"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TAZMİNAT
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat davası sonunda, Yerel Mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın davalılar tarafından istinafı üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 25.01.2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... vekili Avukat ..., temyiz eden davalı ... vekili Avukat... ile temyiz edilen davacı mirasçıları vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vasisi, kısıtlı kardeşi ...’un kanser hastası olup kullandığı ağır ilaçlar nedeniyle şuurunun yerinde olmadığını, kısıtlının bu durumundan yararlanan arkadaşı olan davalı ...’ün, kısıtlıyı tedavi gördüğü hastaneden çıkartarak evine götürdüğünü, ilk olarak kısıtlıdan alınan vekaletname kullanılmaya çalışılarak dava konusu 115 ada 40 parseldeki 7 nolu bağımsız bölümün davalı ... adına tescil edilmeye çalışıldığını, ancak vekaletnamedeki resim kısıtlıya benzemediği için Tapu Müdürlüğünün işlem yapmadığını, bunun üzerine kısıtlının bizzat Tapu Müdürlüğüne götürülerek çekişmeli taşınmazın davalı ... adına tescilinin sağlandığını, taşınmazın daha sonra davalı ... tarafından da yeğeninin iş ortağı olan diğer davalı ...’a devredildiğini, kısıtlı davacının işlem tarihinde ehliyetsiz olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini, olmadığı takdirde tazminata karar verilmesini istemiş, kısıtlı ...’ün yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları davayı sürdürmüşlerdir.
II. CEVAP
Davalı ..., yakın arkadaşı olan davacı ...’ün işlem tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğunu, dava konusu taşınmazı 750.000 TL bedeli karşılığında satın aldığını, kısıtlının imzasının bulunduğu ibranamede satış bedelinin ödendiğinin açık olduğunu, ayrıca kısıtlının hastalığı süresince maddi manevi tüm ihtiyaçlarının kendisi tarafından karşılandığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., dava konusu taşınmazı yatırım amaçlı 780.000 TL bedeli karşılığında satın aldığını, iyiniyetli olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, kısıtlı ...’ün akit tarihinde fiil ehliyetini haiz olmadığının Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu’nun raporuyla saptandığı, ikinci el durumundaki davalı ...’ın ise davalı ...’ün yeğeninin iş ortağı olduğu, durumu bilen konumunda olması sebebiyle iyiniyetli olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ve davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davalı ... vekili, temlik tarihinde davacı ...' ün fiili ehliyetini haiz olduğunu, İlk Derece Mahkemesince Adli Tıp Kurumu raporuna karşı yapılan itirazların dikkate alınmadığını, dinlenen tanık beyanları ile kısıtlının ehliyetli olduğunun anlaşıldığını, ayrıca yine taraflar arasında görülen Büyükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/103 E. sayılı dava dosyasında da Adli Tıp Kurumundan rapor beklendiğini ancak Mahkemece anılan bu davanın sonucunu beklenmeden karar verildiğini ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasını istemiştir.
Davalı ... vekili, dava konusu taşınmazın bedelini ödeyerek aldığını, iyi niyetli olduğunu, tapu siciline güvenerek taşınmazı iktisap ettiğini, iş ortağının davalı ...’ün yeğeni olup olmadığını bilmediğini, İlk Derece Mahkemesinin iyiniyet yönünden bir gerekçe oluşturamadığını ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 02.06.2020 tarihli ve 2019/1995 E., 2020/529 K. sayılı kararıyla; Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulunun raporuyla kısıtlı ...’ün temlik tarihinde fiil ehliyetini haiz olmadığının saptandığı, ilk el konumundaki davalı ...’e yapılan temlikin hukuken geçersiz olduğu, ikinci el konumundaki davalı ...’ın ise davalı ...'ün yeğeninin iş ortağı olduğu, davalı ...'ın satış bedeli olarak banka kanalıyla davalı ...’e gönderdiği 110.000,00 TL’nin bir süre sonra davalı ...’a geri gönderildiği, 503.000,00 TL ödemenin ise kısıtlı ...’ün banka hesabından davalı ... tarafından vekaleten çekilen para ile yapıldığı, dolayısıyla davalı ...'ın iyiniyetli olmadığı, TMK’nın 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanamayacağı gerekçesiyle davalıların istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı ... vekili, kısıtlının temlik tarihinde ehliyetli olduğunu, taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığını, dosyaya sunulan uzman görüşünde kısıtlının ehliyetli olduğu rapor edildiği halde Mahkemece uzman görüşü raporu dikkate alınmadan ve adli tıp raporu ile uzman görüşü arasındaki çelişki giderilmeden karar verildiğini, ayrıca kısıtlının Savcılıkta verdiği ifade tutanağının altındaki imzanın kısıtlıya ait çıkmadığını, dolayısıyla kısıtlının iradesine uygun olarak işlemi gerçekleştirdiğini belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
Davalı ... vekili, dosyaya sunulan uzman görüşü raporu dikkate alınmadan ve Adli Tıp raporu ile uzman görüşü arasındaki çelişki giderilmeden karar verildiğini, kısıtlının Savcılıkta verdiği ifade altındaki imzanın kısıtlıya ait çıkmadığını, iradesine uygun olarak taşınmazını devrettiğinin açık olduğunu, taşınmazı bedelini ödeyerek diğer davalıdan satın aldığını, iyiniyetli olduğunu, tanıkların da aksi yönde hiçbir beyanının bulunmadığını, davacının iddiasını ispatlayamadığını belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ehliyetsizlik hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Bilindiği üzere; davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme, değerlendirebilme ve ayırt edebilme kudreti (gücü) bulunmayan bir kimsenin kendi iradesi ile hak kurabilme, borç (yükümlülük) altına girebilme ehliyetinden söz edilemez. Nitekim 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) “Fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir” biçimindeki 9. maddesi, şahsın hak elde edebilmesini, borç (yükümlülük) altına girebilmesini, fiil ehliyetine bağlanmış, 10. maddesi de, fiil ehliyetinin başlıca koşulu olarak ayırtım gücü ile ergin (reşit) olmayı kabul ederek “Ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyeti vardır.” hükmünü getirmiştir. “Ayırtım gücü” eylem ve işlem ehliyeti olarak da tarif edilerek, aynı Yasa'nın 13. maddesinde “Yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes bu Kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir.” denmek suretiyle açıklanmış, ayrıca ayırtım gücünü ortadan kaldıran önemli nedenlerden bazılarına değinilmiştir. Önemlerinden dolayı bu ilkeler, söz konusu Yasa ile öteki yasaların çeşitli hükümlerinde de yer almışlardır.
Hemen belirtmek gerekir ki, TMK'nın 15. maddesinde de ifade edildiği üzere, ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle, kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağından, karşı tarafın iyiniyetli olması o işlemi geçerli kılmaz. Bu ilke 11.06.1941 tarihli ve 4/21 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da aynen benimsenmiştir.
Yukarıda sözü edilen ilkelerin ve yasa maddelerinin ışığı altında olaya yaklaşıldığında; bir kimsenin ehliyetinin tespitinin şahıs ve malvarlığı hukuku bakımından doğurduğu sonuçlar itibariyle ne kadar büyük önem taşıdığı kendiliğinden ortaya çıkar.
3.2.2. Öte yandan bilindiği üzere, 4721 sayılı TMK’nin 1023. maddesinde; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.” ve 1024. maddesinde; “Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz. Bağlayıcı olmayan bir hukuki işleme dayanan veya hukuki sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur. Böyle bir tescil yüzünden ayni hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
Diğer yandan, "14.02.1951 tarihli ve 1949/17 Esas, 1951/1 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında" vakıa ve karinelerden olayda kanunen iyiniyet iddiasında bulunamayacak durumu belirtmiş olan kimsenin kötüniyetin diğer tarafa ispat ettirilmesine artık sebep ve vecih kalmayacağına ve dava hakkının doğumunu sağlayan veya bertaraf eden iyi ve kötü niyetin bu durumda mahkemece resen nazara alınabileceği karara bağlanmıştır.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV./3.) no.lu bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesine ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle, davalıların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacı vekili için 3.815,00-TL duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 33.813,46 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 25/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.