Logo

1. Hukuk Dairesi2020/1974 E. 2020/5324 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Harameyn Muhteremeyn Vakfı adına kayıtlı taşınmazın, vakıf lehine tescili için açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Dava değerinin belirlenip harcın tamamlattırılmaması, taşınmazın kayıt malikinin mirasçılarının bulunup bulunmadığının araştırılmaması ve vakıf lehine tescil şartlarının tam olarak incelenmemesi gibi hususlar gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, 5737 sayılı Kanun 17. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Davacı, Harameyn Muhteremeyn Vakfından olan 246 ada 11 parsel sayılı taşınmazın kadastro ile ... oğlu ... Efendi adına tescil edildiğini, kayıt malikine ulaşılamaması nedeniyle Defterdarın kayyım olarak atandığını, 5737 Sayılı Yasanın 17. maddesi uyarınca taşınmazın vakfı adına tescili gerektiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile vakfı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

Davalı, kayıt malikinin mirasçısız ölüp ölmediğinin belirlenmesi, vakfın niteliğinin araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

22.03.2017 tarihli dilekçe ile kayıt malikinin mirasçıları olduğundan bahisle bir kısım mirasçılar tarafından asli müdahale talebinde bulunulmuştur.

Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece “...Hâl böyle olunca, öncelikle çekişme konusu taşınmazın kayıt maliki adına tesciline esas ve kimliğinin tespitine yarar tüm belgelerin temini, mevcut bilgilerden de yararlanılmak suretiyle nüfus müdürlüğünden ve zabıta marifetiyle araştırma yapılarak kayıt malikinin mirasçı bırakmadan ölüp ölmediğinin açıklığa kavuşturulması ve bir sonuca varılması gerekirken, anılan hususlar gözardı edilerek karar verilmiş olması doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın reddine, asli müdahillerin davasının açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 16. maddesinin 1. ve 4. fıkralarında “Değer ölçüsüne göre harca tabi işlemlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerler esastır. Müdahelenin men'i tescil ve tapu kayıt iptali gibi gayrimenkulün aynına taallük eden davalarda gayrimenkulün değeri nazara alınır...Noksan tespit edilen değerler hakkında 30’uncu madde hükmü uygulanır.” düzenlemesine, 30. maddesinde; “Muhakeme sırasında tesbit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 409 uncu maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması, noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır.” düzenlemesine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 150. maddesinin 4. ve 5. fıkralarında (HUMK’nun 409. maddesi); “Dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurusu üzerine yenilenebilir...İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.” düzenlemesine yer verilmiştir.

Harçlar Kanununun uygulaması kamu düzenini ilgilendirmesi nedeniyle hakim tarafından re’sen gözetilmesi gereken bir husustur.

Eldeki davada, davacı dava dilekçesinde değer göstermemiş olup maktu harç yatırmak suretiyle dava açılmış, mahkemece keşfen taşınmazın değeri de belirlenmemiştir.

Öte yandan, 5737 sayılı Yasanın 17. maddesinde “Tasarruf edenlerin veya maliklerin mirasçı bırakmadan ölümleri, kaybolmaları, terk veya mübadil gibi durumlara düşmeleri halinde icareteynli ve mukataalı taşınmaz malların mülkiyeti vakfı adına tescil edilir.” hükmüne yer verilmiş olup, anılan yasal düzenleme uyarınca taşınmazın vakfı adına tesciline karar verilebilmesi için mukataalı ya da icareteynli olup olmadığı, kayıt malikinin gaip kişilerden olup olmadığı, mirasçılarının bulunup bulunmadığının saptanması gerektiğinde kuşku yoktur.

O halde, bir taşınmazın vakfı adına tescil edilebilmesi, mutasarrıfının mirasçı bırakmadan öldüğünün ya da kaçak yitik olduğunun belirlenmesine bağlıdır.

Somut olayda; dava konusu 246 ada 1 parsel 11m2 miktarlı dükkan nitelikli taşınmazın 02.06.1932 tarihli kadastro işlemi ile Cuma Ovalı Kara Mehmetağa oğlu ... adına tescil edildiği, taşınmazda halen Harameyn Muhteremeyn vakfından icareteynli şerhinin bulunduğu, taşınmazın tedavül kayıtlarının bulunamadığı, 22.02.2017 tarihli müdahale dilekçesi ile İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesi 07.12.2015 tarih 2015/288Esas 2016/1173Karar sayılı veraset ilamına göre ... ve ...’den olma C...1864 doğumlu Mustafa’nın bir kısım mirasçılarının, kayıt malikinin kendi mirasbırakanları olduğunu belirttikleri anlaşılmaktadır.

Hâl böyle olunca; öncelikle Harçlar Kanununun 30. ve 32. maddeleri uyarınca dava değeri belirlenerek harcın tamamlattırılması, tamamlanması halinde çekişme konusu taşınmazın ilk tesisten itibaren dayanak tüm belgelerin eksiksiz temin edilmesi, kayıt malikinin mirasçılarının kimliğinin tespitine ilişkin başkaca bilgi ve belge olup olmadığı hususunda idari soruşturma yapılması, yine Nüfus Müdürlüğü’nden araştırma yapılarak mirasçılarının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, davaya müdahil olan mirasçıların mirasbırakanı, Mehmet ve Hatice’den olma Cumaovası 1864 doğumlu Mustafa’a ile kayıt malikinin aynı kişi olup olmadığının belirlenmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.

Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.