Logo

1. Hukuk Dairesi2020/1402 E. 2022/469 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Muris muvazaası iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davacı mirasçının muvazaayı ispatlayıp ispatlayamadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı mirasçının, murisin mal kaçırma amacıyla yaptığı temliki ispatlayamaması ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmaması gözetilerek, istinaf mahkemesinin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili olmazsa tenkis istemli dava sonunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 06/03/2020 tarihli, 2019/458 Esas ve 2020/351 Karar sayılı ilam yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 20/01/2022 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat... ile temyiz edilen davalılar vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde, mirasbırakan babası ... ...’in demans ve alzheimer hastası olduğunu, ölmeden 3,5 yıl önce davalı kızı ...’yı vekil tayin ettiğini, ...’nın anılan vekaletname uyarınca mirasbırakanın 2 parsel sayılı taşınmazdaki 14 numaralı bağımsız bölümünü kızı olan davalı ...’e temlik ettiğini, devir tarihinde ...’nin öğrenci olduğunu, taşınmazı alacak gücü olmadığını, mirasbırakanın da taşınmazını satmaya ihtiyacı bulunmadığını, sonrasında taşınmazın mirasbırakanın eşine temlik edildiğini, davalılar ... ve ...'in kredi kullanmak için taşınmazın adlarına devrini istemeleri üzerine geri verileceği inancı ile taşınmazın devredildiğini, ancak taşınmaz iade edilmediği gibi davalı ...’nın payının muvazaalı olarak davalı ...’e temlik edildiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile payı oranında adına tesciline, mümkün olmazsa tenkisine karar verilmesini istemiş, aşamada davacı vekili taleplerinin muris muvazaası kaynaklı olduğunu ve tenkis talebinden vazgeçtiklerini bildirmiştir.

II. CEVAP

Davalılar cevap dilekçelerinde, mirasbırakanın yaşadığı ekonomik sorunlar nedeniyle dava konusu taşınmazın devrini istediğini, yine mirasbırakanın isteği üzerine taşınmazın eşine devredildiğini, davacının mirasbırakanın eşi olan annesinden aldığı vekaletname ile taşınmazı kardeşleri ... ve ...’e devrettiğini, davacının miras payına karşılık taşınmazın devri ile çekilen kredinin 1/3’ünün davacıya verildiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, dava konusu taşınmaz davalılardan ... adına kayıtlı olup, dava tapu iptali tescil davası olmakla, davalılar ... ... ve ...' a karşı açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine, davacı tarafça tenkise ilişkin davadan feragat edildiğinden feragat nedeni ile reddine, iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle de davalı ... ...'e karşı muris muvazaasına dayalı tapu iptali tescil talebi ile açılan davanın esastan reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçelerinde özetle, murisin 78 yaşında yalnızca işlerini yürütebilmesi için kızı ...'yı vekil tayin ettiğini, vekilin taşınmazı 2000 yılında öğrenci olan kızına devrettiğini, murisin taşınmazı satması için haklı nedeni olmadığı gibi, ... ...'in de alım gücü bulunmadığını, anılanın 2002'de taşınmazı murisin eşine sattığını, 2006 yılında ... ve ...'nin ihtiyaç duydukları parayı temin edebilmek için çekecekleri krediye teminat olarak gösterebilmek için annelerini ikna ettiklerini, annesinin ricası üzerine müvekkiline verilen vekalet ile taşınmazı davalı ... ve ...’e devrettiğini, mahkemenin muvazaa sürecinden haberdar olması nedeniyle muvazaa iddiasına dayanamayacağının kabulü ile tüm muvazaalı işlemler sonucu taşınmaz adına tescil edilen davalının hukuka aykırı edimlerinin korunduğunu, murisin vekalet ve ilk muvazaalı işlem sırasında fiil ehliyeti bulunmadığını, ancak adli tıp raporunun hükme esas alınarak murisin ehliyetli olduğunun kabul edildiğini, fiil ehliyetinin ve temyiz kudretinin olup olmadığı hususu doktor raporu ile saptanmadığından, muris tarafından kızı ...'a verilen vekalet işleminin hukuka aykırı olduğunu, ilk devir işlemi muvaazalı ve hükümsüz olup sonraki devir işlemlerinin değerlendirme konusu yapılamayacağını ileri sürerek kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 06/03/2020 tarihli, 2019/458 Esas ve 2020/351 Karar sayılı kararıyla; muris ...'in 25/06/1998 tarihinde taşınmaz alım, satım, ipotek tesisi, vs. yetkiler içerir düzenleme şeklinde vekaletname ile kızı ...'ı vekil tayin ettiği, murise vekaleten kızı ...'nın 06/12/2000 tarihinde 14 nolu bağımsız bölümü kendi kızı ...'a satış suretiyle temlik ettiği, dinlenilen davalı tanıklarının, murisin, mirasçılarından değil alacaklılarından mal kaçırma amacıyla taşınmazı torununa devrettiğini beyan ettikleri, dosya içeriğinde yer alan Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/358 E. - 2014/502 K. sayılı kesinleşen dava dosyasında da, o tarihlerde muris ve eşinin borçlu oldukları yönünde tanık beyanları bulunduğu anlaşılmış olup eldeki davada muris tarafından vekil eliyle toruna yapılan temlikin mal kaçırma amacıyla yapıldığının davacı tarafından TMK'nin 6. ve HMK'nin 190. maddesi uyarınca kanıtlanamadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı temyiz dilekçelerinde özetle, 78 yaşındaki murisin muhasebeci tanığın da beyanında belirttiği üzere sadece işlerini yürütmesi için kızına verdiği vekaletname ile yurt dışında ailesinin imkanları ile eğitim gören taşınmazı alacak ekonomik gücü olmayan torununa temlik ettiğini, temlikin muvazaalı olduğunu, torun ... ...'in muvazaalı olarak aldığı taşınmazı kısa süre muvazaalı olarak düşük bir bedelle murisin eşine temlik ettiğini, murisin eşi de kızları kredi çekebilsin diye teminat göstermeleri için inançlı işlemle taşınmazı kızları ... ve ...'e temlik ettiğini, ...'nın da yine muvazaalı olarak payını kardeşi ...'e devrettiğini, dava konusu taşınmazın devir işlemlerinin muvaazalı olduğu kabul edilmesine rağmen işlemlerden haberi olduğu gerekçesiyle davanın reddedildiğini, kaldı ki öyle bir durum olmadığını, diğer temliklerden haberi olmadığını, sadece annesinin ricası ve sonrasında geri verileceği inancı ile annesi adına vekaleten işlem yaptığını, vekaletname tarihinde ve ilk muvazaalı işlem tarihinde murisin fiil ehliyetini haiz olmadığını, murisin 2002 yılında ağır demans ve alzheimer nedeniyle öldüğünü ATK raporunun gerçeği yansıtmadığını, murisin yaşı ve hastalıkları nedeniyle vekaletname verirken doktor raporu alınmadığı için vekalet işleminin hukuka aykırı olduğunu, bilimsel verilere göre anılan hastalıkların sürecinin 7-10 yıl olduğunu, bu nedenle 2002 yılında ölen murisin 1998 ve 2000 yılında ehliyetli olmasının mümkün olmadığını, raporun gerekçesiz olamayacağını ve ATK Genel Kurulundan rapor aldırılması gerektiğini, bilirkişi raporunda tapu iptali ve tescili gerektiği belirtilmesine rağmen mahkemenin bu raporu gözardı ettiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmazsa tenkis istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Muris muvazaasında 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

3.2.2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesinde; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190/1. maddesinde “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” hükmü düzenlemiştir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yukarıda (3.2.) numaralı paragrafta açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve davanın niteliği gereği bütün davalıların el ve işbirliği içerisinde olduğu iddiası bulunduğu gözetilerek davalı ... ve... yönünden de davanın esastan reddine karar verilmesi gerekirken usulden reddine karar verilmesi doğru değil ise de bu husus temyiz edilmediğine göre (IV.3.) numaralı paragrafta belirtilen şekilde kararın verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalılar vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 20/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.