"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2023/3764 değişik iş
İNCELEME KONUSU KARAR : İtirazın reddine
KANUN YARARINA BOZMA
YOLUNA BAŞVURAN : Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması
Taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan Büyükçekmece 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 03.06.2022 tarihli ve 2021/374 Esas, 2022/441 Karar sayılı içtima kararı ile 13 ay 10 gün hapis cezasına hükümlü ...'nin, iş bu cezasının Marmara Açık Ceza İnfaz Kurumunda infazı sırasında 14.06.2023 tarihinde Covid-19 hastalık iznine ayrılmasının ardından, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 105/A maddesi gereğince koşullu salıverme tarihi olan 31.12.2023 tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına dair Bakırköy 2. İnfaz Hakimliğinin 11.07.2023 tarihli ve 2023/5370 Esas, 2023/5526 Karar sayılı kararını müteakip, hükümlünün anılan Kanun'un geçici 10/1. maddesi gereğince denetimli serbestliğe başvuru için 15 günlük sürenin bitiminden itibaren iki iş günü geçmiş olmasına rağmen açık ceza infaz kurumuna başvurmadığından bahisle açık ceza infaz kurumuna iade edilmesine ilişkin Bakırköy 4. İnfaz Hâkimliğinin 29.09.2023 tarihli ve 2023/9309 Esas, 2023/9962 Karar sayılı kararına karşı hükümlü tarafından yapılan itirazın reddine dair merci Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 25.12.2023 tarihli ve 2023/3764 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 18.10.2024 tarihli ve 94660652-105-34-3625-2024-Kyb sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 21.11.2024 tarihli ve 2024/110351 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü;
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 21.11.2024 tarihli ve 2024/110351 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
"İnfaz dosyası kapsamına göre;
Adı geçen hükümlünün cezasının infazı kapsamında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 15.06.2023 tarihli ve 2023/7-40997 sayılı müddetnameye göre koşullu salıverilme tarihinin 31.12.2023, bihakkın tahliye tarihinin 19.07.2024 olarak belirlendiği,
Hapis cezasının infazı için 14.06.2023 tarihinde Marmara Açık Ceza İnfaz Kurumuna alınan hükümlünün, aynı gün Covid-19 hastalık iznine çıkarılmasını takiben gıyabında Bakırköy 2. İnfaz Hakimliğinin 11.07.2023 tarihli kararı ile cezasının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına karar verildiği, anılan kararın Bakırköy Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce hükümlüye 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebliğ edildiği,
Adı geçen hükümlünün 15 günlük süre içeresinde Müdürlüğe müracaat etmediği ve 2 günlük bekleme süresi içerisinde başvuruda bulunmadığından bahisle ihbarda bulunulması üzerine, Bakırköy 4. İnfaz Hâkimliğince hükümlünün açık ceza infaz kurumuna iadesine karar verildiği anlaşılmış ise de,
Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 22.09.2021 tarihli ve 2021/10167 Esas, 2021/12656 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, denetimli serbestlik tedbiri kararın hükümlüye tebliğ edilmesi gerektiği, hükümlünün denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurması yükümlülüğünü içeren kararın 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ yapılması gerektiği, e-devlet, sms, internet sitesi ilanı gibi şeklinde yapılan tebliğlerin özel bir düzenleme bulunmadıkça tebligata bağlanan sonuçlar gibi sonuç doğurmayacağı, somut incelemeye konu infaz dosyasında, her ne kadar hükümlüye infaz işlemlerinin devam ettiği Bakırköy Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce, denetimli serbestlik tedbiri kararı tebliğ edilmiş ise de; 7201 sayılı Kanun’un 10. maddesinde yer alan, '' (1) Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir. (2) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır." şeklindeki düzenleme ile anılan Kanun'un 35. maddesinde yer alan, "Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır. (Değişik fıkra: 11/01/2011-6099 S.K./9.mad.) Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır. (Değişik fıkra: 19/03/2003 - 4829 S.K./11. md.) Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır..." şeklindeki düzenlemeler uyarınca öncelikle sanığın bilinen en son adresine tebligatın çıkarılması, önceki adresine tebliğ yapılamaz ise bu defa sanığın adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi olup olmadığının araştırılması,
mernis adresinin tespiti halinde 7201 sayılı Kanun'un 21. maddesine göre tebliğ yapılması, mernis adresinin olmadığının tespiti hâlinde ise bu duruma ilişkin kayıt dosya içerisine alındıktan sonra, kendisine daha önce kanunî usullere göre tebligat yapılmış olması şartı ile aynı adrese anılan Kanun'un 35. maddesine göre tebligat yapılması, daha önce kendisine tebligat yapılan adresin de olmaması halinde ise, adres araştırması ile yeni adres tespitine çalışılıp, bulunamaması halinde bu kez ilanen tebligat yapılması gerektiği, bu haliyle daha önce usulüne uygun yapılmış bir tebligat bulunmamasına rağmen bilinen son adresine 7201 sayılı Kanun'un 35. maddesine göre yapılan tebliğ işleminin usule aykırı olduğu,
Kaldı ki, benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 28.06.2024 tarihli ve 2024/4103 Esas, 2024/4810 Karar ile 28.06.2024 tarihli ve 2024/4963 Esas, 2024/4809 Karar sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere, adı geçen hükümlünün Açık Ceza İnfaz Kurumundan Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğüne nakli sırasında düzenlenmesi gereken "Nakil ve Tebliğ Tebellüğ Belgesinin” düzenlenip düzenlenmediği, düzenlendi ise hükümlüye usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği, edildi ise hangi tarihte tebliğ edildiği, ayrıca hükümlünün UYAP sisteminde kayıtlı GSM numarasına cezasının infaz durumu ile ilgili karar tarihinden önce SMS gönderilip gönderilmediği, gönderildi ise hangi tarihte gönderildiği hususlarının da araştırılması gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir."
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
1. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309 uncu maddesinin, (1), (2) ve (3) üncü fıkraları;
(1) Hâkim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini, yasal nedenlerini belirterek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirir.
(2) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, bu nedenleri aynen yazarak karar veya hükmün bozulması istemini içeren yazısını Yargıtayın ilgili ceza dairesine verir.
(3) Yargıtayın ceza dairesi ileri sürülen nedenleri yerinde görürse, karar veya hükmü kanun yararına bozar.
2. 7201 sayılı Kanun'un "Bilinen adreste tebligat" başlıklı 10 uncu maddesinin (1) ve (2) nci fıkraları;
"Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.
(Ek fıkra: 11.1.2011-6099/3 md.) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır."
3. 7201 sayılı Kanun'un "Adres değiştirmenin bildirilmesi mecburiyeti" başlıklı 35 inci maddesinin (1), (2) ve (3) ncü fıkraları;
Madde 35 – Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır.
(Değişik fıkra: 11/1/2011-6099/9 md.) Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.
(Değişik: 19/3/2003-4829/11 md.) Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler
muhataba yapılmış sayılır.
4. 7242 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesi ile 5275 sayılı Kanun’a eklenen geçici 9 uncu maddesinin beşinci fıkrası;
(5) Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle, açık ceza infaz kurumlarında bulunanlar ile kapalı ceza infaz kurumunda bulunup da açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaya hak kazanan hükümlüler, 105/A maddesi kapsamında denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezasının infazına karar verilen hükümlüler ve 106 ncı madde veya diğer kanunlar uyarınca denetimli serbestlik tedbirinden yararlanan hükümlüler, 31/5/2020 tarihine kadar izinli sayılır. Salgının devam etmesi hâlinde bu süre, Sağlık Bakanlığının önerisi üzerine Adalet Bakanlığı tarafından her defasında iki ayı geçmemek üzere ondokuz kez uzatılabilir. Bu fıkra uyarınca izinli sayılanlar hakkında 95 ve 97 nci madde hükümleri uygulanır.
5. 7456 sayılı Kanun’un 15 inci maddesi ile 5275 sayılı Kanun’a eklenen geçici 10 uncu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları;
(1) 31/7/2023 tarihi itibarıyla geçici 9 uncu maddenin beşinci fıkrası uyarınca Covid-19 salgın hastalığı nedeniyle izinde bulunan hükümlüler, izin bitimini takip eden onbeş gün içinde infaz işlemlerinin devam ettiği kurumlara dönmek zorundadır.
(2) 31/7/2023 tarihi itibarıyla geçici 9 uncu maddenin beşinci fıkrası uyarınca Covid-19 salgın hastalığı nedeniyle izinde bulunan ve ilgili mevzuat uyarınca cezalarının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına beş yıl ve daha az süre kalan hükümlülerin talebi aranmaksızın, cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına infaz hakimi tarafından karar verilebilir.
(3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca, izinden dönecek hükümlüler ile hakkında denetimli serbestlik kararı verilecek hükümlülere ilişkin hususlar, Adalet Bakanlığının resmî internet sitesinde duyurulur.
Şeklinde düzenlenmiştir.
6. 7201 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği öncelikle, hükümlünün bilinen en son adresi esas alınarak kararın tebliği yoluna gidilmesi, 7201 sayılı Kanun'un "Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina" başlıklı 21 inci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi uyarınca bu adrese tebligat çıkarılıp söz konusu tebligatın bila tebliğ iade edilmesi hâlinde, aynı Kanun'un 10 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereği en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde 21 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca MERNİS adresi esas alınarak tebliği yoluna gidilmesi gerekmektedir.
7. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 20.11.2020 tarihli ve 2019/2 Esas, 2020/3 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere; 7201 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereği gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsendiği, muhatabın bilinen en son adresine çıkarılan tebligatın iade edilmesi veya MERNİS adresinin bilinen adresten farklı olması hâlinde MERNİS adresine “MERNİS” şerhi düşülerek 7201 sayılı Kanun'un 21 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca doğrudan tebligat çıkartılması gerekmektedir.
8. Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirmesine rağmen yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.
9. Hükümlünün, 13 ay 10 gün hapis cezasının infazı amacıyla Cumhuriyet Savcılığınca düzenlenen 15.06.2023 tarihli ve 2023/7-0997 sayılı müddetnameye göre, hükümlünün 14.06.2023 tarihinde cezasını infaz etmek üzere ceza infaz kurumuna alındığı ve 5275 sayılı Kanun'un Geçici 9 uncu maddesi gereğince Covid-19 iznine çıkarıldığı, şartla tahliye tarihi 31.12.2023 olan hükümlü hakkında izinde bulunduğu sırada İnfaz Hakimliğinin 11.07.2023 tarihli ve 2023/5370 Esas, 2023/5526 Karar sayılı kararı ile 5275 sayılı Kanun'un 105/A maddesi uyarınca kalan cezasının şartla tahliye tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik uygulanarak infazına karar verildiği anlaşılmaktadır.
10. Hükümlünün yokluğunda verilen Bakırköy 2. İnfaz Hakimliğinin 11.07.2023 tarihli ve 2023/5370 Esas, 2023/5526 Karar sayılı denetimli serbestlik kararının, hükümlünün bilinen son adresi esas alınarak tebliğe çıkartılması, adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması durumunda, tebligata “tebligat çıkartılan adresin, muhatabın adres kayıt sisteminde kayıtlı olan adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda iade edilmeyerek 7201 sayılı Kanun'un 21 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca bu adrese yapılması gerektiğine” ilişkin şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerekirken, tebligat çıkartılan adresin hükümlünün adres kayıt sisteminde kayıtlı adresi olup olmadığı, Covid 19 iznine ayrıldığı sırada Açık Ceza İnfaz Kurumuna bildirdiği adresinde herhangi bir değişiklik olup olmadığı konusunda izinde bulunduğu sırada bildirimde bulunup bulunmadığı araştırılmaksızın, daha önce usulüne uygun yapılmış bir tebligat bulunmamasına rağmen bilinen son adresine Tebligat Kanunu’nun 35 inci maddesine göre yapılan tebliğ işleminin usûlüne uygun olmadığı anlaşılmıştır.
11. İnfaz Hakimliğince şartla tahliye tarihine kadar olan cezasının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaz edilmesine karar verilen hükümlünün, izin bitim tarihinde infaz işlemlerinin devam ettiği infaz kurumuna dönme zorunluluğu olduğunu ve dönmediği kabul edilerek hakkında verilen denetimli serbestlik kararının kaldırılarak açık ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilmiş ise de, hükümlünün yokluğunda şartla tahliye tarihine kadar olan cezasının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına dair İnfaz Hakimliğince 11.07.2023 tarihinde karar verildiği görülmektedir.
12. Hükümlünün covid 19 iznine ayrılması sırasında düzenlenen izin belgesinin getirtilmesi, Marmara Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü tarafından düzenlenen ve hükümlünün 31.07.2023 tarihine kadar Bakırköy Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne müracaat etmesi gerektiğine dair "12.07.2023 tarihli ve 2023/1083 sayılı Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne Nakil ve Tebliğ Tebellüğ Belgesinin" aslı dosya içerisine alınarak, denetimli serbestlik kararı verilmesi sonrası düzenlenen nakil ve tebliğ tebellüğ belgesinin hükümlüye usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği, edildi ise hangi tarihte tebliğ edildiği, tebliğ edilmedi ise niçin tebliğ edilmediği ayrıca hükümlünün UYAP sisteminde kayıtlı GSM numarasına cezasının infaz durumu ile ilgili SMS gönderilip gönderilmediği, gönderildi ise hangi tarihte gönderildiği araştırılmaksızın, hükümlü vekilinin dilekçesinde ileri sürdüğü denetimli serbestlik müdürlüğünün arandığına, uyapta yapılan sorgulamada kayıt bulunamadığına ilişkin bilgi bulunduğuna ilişkin iddiaları ile hükümlünün müracaat etmesine engel nitelikte mazeretleri de olduğuna ilişkin gösterdiği mazeretlerin geçerli ve kabul edilebilir nitelikte olup olmadığı konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın verilen karar hukuka aykırı olup, bu karara karşı yapılan itirazın kabulü yerine reddine dair itiraz merciince verilen karar Kanun’a aykırı olup, kanun yararına bozma talebi açıklanan bu sebeple yerinde görülmüştür.
III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 25.12.2023 tarihli ve 2023/3764 değişik iş sayılı kararın 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
11.04.2025 tarihinde karar verildi.