Logo

1. Hukuk Dairesi2020/2045 E. 2020/5539 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayanarak açılan tapu iptal ve tescil davasının reddine ilişkin temyiz incelemesinde, terditli bedel talebinin değerlendirilmemesi.

Gerekçe ve Sonuç: Satış vaadi sözleşmesinden doğan hakkın şahsi hak olması sebebiyle ayni hak talebinin reddedilmesinin doğru olduğu, ancak terditli olarak talep edilen bedel talebi yönünden bir inceleme yapılmadan davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olması gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ:TAPU İPALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki davadan dolayı ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 21.01.2016 gün ve 2012/167 Esas -2016/18 Karar sayılı hükmün Onanmasına ilişkin olan 19.02.2020 gün ve 15325-1072 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde birleşirilen davada davacı ... vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:

-KARAR-

Asıl ve birleştirilen davalar, tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa bedel isteklerine ilişkindir.

Asıl davada davacı, 192 ada 66 parseldeki 33 nolu bağımsız bölüm üzerindeki ipoteğin, davalılardan ... ile dava dışı ... ve ... arasında yapılan 30.07.2009 tarihli inanç sözleşmesi uyarınca ... tarafından 30.000,00-TL ödenmesi koşuluyla davalı ... tarafından kaldırılmasının kararlaştırıldığını, anılan bedelin ödenmesine rağmen davalı ... tarafından ipoteğin kaldırılmadığını, çekişmeli taşınmazın satışı için yapılan ihalede davalının anılan parayı kullanarak taşınmazı edindiğini, davalı tarafın kötü niyetli eylemi sonucunda anılan taşınmazının ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla satıldığını, davalıların sözleşme gereği yüklendikleri edimleri yerine getirmediklerini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmazsa rayiç değerinin ihalenin gerçekleştiği andan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Birleştirilen davada davacı, taşınmazı satış vaadi sözleşmesi ile davalı ... (asıl davada davacı)’den 20.000,00 TL bedelle satın aldığını, mali müşavir olarak taşınmazı uzun yıllar büro olarak kullandığını, taşınmazın cebri ihale sonucu satıldığını yeni malik tarafından gönderilen ihtarname ile öğrendiğini ileri sürerek tapu iptali ve tescile, olmazsa taşınmazın değerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar ... … Ltd. Şti. ve ..., taleplerin zamanaşımına uğradığını, daha önce aynı talepler ile ilgili olarak açılan davada alacağa hükmedildiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, daha önce dava dışı ... ve arkadaşları tarafından davalılara karşı açılan dava sonuncunda 30.000,00TL'nin 10.08.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verildiği ve çekişmeli taşınmazın icra marifetiyle satıldığı gerekçesi ile asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiş, kararın asıl ve birleştirilen davalarda davacılar tarafından temyizi üzerine, Dairenin 19.02.2020 tarihli 2016/15325 Esas, 2020/1072 Karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden, büro niteliğindeki çekişme konusu 33 nolu bağımsız bölüm asıl davada davacı-birleştirilen davada davalı ... adına kayıtlı iken, borçlular asıl davada davacı ... ve davalı CanYağ şirketi ile alacaklı dava dışı ... Finansal Kiralama A.Ş.arasında, ... 1. Noterliğinin 01.11.2000 tarihli, 36362 yevmiye numaralı finansal kiralama sözleşmesinin imzalandığı, bilahare 14.11.2000 tarihinde ... Finansal Kiralama A.Ş lehine taşınmaz üzerine 1. dereceden ipotek tesis edildiği, sözleşmeden doğan borcun ödenmemesi nedeniyle alacaklı ... Finansal Kiralama A.Ş. tarafından borçlular aleyhine 2006/1008 Esas sayılı icra takip dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla 16.08.2006 tarihinde icra takibi başlattığı, takibin kesinleşmesi sonucunda taşınmazın cebri ihale ile 27.08.2009 tarihinde asıl davada davalı ...’ye 38.010,00 TL bedelle satıldığı, ... 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2009/1039 Esas, 2010/320 Karar sayılı, 30.03.2010 tarihli ilamıyla, ihalenin feshi isteminin reddine karar verildiği, kararın derecattan geçerek 27.04.2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Ayrıca, dava dışı ... ile ... Teknik şirketi tarafından eldeki asıl davalılar aleyhine, ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/603 Esas sayılı dosyasında açtıkları davada, taraflar arasında imzalanan 30.07.2009 tarihli protokole aykırılığa dayalı olarak taşınmazın tapu kaydının iptali ile adlarına tescilini, mümkün olmazsa protokol gereğince ödedikleri bedelin tahsilini istedikleri, mahkemece, davalıların protokol gereğince üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmeyerek taşınmazın icra yoluyla satılmasına neden oldukları ancak, taşınmazın önceki maliki olmadıklarından iptal tescile hükmedilemeyeceği gerekçesiyle bedele hükmedildiği anlaşılmaktadır.

Öte yandan, asıl davada davacı ...’in taşınmazı ... 2. Noterliğinin 09.02.2005 tarih ve 715 yevmiye nolu düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesiyle, birleştirilen davada davacı ...’a satmayı taahhüt edip, taşınmaz için 20.000,00 TL satış bedelini peşin aldığını beyan ettiği, taşınmaz birleştirilen davada davacı ...’ın zilyetliğinde iken, ihale ile alan asıl davada davalı ...’nin Doğan’a keşide ettiği ... 7. Noterliğinin 28.11.2012 tarihli 23193 yev. nolu ihtarnamesi ile, taşınmazın tahliyesini ve ecrimisil ödenmesini istediği görülmektedir.Hemen belirtilmelidir ki, birleştirilen davada davacı ...’ın dayandığı taşınmaz satış vaadi sözleşmesiyle istenebilecek hakkın şahsi hak niteliğinde bulunduğu ve bu durumda ayni hakkın önüne geçemeyeceği gözetildiğinde bu sözleşme gereğince iptal tescil isteğinin reddine karar verilmiş olması doğrudur. Birleştirilen davada davacı ...’ın bu yöne değinen temyiz itirazlarının reddine. Ne var ki, davacı ... terditli olarak, taşınmaz değeri oranında bedel isteğinde bulunmuş olup, mahkemece bu hususta herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın asıl davanın davalılarına yönelik talepte bulunulduğu düşüncesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Hal böyle olunca, birleştirilen davada davacının bedel isteği bakımından gerekli araştırma ve incelemenin yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.Anılan bu husus karar düzeltme isteği üzerine, yeniden yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından, birleştirilen davada davacı ... vekilinin bu yöne değinen ve yerinde görülen karar düzeltme isteğinin (6100 sayılı HMK’nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince kabulüne, Dairenin 19.02.2020 tarihli ve 2016/15325 Esas 2020/1072 Karar sayılı onama kararının birleştirilen davada davacı ... yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA, yerel mahkemenin 21.01.2016 tarihli ve 2012/167 Esas 2016/18 Karar sayılı kararının yukarıda açıklanan nedenlerle, (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 28/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.