"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2021/1720 E., 2021/2882 K.
SUÇ : Kasten öldürmeye teşebbüs
HÜKÜM : İstinaf başvurularının esastan reddi
İTİRAZA KONU KARAR : Bozma
İTİRAZ EDEN : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 21.10.2024 tarihli ve 2023/1113 Esas, 2024/6771 Karar sayılı kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 16.12.2024 tarihli ve 1-2022/14700 sayılı itirazı üzerine yapılan inceleme neticesinde;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 308/1. maddesi uyarınca yapılan itiraz başvurusu üzerine dava dosyası, aynı Kanun’un 308/2. maddesi gereği Dairemize gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İTİRAZ SEBEPLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz başvurusu;
"Tüm dosya kapsamına göre; sanık ... ile mağdur ...'in önceden birbirlerini tanımadıkları, olay günü sanık ...'nin 06 DNJ ... plakalı aracıyla trafikte seyir halindeyken hatalı
manevra yapması üzerine 06 J ... plakalı ticari minibüsü sevk ve idare eden ve o sırada 12 yolcu taşımakta olan mağdur ...'ın korna çalarak sanığı ikaz ettiği, tarafların akan ve zaman zaman da duran trafikte yan yana şeritlerde durduklarında içeriği anlaşılamayan ve kısa süren bir tartışma yaşadıkları, sonrasında mağdurun kullandığı minibüsün hareket ederek yoluna devam etmesi üzerine, minibüsün arkasında kalan sanığın 6136 sayılı Kanun kapsamında kalan ruhsatsız tabancası ile minibüsün arka camından giriş yapacak şekilde bir el ateş ettiği, dosyadaki tutanak ve bulgular ile kamera görüntülerine göre minibüsün arka camından giren merminin camı parçaladığı, koltuğu delip geçerek araç içinde bulunan yolcuların panikle başlarını eğmelerine neden olduğu ve kimseye isabet etmeden aralarından geçerek, şoför mahallinin cam ile tavanın birleştiği kısmına, mağdurun kafasının sol üst tarafına yakın olacak şekilde isabet ettiği, deforme mermi çekirdeği gömlek parçasının ise ön konsolda klima ve vitesin bulunduğu yere düştüğü, sanığın ateş ettikten sonra aracına binerek minibüsü takip ettiği ancak mağdurun ara sokaklara girerek takipten kurtulduğu anlaşılan olayda;
Sanık savunmasında; mağdurun kendisine küfretmesi üzerine sinirlenerek çalışmadığını düşündüğü ve tamir için yanında bulundurduğu tabancayı mağdura doğrulttuğu sırada anlayamadığı şekilde silahın ateş aldığını beyanla suçlamayı kabul etmemiştir.
Somut olayın değerlendirilmesinde;
Sanığın trafiğin en yoğun olduğu ve Ankara'nın merkezi sayılan Batıkent bölgesinde ana cadde üzerinde tartıştığı içerisinde çok sayıda yolcunun bulunduğu minibüsün şoförü olan mağduru hedef alarak, ateş ettiği ve merminin minibüsün arka camından girip koltuğu delip geçerek şoför mahalline yakın bir yere isabet ettiği hususunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Yine sanığın kullandığı araç ve mağdurun kullandığı minibüsün yan yana geldiği sırada gerçekleşen tartışmadan sonra sanığın geride kalmayı tercih ederek, öldürücü nitelikteki tabanca ile mağdura isabet etmesi mümkün bir açıdan ateş ederek eylemi gerçekleştirdiği, daha sonra da eylemden vazgeçmediği ve minibüsçüyü takip ettiği sabit olup, Yargıtay 1. Ceza Dairesinin benzer olaylardaki uygulamaları da nazara alındığında, araç içindeki hedeflere yönelik silahlı saldırı eylemlerinde, kullanılan silahın niteliğine göre mermi veya saçma tanelerinin isabet ve yoğunlaşma bölgeleri sanığın suç kastını belirlemede ölçüt olarak ele alınmakta, özellikle aracın kapıları, cam bölgeleri gibi yerlere kaydedilen isabetlerde araç içinde bulunan şoför veya yolcuların isabet almasının hedeflendiği kabul edilmektedir.
Somut olayda, sanığın trafikte tartıştığı şikayetçinin kullandığı araca arka taraftan ve özellikle camlı kısmı hedefleyerek yaptığı atışın koltuklarında seyahat etmekte olan 12 yolcudan herhangi birine isabet etmeyip şoför olan şikayetçinin baş bölgesinin çok yakınında koltuğun üzerindeki tavan döşemesine gelmesi, arka camın hemen önündeki koltuğun başlık kısmında mermi sıyırması izinin bulunması, olay öncesi yaşanan kısa süreli tartışma, kullanılan elverişli silah ve mağdurun ara sokağa girerek takipten kurtulması birlikte değerlendirildiğinde sanığın isabet kastı ile hedef gözeterek ateş ettiği ancak elinde olmayan nedenlerle neticenin gerçekleşmediği, eyleminin korkutma ve gözdağı vermenin çok ötesine geçerek öldürmeye teşebbüs boyutuna ulaştığı zira tehdit kastı ile hareket etse idi, havaya veya başka bir istikamete doğru ateş etmesinin mümkün bulunduğu değerlendirilmiştir.
Buna göre; sanığın eyleme bağlı olarak ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu kanaatine varıldığından, kasten öldürmeye teşebbüs etmek suçundan mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik temyiz istemlerinin esastan reddi ile hükmün onanmasına karar verilmesi yerine eylemin zincirleme şekilde
silahla tehdit suçunu oluşturduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmesinin isabetli olmadığına" ilişkindir.
II. GEREKÇE
Olay günü sanık ...'ın kullandığı araç ile trafikte hatalı manevra yapması üzerine, 10 yolcu ile birlikte seyir halinde olan minibüs şoförü mağdur ...'in kendisine korna çalması nedeniyle yan yana gelerek içeriği kamera görüntülerinden anlaşılmayan şekilde yaklaşık 5 saniye karşılıklı olarak araçların içerisinden konuştukları, minibüsün hareket ederek yola devam etmesi üzerine sanığın aracından aşağıya indiği, ruhsatsız ve 6136 sayılı Kanun'a muhalefet teşkil eden tabanca ile minibüsün arka camından giriş yapıp yolcu koltuğunu delip şoför koltuğunun yan üst kısmına denk gelecek şekilde ve elde edilen kovan sayısına göre bir adet olduğu kabul edilen sayıda ateş ettiği, sonrasında aracına binerek minibüsün arkasından yola devam ettiği anlaşılan olayda; sanık ile mağdur arasında önceye dayalı öldürmeyi gerektirecek bir husumetin bulunmadığı, trafikte yol verme meselesinden çıkan tartışmada sanığın aracından inerek minibüs şoförü mağdur ... ile birlikte 10 yolcunun bulunduğu minibüsün arkasından hedef gözetmeksizin korkutmak amacıyla bir el ateş ettiği ve olaydan sonra sanıktan ele geçirilen silahta 8 adet daha merminin bulunduğu anlaşıldığından; sanığın mağdur ... ile minibüs içerisindeki diğer 10 yolcuya karşı zincirleme şekilde silahla tehdit suçundan üst sınıra yakın bir şekilde cezalandırılması gerekirken, suç vasfında hataya düşülerek mağdura karşı kasten öldürmeye teşebbüs suçundan mahkumiyet hükmü kurulması hukuka aykırı bulunduğundan, Dairemizce verilen bozma kararının usul ve yasaya uygun olması nedeniyle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının oy çokluğuyla yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
III. KARAR
1. Gerekçe bölümünde belirtilen nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı İTİRAZININ oy çokluğuyla REDDİNE,
2. 5271 sayılı Kanun’un 308/3. maddesi uyarınca Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 21.10.2024 tarihli ve 2023/1113 Esas, 2024/6771 Karar sayılı bozma kararı ile ilgili itirazı incelemek üzere dava dosyasının, Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
04.03.2025 tarihinde karar verildi.
KARŞI OY
Kasten öldürmeye teşebbüs suçundan sanık ... hakkında İlk Derece Mahkemesince bu suçtan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik istinaf isteminin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi tarafından esastan reddine ilişkin karara karşı sanık müdafiinin temyiz istemi sonucunda Dairemizce yapılan incelemede sanığın eyleminin zincirleme silahlı tehdit suçunu oluşturduğundan bahisle verilen bozma ve bu karara yönelik Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan itirazın reddine ilişkin karara katılmıyorum.
Şöyle ki;
Dairemizce de uygun görülen oluş ve kabule göre sanık ... ile müşteki ... birbirini önceden tanımamaktadır. Olay günü sanık ... 06 DNJ ... plakalı aracıyla trafikte seyir halindeyken hatalı manevra yapmış, bunun üzerine 06 J ... plakalı ticari minibüsü sevk ve idare eden ve o sırada 12 yolcu taşıyan müşteki ... sanığı korna çalarak ikaz etmiştir. Taraflar akan ve zaman zaman da duran trafikte yan yana şeritlerde durduklarında içeriği anlaşılamayan ve kısa süren bir tartışma yaşamışlar, sonrasında harekete geçen ve sanığın kullandığı aracın önünden giden minibüsü takip eden sanık arka taraftan 6136 sayılı Yasa kapsamında bulunan ruhsatsız tabancasıyla tek el ateş etmiştir. Gerek dosyadaki tutanak ve bulgulara, gerekse olaya ait Dairemizce de izlenen kamera görüntülerine göre minibüsün arka camından giren mermi camı parçalamış, araç içinde bulunan yolcuların panikle başlarını eğmelerine neden olmuş, büyük bir şans eseri kimseye isabet etmeden aralarından geçerek yine bulgulara göre şoför koltuğu tavan yan döşemesi üzerine isabet etmiş, deforme mermi çekirdeği gömlek parçası ise ön konsolda klima ve vitesin bulunduğu yere düşmüştür.
Bu tespit ve bulgulara göre, Dairemizin benzer olaylardaki uygulamaları da nazara alındığında, araç içindeki hedeflere yönelik silahlı saldırı eylemlerinde, kullanılan silahın niteliğine göre mermi veya saçma tanelerinin isabet ve yoğunlaşma bölgeleri sanığın suç kastını belirlemede ölçüt olarak ele alınmakta, özellikle aracın kapıları, cam bölgeleri gibi yerlere kaydedilen isabetlerde araç içinde bulunan şoför veya yolcuların isabet almasının hedeflendiği kabul edilmektedir. Somut olayda, sanığın trafikte tartıştığı şikayetçinin kullandığı araca arka taraftan ve özellikle camlı kısmı hedefleyerek yaptığı atışın koltuklarında seyahat etmekte olan 12 yolcudan herhangi birine isabet etmeyip şoför olan şikayetçinin baş bölgesinin çok yakınında koltuğun üzerindeki tavan döşemesine gelmesi, arka camın hemen önündeki koltuğun başlık kısmında mermi sıyırması izinin bulunması, olay öncesi yaşanan kısa süreli tartışma, kullanılan elverişli silah ve olayın gelişimi birlikte değerlendirildiğinde sanığın eyleminin korkutma ve gözdağı vermenin çok ötesine geçerek öldürmeye teşebbüs boyutuna ulaştığı, dolayısıyla sayın çoğunluğun sanığın silahlı tehdit suçunu işlediği yönündeki değerlendirmesinin isabetli olmadığı, öte yandan bir an için bu değerlendirmenin yerinde olduğu düşünülse bile sanığın minibüsü sevk ve idare eden trafikte tartıştığı ve hedef aldığı şikayetçiye yönelik tehdit fiilini, araçta bulunan 12 yolcuya karşı da aynı suç işleme kararı altında gerçekleştirme kastıyla hareket etmediği için eyleminin zincirleme tehdit suçunu oluşturmayacağı kanısında olmam nedeniyle sayın çoğunluğun suç vasfına ilişkin bozma ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca itirazın reddine ilişkin kararına katılmıyorum.