"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesi
SAYISI : 2024/2848 E., 2024/2654 K.
SUÇ : Kasten yaralama
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Düzelterek onama
İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286. maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260. maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291. maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294. maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298. maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299. maddesinin birinci fıkrası gereği reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bakırköy 23. Ağır Ceza Mahkemesinin, 18.09.2024 tarihli ve 2024/273 Esas, 2024/447 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86/1,3-e, 87/1-c, 53/1-2-3. maddeleri uyarınca 6 yıl 30 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin, 30.10.2024 tarihli ve 2024/2848 Esas, 2024/2654 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılan vekili, katılan Kurum vekili ve sanık müdafiinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Katılan Kurum vekilinin temyiz istemi özetle, sanığın eyleminin tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturduğundan bahisle suç vasfına, cezasının yetersiz tayin edildiğine, eksik araştırmaya, vekâlet ücretine,
2. Sanık müdafiinin temyiz istemi özetle, cezanın fazla tayin edildiğine, takdiri indirim hükümlerinin uygulanması gerektiğine,
ilişkindir.
III. GEREKÇE
1. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan ve dosya kapsamına göre yeterli olduğu anlaşılan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eksik araştırmanın bulunmadığı, aralarında husumet bulunmaması, darbe sayısı, katılanda meydana gelen yaralanmanın niteliği nazara alındığında sanığın öldürme kastı ile hareket ettiğinin şüpheli kaldığı anlaşıldığından suçun vasıflandırılmasında isabetsizlik bulunmadığı, takdiri indirimin Mahkemenin takdir yetkisi kapsamında, yasal, yerinde ve yeterli gerekçelerle uygulanmamasına karar verildiği, yargılama sonucunda oluşan kanaat ve takdire göre ceza yaptırımının yasal bağlamda ve gerekçesi gösterilerek belirlendiği anlaşıldığından, ileri sürülen temyiz sebeplerinin incelenmesinde hükümde düzeltme nedeni dışında hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 14 üncü maddesinin birinci fıkrasındaki "Kamu davasına katılma üzerine, mahkumiyete ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise vekili bulunan katılan lehine Tarifenin ikinci kısmın ikinci bölümünde belirlenen avukatlık ücreti sanığa yükletilir." şeklindeki düzenleme karşısında, kendisini vekille temsil ettiren katılan Kurum lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırı bulunmuş ise de; söz konusu hukuka aykırılık Yargıtay tarafından giderilmiştir.
IV. KARAR
Gerekçe bölümünde yer alan (2) numaralı paragrafta açıklanan nedenle katılan Kurum vekili ve sanık müdafiinin temyiz istemleri vekâlet ücreti yönünden yerinde görüldüğünden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin, 30.10.2024 tarihli ve 2024/2848 Esas, 2024/2654 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302. maddesinin ikinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 303. maddesinin birinci fıkrası gereği, yargılama giderlerine ilişkin fıkradan önce gelmek üzere; “Katılan Kurum kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 14. maddesinin birinci fıkrası uyarınca 29.800 TL vekâlet ücretinin sanıktan tahsili ile katılan Kuruma verilmesine,” ibaresinin eklenmesi suretiyle, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Hükmolunan netice ceza miktarı ile sanığın tutuklulukta geçirdiği süre dikkate alınarak sanık müdafinin tahliye talebinin REDDİNE,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304. maddesinin birinci fıkrası uyarınca Bakırköy 23. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.05.2025 tarihinde karar verildi.