"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2019/382 E., 2022/183 K.
SUÇ : Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305. maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260/1. maddesi gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310. maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317. maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Afşin 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 17.09.2015 tarihli ve 2012/512 Esas, 2015/1031 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Birleşen) 3. Ceza Dairesinin, 19.06.2019 tarihli ve 2019/5527 Esas, 2019/13306 Karar sayılı ilâmı ile iddianamede gösterilmeyen 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 87/1-son maddesinden sanığa ek savunma verilmemesi ve birden fazla nitelikli hal ihlali ile suç işleyen sanık hakkında kurulan hükümde temel cezada alt sınırdan sonuç cezaya etkili olacak şekilde uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi nedenleriyle bozulmasına ve sanığın kazanılmış haklarının 1412 sayılı Kanun'un 326/son maddesi uyarınca korunmasına karar verilmiştir.
2. Afşin 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 24.03.2022 tarihli ve 2019/382 Esas, 2022/183 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında mağdura karşı neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 86/1, 86/3-(e), 87/1-(d), 29/1, 62/1 ve 53/1. maddeleri uyarınca 3 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz isteği özetle; sanığın eyleminin meşru savunma sınırları içerisinde kaldığından beraatine, haksız tahrik indiriminin en üst hadden yapılması gerektiğine, vesaire ilişkindir.
III. GEREKÇE
1. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan ve dosya kapsamına göre yeterli olduğu anlaşılan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, hükme esas alınan adli raporların yeterli olduğu, eyleme uyan suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, meşru savunma müessesesinin uygulanması için saldırı teşkil eden ilk hareketin sanıktan kaynaklanmaması, saldırı ile savunma arasında orantılılık bulunması gibi kriterlerin aranacağı, somut olayda ise taraflar arasında çıkan kavgada her iki tarafında yaralandığı ve tarafsız tanık beyanının bulunmadığı, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı hususundaki şüphenin sanık lehine yorumlanmasıyla sanık hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasına karar verildiği, bu nedenle meşru savunma koşullarının oluşmadığı, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarihli, 2002/238 Esas ve 2002/367 Karar sayılı kararı ve bu kararla uyumlu Ceza Dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren uygulamalarına göre haksız tahrik indiriminin asgari oranda yapılmasında isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, ileri sürülen temyiz nedenlerinin incelenmesinde hükümde düzeltme nedeni dışında hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Sanığın, Afşin 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 17.09.2015 tarihli ve 2012/512 Esas, 2015/1031 Karar sayılı kararı ile neticeten "3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası" ile cezalandırılmasına karar verildiği, anılan hükmün yalnızca sanık tarafından temyiz edilmesi ve aleyhe temyiz isteğinin bulunmaması nedeniyle 1412 sayılı Kanun'un 326/son maddesi gereğince sanığın kazanılmış hakkı saklı tutularak hükmün bozulduğu gözardı edilerek, bozma ilamı sonrası yapılan yargılamada neticeten "3 yıl 9 ay hapis cezası" ile cezalandırılmasına karar verilmesi suretiyle sanığın kazanılmış hakkı ihlal edilerek fazla ceza tayin edilmesi hukuka aykırı bulunmuş ise de söz konusu hukuka aykırılık Yargıtay tarafından giderilmiştir.
IV. KARAR
Gerekçe bölümünde (2) numaralı bentte açıklanan nedenle Afşin 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 24.03.2022 tarihli ve 2019/382 Esas, 2022/183 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün 1412 sayılı Kanun’un 321. maddesi gereği, BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca hükmün (5) numaralı fıkrasından sonra gelmek üzere “Ancak ilk hüküm yalnızca sanık tarafından temyiz edilmiş olup, aleyhe temyiz bulunmadığından ve bu durum sanık lehine 1412 sayılı Kanun'un 326/son maddesi gereği kazanılmış hak oluşturduğundan, sanık hakkındaki sonuç cezanın 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası üzerinden infazına" şeklindeki fıkranın eklenmesi suretiyle hükmün Tebliğname’ye kısmen aykırı olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
27.03.2025 tarihinde karar verildi.