Logo

1. Hukuk Dairesi2020/2497 E. 2021/3343 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Gaiplik ve tapu iptali tescil davasında dava değerinin belirlenip belirlenmediği hususu.

Gerekçe ve Sonuç: Gayrimenkulün aynına ilişkin davalarda, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca dava değerinin gayrimenkulün değeri olarak belirlenmesi ve davacı Hazine'nin harçtan muaf olsa dahi temyiz kesinlik sınırının denetlenebilmesi için dava değerinin belirlenmesi gerektiği gözetilerek, mahkemece dava değeri belirlenmeden hüküm kurulması doğru bulunmayıp yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - GAİPLİK

Taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil ve gaiplik davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin karara karşı Hazine tarafından yapılan istinaf başvurusu Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davacı Hazine tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, 4721 sayılı TMK′nun 588. maddesinden kaynaklanan gaiplik ve taşınmazın Hazine adına tescili isteklerine ilişkindir.

Davacı Hazine, 112 nolu parselin paydaşlarından ...′nin payı bakımından kayyım tayin edildiğini ve 10 yılı aşkın zamandır yönetildiğini ileri sürerek gaipliğe ve tapu iptali-tescile karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davanın ispatlanması gerektiğini belirtmiştir.

...′nin halen sağ göründüğü gerekçesiyle davanın reddine ilişkin mahkeme kararına karşı Hazine tarafından yapılan istinaf başvurusu Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmiş; hüküm, Hazine tarafından temyiz edilmiştir.

Dosya içeriğinden, davacının dava dilekçesinde taşınmazla ilgili olarak bir değer belirtmediği, yargılama sırasında da bu konuda bir açıklama yapılmadığı ve davanın bu şekilde sonuçlandırıldığı anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca, gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda dava değerinin gayrimenkulün değerine göre belirleneceği öngörülmüştür. Dava değerinin belirlenmesinde taşınmazın dava tarihindeki keşfen saptanacak gerçek değerinin esas alınacağı; öte yandan, değer tayini mümkün olan hallerde dava dilekçesinde değer gösterilmesinin zorunlu olduğu, gösterilmemişse davacıya tesbit ettirileceği, tesbitten kaçınma halinde dava dilekçesinin işleme konmayacağı kuşkusuzdur.

Diğer taraftan, Harçlar Kanunu harç alınmasını veya tamamlanmasını tarafların isteklerine bırakmamış, değinilen hususun mahkemece kendiliğinden (re'sen) gözetilmesi gerektiğini hükme bağlamıştır. Nitekim, 492 sayılı Harçlar Kanunun 32. maddesinde yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılmayacağı vurgulanmıştır. Aynı Kanunun 30. maddesinde ise; "Muhakeme sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 150 nci maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması, noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır.'' düzenlemesine yer verilmiştir.

Somut olayda, davacı idarenin 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca harçtan muaf olduğunda kuşku yoktur. Ancak, kamu düzeni ile ilgili bulunan temyiz kesinlik sınırının denetlenebilmesi için dava değerinin belirlenmesi kaçınılmazdır.

Hâl böyle olunca; taşınmaz başında keşif yapılarak Harçlar Kanunu′nun 16. maddesi uyarınca dava değerinin belirlenmesi ve ondan sonra işin esası değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, dava değeri belirlenmeden hüküm kurulması doğru değildir.

Davalı Hazine′nin açıklanan nedenden ötürü yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373/1. maddesi uyarınca Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 2020/24-558 sayılı kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, Adana 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/86-2019/316 sayılı kararının aynı Kanun′un 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, dosyanın kararı veren Adana 6. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Hukuk Dairesine gönderilmesine, 16/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.