Logo

1. Hukuk Dairesi2020/2163 E. 2020/5111 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Muris muvazaası iddiasıyla açılan tapu iptal ve tescil davasında, taşınmazların yeni ada ve parsel numaralarının kullanılmaması, dava değerinin hatalı hesaplanması ve buna bağlı olarak harç ve vekalet ücretinin yanlış belirlenmesi uyuşmazlığına ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Doğru sicil oluşturma ilkesi ve hükmün açık, şüphe ve tereddüt içermemesi gerekliliği gözetilerek, mahkemenin eski ada parsel numaralarını kullanması ve dava değerini hatalı hesaplayarak harç ve vekalet ücretini yanlış belirlemesi nedeniyle hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen davada;

Davacı, mirasbırakan ...’nin 264 (682 ada 2 parsel), 367 (681 ada 94 parsel), 1566 (716 ada 20 parsel), 1583 (715 ada 41 parsel), 1597 (715 ada 24 parsel), 1847 (676 ada 125 parsel), 1882 (676 ada 99 parsel), 1895 (676 ada 190 parsel), 1904 (676 ada 191 parsel), 1914 (676 ada 212 parsel), 1966 (676 ada 270 parsel), 2051 (676 ada 71 parsel), 2065 (676 ada 58 parsel), 2272 (676 ada 62 parsel), 2328 (674 ada 57 parsel), 2442 (675 ada 15 parsel), 2483 (705 ada 11 parsel), 2478 (705 ada 14 parsel) ve 2480 (705 ada 13 parsel) sayılı taşınmazlardaki 4/16 payını davalı torununa mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak devrettiğini ileri sürerek, muvazaa nedeniyle tapu kaydının iptaline ve mirasbırakan adına tescile karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında 2478 ve 2480 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin talebinden feragat etmiş, mirasbırakanın terekesine temsilci atanmış, tereke temsilcisi tarafından davaya devam olunmuştur.

Davalı, mirasbırakanın sağlık harcamaları için paraya ihtiyacı olduğunu, taşınmazları bedeli karşılığında satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece “...Somut olayda, elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet söz konusu olup, dava dışı ortaklar bulunmaktadır. Hal böyle olunca, davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması yada miras şirketine M.K.nun 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu kez de karar Dairece; “...Bozma ilamından sonra Kaynarca Sulh Hukuk Mahkemesinin 08.01.2014 tarih 2013/187Esas, 2014/3 Karar sayılı ilamı ile mirasbırakanın terekesine ...’ın tereke temsilcisi olarak atandığı, tereke temsilcisinin davacı vekili Av. ...’ı vekil tayin ettiği, ancak 22.10.2015 tarihli 17. celse vekilin davadan çekildiğini beyan ettiği, çekilmenin tereke temsilcisine tebliğ edilmediği ve tereke temsilcisinin yokluğunda davanın sonuçlandırıldığı açıktır. Öte yandan, dava 14.11.2005 tarihli dilekçe ile 6.000TL değer gösterilerek açılmış olup, bozmadan sonra 02.06.2015 tarihinde keşif yapılarak taşınmazların keşif tarihindeki değerleri üzerinden harç ikmali yaptırılması ve mahkemece bu değer üzerinden karar ilam harcı ile vekalet ücreti takdir edilmesi de doğru değildir. Hal böyle olunca, vekilin çekilme dilekçesinin tereke temsilcisine tebliğ edilmesi, yeniden keşif yapılarak taşınmazların dava tarihindeki değerlerinin tespit edilmesi, harç ve vekalet ücretinin hesaplanmasında bu değerin esas alınması, davacının şerh verilmesine ilişkin isteği olmadığı gözetilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.” gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece 2478 ve 2480 parsel sayılı taşınmazlar yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, diğer taşınmazlar yönünden ise iddianın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar, davalı ... vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

-KARAR-

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda yazılı olduğu üzere 2478 ve 2480 parsel sayılı taşınmazlar yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, diğer 17 parça taşınmaz yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalı vekilinin bu yöne ilişkin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine.

Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;

Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 297/2. maddesinde “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Yasa maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.

Öte yandan devletin sicil oluşturmadan kaynaklanan görevi kamu düzeniyle ilgili olduğundan re’sen gözetilmesi gerekmektedir.

Somut olayda; dava konusu taşınmazların yenileme işlemine tabi tutularak yeni ada ve parsel numaraları aldığı, buna karşın mahkemece hüküm kurulurken eski ada ve parsel numaraları üzerinden infazda tereddüt oluşturacak şekilde tapu iptali ve tescile karar verildiği anlaşılmaktadır.

Ayrıca, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında dava değerinin, çekişme konusu taşınmazın tümünün değeri üzerinden davayı açan mirasçıların paylarına isabet eden toplam değer olduğu kuşkusuzdur.

Dava 6.000,00 TL üzerinden açılmış, keşifte yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda dava konusu taşınmazların tamamının dava tarihindeki değerleri (feragate konu 2478 ve 2480 parsel sayılı taşınmazlar hariç) 671.385,35 TL, mirasbırakan tarafından temlike konu ¼ payın değeri 167.846,33 TL olarak belirlenmiş, davacı tarafından miras payı (¼) oranında (41.961,58 TL üzerinden) harç ikmali yapılmış olmasına rağmen mahkemece davalılara devredilen taşınmazlardaki payların tamamının değeri üzerinden fazla karar ve ilam harcı ile vekalet ücretine hükmedilmiş olması da doğru olmamıştır.

Ne var ki, bu hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden;

a) Hükmün 2. bendi hüküm kısmından çıkartılarak yerine “Dava konusu Sakarya ili Kaynarca İlçesi Kayacık Köyü 264 (682 ada 2 parsel), 367 (681 ada 94 parsel), 1566 (716 ada 20 parsel), 1583 (715 ada 41 parsel), 1597 (715 ada 24 parsel), 1847 (676 ada 125 parsel), 1882 (676 ada 99 parsel), 1895 (676 ada 190 parsel), 1904 (676 ada 191 parsel), 1914 (676 ada 212 parsel), 1966 (676 ada 270 parsel), 2051 (676 ada 71 parsel), 2065 (676 ada 58 parsel), 2272 (676 ada 62 parsel), 2328 (674 ada 57 parsel), 2442 (675 ada 15 parsel), 2483 (705 ada 11 parsel) sayılı taşınmazların, ...’in Kaynarca Tapu Sicil Müdürlüğünün 13/05/2002 tarih ve 245 yevmiye numaralı işlemi ile devrettiği 4/16 pay ile davalı ... adına oluşan tapu kayıtlarının Kaynarca Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 28.06.2006 tarihli ve 2006/148E., 2006/149K. sayılı veraset ilamındaki davacı ...’in miras payı oranında iptali ile davacı ... adına kayıt ve tesciline, geri kalan payın tapuda malik görünenler üzerinde bırakılmasına” yazılmasına,

b) Hükmün 5.bendi hüküm kısmından çıkartılarak yerine “Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan l sayılı harçlar tarifesine göre alınması gereken 2.862,29 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 2866,70 TL'nin mahsubu ile artan 4.41 TL harcın davacıya iadesine, davacı tarafından yatırılan 2.862,29 TL peşin harcın davalı ...’tan alınarak davacıya verilmesine,” yazılmasına,

c) Hükmün 6. bendinin hüküm kısmından çıkarılarak yerine "Davacı tarafından yapılan 2536,70 TL yargılama giderinin kabul(%97)-Ret(%3) oranına göre 2460,59 TL'sinin davalı ...'tan alınarak davacıya verilmesine, kalan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,

d) Hükmün 7. bendi hüküm kısmından çıkartılarak yerine “Davacı taraf ve tereke temsilcisi kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 2020 yılı A.A.Ü.T'ne göre 6.255,05-TL avukatlık ücretinin davalı ...'den alınarak tahsilde tekerrür olmamak şartıyla kendisini vekil ile temsil ettiren davacı tarafa ve tereke temsilcisine verilmesine,” yazılmasına,

Davalı tarafın temyiz itirazının bu yönden ve re’sen yapılan inceleme sonucu kabulü ile 6100 sayılı HMK'nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi gereğince hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.