Logo

1. Hukuk Dairesi2020/2014 E. 2021/3169 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın ölünceye kadar bakma akdiyle torununa devrettiği taşınmazın, muris muvazaası nedeniyle tapu kaydının iptali ve mirasçılara tescili istemiyle açılan davada, temlikin muvazaalı olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın hayatta dört çocuğu varken tek taşınmazını aynı binada yaşadığı torununa devretmesinde, bakıp gözetilme koşulundan ziyade diğer mirasçılarından mal kaçırma amacının ön planda olduğu gözetilerek, mahkemenin davayı reddeden direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davadan feragat eden davacı ...yönünden dosya tefrik edilerek farklı bir esasa kaydedilmiş; diğer davacılar bakımından, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine dair verilen kararın istinaf edilmesi üzerine, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince davacıların istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi Hande Bozoklu'nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.

Davacılar, mirasbırakanları.......'in 782 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 59/258 payının tamamını mirasçılardan mal kaçırmak amacı ile muvazaalı olarak torunu olan davalıya ölünceye kadar bakma akdi ile devrettiğini ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişler, aşamada davacılardan ...davadan feragat etmiştir.

Davalı, bakım borcunu yerine getirdiğini, iddiaların doğru olmadığını, davacıların mirasbırakan ile ilgilenmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davadan feragat eden davacı ...yönünden dosya tefrik edilerek farklı bir esasa kaydedilmiş; diğer davacılar bakımından, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine dair verilen kararın istinaf edilmesi üzerine, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince davacıların istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan......'in 12.03.2017 tarihinde öldüğü, geride davacı çocukları ..., ..... ve ...ile dava dışı oğlu .....in mirasçı olarak kaldığı, davalı ...'ın dava dışı mirasçı ...'in oğlu olduğu, mirasbırakanın 30.11.2012 tarihinde 782 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 59/258 payının tamamını ölünceye kadar bakma akdi ile davalıya devrettiği anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) m. 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. (818 s. Borçlar Kanununun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614 (BK) m. 514)).

Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.

Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 1.4.1974 gün ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.

Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.

Somut olayda, mirasbırakanın içinde bulunduğu durum ve koşullar nazara alındığında halen hayatta 4 çocuğu varken dava konusu tek taşınmazını aynı binada yaşadığı davalı torununa temlikinde bakıp gözetilme koşulunu değil de, diğer mirasçılarından mal kaçırma düşüncesini ön planda tuttuğu ve bu iradeyle işlemi gerçekleştirdiği sonuç ve kanaatine varılmaktadır.

Hal böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir

Davacıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373/1. maddesi uyarınca Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK’nin 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Gebze 3. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.