Logo

1. Hukuk Dairesi2020/2430 E. 2021/7357 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Muris muvazaası iddiasına dayalı tapu iptal ve tescil davasında, terekeye temsilci atanmasına rağmen, dava dışı kalan mirasçı hakkında hüküm kurulup kurulamayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Terekedeki mallara ilişkin davalarda mirasçıların elbirliği mülkiyeti sahibi olmaları ve tereke temsilcisinin tüm mirasçılar adına hareket etmesi gerektiği, bu nedenle dava dışı kalan mirasçı yönünden de hüküm kurulması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen davada;

Davacılar, mirasbırakanları ...'un 483 ada 6 parsel sayılı taşınmazını daha sonra oğlu ...'a devredilmesi amacı ile ...'ın bacanağı olan davalıya mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olarak devrettiğini ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile mirasçılar adına miras payları oranında tesciline karar verilmesini istemişler, aşamada tereke temsilcisi davaya dahil olmuştur.

Davalı, davacıların satış tarihinden 7 yıl sonra davayı ikame ederek kötü niyetlerini ortaya koyduklarını, yapılan satışın gerçek bir satış olduğunu, taşınmazı satın aldıktan sonra davacı ...'ın taşınmazda karşılıksız olarak oturmasına izin verdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

İlk derece mahkemesince, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine dair verilen kararın istinaf edilmesi üzerine; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, davacı ... ile tereke temsilcisinin istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca kabulü ile; ibraname başlıklı belgede imzası bulunan davacılar (......) yönünden verilen red kararının doğru olduğu, ancak imzası bulunmayan davacı... yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiştir.

Karar, davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli ve bir kısım davacılar ile tereke temsilcisi tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla duruşma günü olarak saptanan 30.11.2021 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı Binalı Sarıtaş ve vekili Avukat ... ile tereke temsilcisi ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin ve tereke temsilcisinin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

-KARAR-

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle tereke temsilcisinin, dava dışı mirasçı ... yönünden kararı temyiz etmediği dikkate alındığında yazılı şekilde karar verilmesi doğru olduğuna göre; tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 4.90. TL bakiye onama harcının temyiz eden tereke temsilcisinden, 6842,60-TL onama harcının davalıdan alınmasına, 30.11.2021 tarihinde kesin olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.

(Muhalif) (Muhalif)

-KARŞI OY-

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, bir kısım mirasçılar tarafından mirasçı olmayan kayıt malikine karşı tüm mirasçılar adına tescil istemi ile açılmış, dava dışı mirasçı bulunması nedeniyle terekeye atanan temsilci tarafından dava takip edilmiş, ilk derece mahkemesince iddianın ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine ilişkin karar istinaf dairesince ortadan kaldırılarak, ibranamede imzası bulunmayan bir mirasçı yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili, bir kısım davacılar ve tereke temsilcisi tarafından temyiz edilmiş, Dairenin sayın çoğunluğu tarafından " özellikle, tereke temsilcisinin dava dışı ... yönünden kararı temyiz etmediği dikkate alınarak " açıklaması ile hüküm onanmıştır.

Bilindiği üzere, TMK'nın 599. maddesi hükmü uyarınca miras; murisin ölümüyle ve terekenin açılmasıyla mirasçılarına geçer ve mirasçılar terekedeki mallar üzerinde bu tarih itibariyle hak sahibi olurlar.

TMK'nın “Miras ortaklığı” başlıklı 640. maddesinde de;

“Birden çok mirasçı bulunması halinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir.

Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.

Mirasçılardan birinin istemi üzerine hakların korunmasını isteyebilir. Sağlanan korumadan mirasçıların hepsi yararlanır…” hükmü düzenlenmiştir.

Tereke (miras ortaklığı) TMK'nın 701 ve devam eden maddeleri uyarınca elbirliği (iştirak) mülkiyetine tâbidir. Elbirliği mülkiyeti, yasa veya yasada gösterilen sözleşmeler uyarınca, aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olmaları durumudur. TMK'nın 701-703. maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkı da bulunmamaktadır. Mülkiyet, bir bütün olarak ortakların hepsine aittir. Başka bir deyişle, ortaklık tasfiye ile sona erinceye kadar ortaklardan her birinin ayrı bir mal veya hakkı olmayıp, hak sahibi ortaklıktır.

Elbirliği halinde mülkiyet türünde malikler, mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu durum TMK'nın 701. maddesinde;

“...Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir.

Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır...” şeklinde yer almıştır.

Bu itibarla elbirliği halinde mülkiyette, ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Yasada veya elbirliği hâlinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların oybirliği ile karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunludur.

TMK'nın 702/2. maddesinde sözü edilen terekeye ait haklar üzerinde tasarruf söz konusu ise, ortakların oybirliği ile karar vermeleri maddenin açık hükmü gereği olduğundan, tasarruf işlemi niteliğindeki tapu iptali ve tescil davasının ortak olmayan kişiye karşı tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması veya terekeye temsilci atanması ve bu yolla davanın yürütülmesi gerekir. Bir mirasçı tüm mirasçılar adına tek başına dava açabilirse de, böyle bir davayı yalnız başına yürütemez. Bu durumda davanın hemen reddedilmeyip, diğer mirasçıların davaya katılımlarının veya muvafakatlerinin sağlanması ya da terekeye temsilci atanması için davacıya uygun süre verilmesi gerekmektedir.

Öte yandan, HMK'nın 26. Maddesi gereğince hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Yine aynı kanunun 297. Maddesinde, taleplerden her biri hakkında verilen hükmün sonuç kısmında gösterilmesinin gerektiği belirtilmiştir.

Somut olayda, davacılar tarafından tüm mirasçılar adına tescil istemli olarak dava açılmış ve terekeye atanan temsilci tarafından tarafından dava takip edilmiş olduğuna göre, iddianın ispatı halinde tüm mirasçıları kapsayacak şekilde hüküm kurulması zorunlu olduğundan, dava dışı mirasçı ... yönünden hüküm kurulmaması, HMK'nın 26. ve 297. Madde hükümlerine açıkça aykırılık oluşturmaktadır. Elbirliği mülkiyetinde, tereke temsilcisinin her bir ortak yönünden ayrı ayrı temyiz nedeni ileri sürmesine gerek bulunmamaktadır. Nasıl ki, ortaklardan biri ya da bir kaçının davayı kabul veya feragati ile kanun yoluna başvuru hakkından feragatine tek başına değer vermek mümkün değil ise, kanunun açık düzenlemeleri karşısında mahkeme de, temyiz Dairesi de elbirliği mülkiyetini ortaklar düzeyinde ayırarak hüküm veremez.

Bu nedenle, istinaf dairesinin kararının sair hususlar incelenmeksizin HMK'nın 26 ve 297. Madde hükümleri gereğince dava dışı mirasçı ... yönünden hüküm kurulmasını temin etmek amacıyla bozulması gerektiği kanaatinde olduğumuz için, sayın çoğunluğun onama kararına katılmıyoruz.