaklaşılmak suretiyle hükümler kurulmasının

hatalı olduğuna, taksirle yaralama hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. GEREKÇE

Av tüfeği ile yakın mesafeden bacağa yönelik yapılan atışlarda, toplu saçma girişi ile geniş doku ve kemik defekti (eksikliği, kaybı) yanında ana damar ve sinir paketinin tamamen parçalanıp ani ve bol miktarda kan kaybı sonucu kısa sürede ölümün meydana geldiğinin bilinen bir durum olması nedeniyle somut olayda av tüfeğiyle yakın mesafeden toplu saçma girişi meydana getirecek şekilde atış yapılması halinde muhakkak olan ölüm neticesinin gerçekleşeceğinin sanık tarafından bilinmesi gerektiği nitekim yapılan atışlar sonucu katılan ...'nin sağ bacağında hayat fonksiyonlarını hem ağır (6.) derecede etkileyecek kemik kırıkları, hem de organlarından birinin işlevinin sürekli yitirilmesine neden olacak, katılan ...'ın sağ bacağında hayat fonksiyonlarını hem ağır (6.) derecede etkileyecek kemik kırıkları hem de duyu veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına neden olacak niteliklikte yaralandıkları, kullanılan silahın öldürmeye elverişli olması, atış sayısı, katılanlardaki yara yerlerinden hareketle hedef alınan vücut bölgeleri, meydana gelen zararların ağırlığı, kastın bölünmezliği ilkesi dikkate alındığında sanığın katılanları öldürme kastı ile hareket ettiği anlaşıldığından, kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından cezalandırılması yerine suç vasfında hataya düşülerek kasten yaralama suçlarından cezalandırılması nedeniyle Mahkemenin direnme kararı yerinde görülmemiştir.

IV. KARAR

Gerekçe başlığı altında açıklanan nedenle Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 10.05.2024 tarihli ve 2023/361 Esas, 2024/170 Karar sayılı direnme kararı yerinde görülmediğinden,Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 06.06.2023 tarihli ve 2023/524 Esas, 2023/3920 Karar sayılı bozma kararının, oy çokluğuyla DÜZELTİLMESİNE YER OLMADIĞINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun'un 307/4. maddesi gereğince direnme kararını incelemek üzere Yargıtay Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE,

25.03.2025 tarihinde karar verildi.

K A R Ş I O Y

Sanık ...’ın katılanlar ... ve ...’e karşı eyleminin neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçunu oluşturduğu kanaatinde olduğumdan, sayın çoğunluğun sanığın kasten öldürme suçuna teşebbüsten cezalandırılması gerektiğine ilişkin görüşüne katılmıyorum.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Yargıtay Birinci Ceza Dairesinin uyumlu içtihadına göre, gerçekleştirilen eylem kasten öldürme & kasten yaralama olarak vasıflandırılırken, failin söz ve davranışları, suçta kullanılan alet ve kullanılış şekli, mağdurun/mağdurların vücudundaki isabet yerleri, sayısı ve harabiyetleri, eyleme son veriliş şekli birlikte değerlendirilerek bir sonuca varılmalıdır.

Dosya içeriğine ve Mahkemenin kabulüne göre, ani gelişen ve hangi tarafın başlattığı tespit edilemeyen kavga sırasında sanık ...’ın hem av tüfeği hem de bıçak kullanarak katılanlar ... ve ...’ı yaraladığı, öldürme imkânı olmasına rağmen katılanları öldürmediği, av tüfeği ile her iki katılana karşı dizaltı bölgesini hedef alarak birer el ateş ettiği, atışlar sonucunda katılan ...’nin dizaltı bölgesinden tibia ve fibula açık kırığı oluşacak, sağ alt ekstremitedeki fonksiyonel kaybın ve anatomik noksanlığın organlarından birinin işlevinin yitirilmesi niteliğinde olacak, katılan ...’ın ise dizaltı bölgesinden tibia ve fibula açık kırığı oluşacak, sağ bacakta saptanan kısalığın ve doku kaybının organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması niteliğinde olacak şekilde yaralandığı, her iki katılanın da hayati tehlike geçirmediği anlaşılmaktadır.

Yukarıda sayılan kriterlerin yanı sıra av tüfeği ile gerçekleştirilen eylemlerde Yüksek Daire içtihadına göre mağdurun/mağdurların bacak bölgesinde toplu saçma girişi olması halinde “geniş doku ve kemik defekti (eksikliği, kaybı) yanında ana damar ve sinir paketinin tamamen parçalanıp ani ve bol miktarda kan kaybı sonucu kısa sürede ölümün meydana gelebileceği” bilinen bir gerçek olduğundan özellikle bacağın diz üstünden başlayıp kasık bölgesine yaklaştıkça yoğunlaşan ana damarların hasar görmesi “muhakkak” ise kastın yaralama değil, öldürme olduğu kabul edilmekte, başka bir ifadeyle av tüfeği ile gerçekleştirilen ve doku kaybına yol açan toplu saçma girişlerinde ana damar ve toplu sinir paketinin isabet alması mutlak, ölümün ise kaçınılmaz olduğu bilinen bir gerçek olduğundan bu durumdan fail sorumlu tutulmaktadır. Somut olayda, sanık ...’nin açıkça katılanların dizaltı bölgesini hedef alması, dizaltı bölgesinden isabet halinde toplu saçma girişi de olsa ölüm sonucunun çok istisnai gerçekleşmesi, her iki katılanın da hayati tehlike geçirmemesi dikkate alınarak kanaatimce ölüm sonucunun alınması “muhakkak” olarak değerlendirilmemelidir.

Yukarıda açıklamalar doğrultusunda sanık ... ile katılanlar arasında önceye dayalı öldürmeyi gerektirir ciddi bir husumet bulunmaması, sanığın olay sırasındaki söz ve davranışları, suçta kullanılan aletlerin daha etkili kullanılabilecekken kullanılmaması, av tüfeği ile yapılan atışlarda katılanların vücutlarının özellikle dizaltı bölgesinin hedef alınması, isabet sayısı, isabet yerleri ve harabiyetleri, yaralarının tamamı dikkate alındığında katılanların hayati tehlike geçirmemeleri ve eyleme son veriliş şekli birlikte değerlendirildiğinde sanık ...’nin eyleminin her iki katılana karşı “neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama” suçu olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşündüğümden sayın çoğunluğun eylemin “kasten öldürme” olarak nitelendirilmesi gerektiğine ilişkin görüşüne katılmadığım için Mahkemenin direnme kararının yerinde olduğu kanaatindeyim.