"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, 156 ada 70 ve 83 parsel, 182 ada 25 parsel sayılı taşınmazlarını ölünceye kadar bakma akdi ile davalı gelinine devrettiğini, öncelikle çekişme konusu taşınmazları okuma yazması olmadığından ve yaşlı olduğu dönemde iradesi fesada uğratılmak suretiyle devretmek zorunda kaldığından bahisle iptal ve tescile, aksi halde davalı tarafından bakım yükümlülüğünün yerine getirilmemesi nedeniyle tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmişler, mirasçılar önce Av....’a 15.05.2014’de vekaletname vererek temsil edilmişler, daha sonra Lapseki Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/317 E., 2014/456K ve 04.02.2015 kesinleşme tarihli kararıyla terekeye temsilci olarak atanan ...'ın huzuru ile davaya devam edilmiş, 01.02.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile 156 ada 70 ve 83 parsel sayılı taşınmazların maddi hata sonucu dava konusu edildiğini, gerçekte 156 ada 47 ve 66 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakan Mehmet tarafından davalıya ölünceye kadar bakma akdi ile devredildiğini ileri sürerek, anılan taşınmazlar yönünden tapu iptali ile tescile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, bakım borcunu yerine getirdiğini, ayrıca davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, bakım borcunun yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, ek karar ile davacılar vekilinin temyiz harcını usulüne uygun tebliğ edilen muhtıraya rağmen yatırmadığı gerekçesiyle kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillere, hükmün dayanağı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle ölünceye kadar bakma akdinden kaynaklanan borcun yerine getirilmemesi nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalı vekilinin işin esasa yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Öte yandan, Türk Medeni Kanununun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. Somut olayda; mirasbırakan ...’ın terekesine ... tereke temsilcisi olarak atanmış olmakla davada yer alan mirasçıların davayı takip yetkisi kalmadığından davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin 20.03.2020 tarihli ek karar ile temyiz edilmemiş sayılmasına karar verilmiş olması doğrudur.
Ancak, 4721 sayılı TMK’nun 28/1. maddesinde; "Kişilik, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlar ve ölümle sona erer." düzenlemesi karşısında davacı ...’ın yargılama sırasında 10.03.2014 tarihinde ölümü ile kişiliğinin son bulduğu gözetilmeksizin ölü kişi adına tescile karar verilmesi doğru olmamıştır.
Hal böyle iken; yargılama sırasında ölen ...’ın mirasçıları adına ve miras payları belirtilerek ya da veraset ilamına atıf yapılmak suretiyle iptal tescil hükmü kurulması gerekirken mahkemece bu husus göz ardı edilerek infazda tereddüt oluşturacak biçimde ölü davacı adına iptal tescil hükmü kurulması isabetsizdir.
Ne var ki, anılan hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden;
Hükmün 3. bendi hükümden çıkarılarak yerine 3.bent olarak ''Çanakkale ili, Lapseki ilçesi, Hacıömerler Köyü, Deveyatağı mevkii 156 ada 47 ve 66 parsel, Köyiçi mevkii 182 ada 25 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile Gelibolu Noterliği’nin 29.04.2014 tarih ve 2832 yevmiye numaralı mirasçılık belgesindeki ... mirasçılarının miras payları oranında adlarına tesciline,” cümlesinin yazılmasına, davalının temyiz itirazının değinilen yönden kabulü ile 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 24/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.