Logo

1. Hukuk Dairesi2020/2502 E. 2021/7098 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, satış vaadi sözleşmesi ile devrettiği taşınmazın tamamının davalı adına tescil edildiği iddiasıyla tapu iptali ve tescil davası açılması.

Gerekçe ve Sonuç: Hüküm fıkrasında yer alan matematiksel hatanın düzeltilmesi ve doğru sicil oluşturma ilkesi uyarınca; taşınmaz üzerinde davacıya isabet eden pay oranında iptal ve tescile karar verilmesi, kalan payın davalı üzerinde bırakılması gerekirken, davalı yönünden de tapu iptal ve tescil hükmü kurulmasının doğru olmadığı gözetilerek, mahkeme hükmünün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen davada;

Davacı, 121 ada 39 parsel sayılı taşınmaz 1093 m² yüzölçümlü olarak adına kayıtlı iken 26/03/2015 tarihinde taşınmazın 568 m²'sini davalıya devrettiğini, devrettiği kısım içerisinde limon ağaçları ve ahır olarak kullanılan baraka bulunduğunu, kalan 525 m²'lik kısımda ise kendisine ait iki katlı ev olduğunu, davalıya 568 m²'lik kısmı temlik etmesine karşın taşınmazın tamamının davalı adına tescil edildiğini, bu durumu davalının gönderdiği Mersin 4. Noterliği'nin 05/08/2016 tarih ve 22887 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile öğrendiğini ileri sürerek, 121 ada 39 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının 525 m²'lik kısmının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davacının dava konusu taşınmazın tamamını devrettiğini, satış senedi düzenlenirken sehven 568 m2 yazılmış olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, iddianın kanıtlandığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine dair verilen kararın istinaf edilmesi üzerine; Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, davalının istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.2. maddesi gereğince kabulü ile yerel mahkeme kararı kaldırılmış, harç ve vekalet ücreti yönünden hüküm değiştirilerek davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine ilişkin yeniden karar verilmiştir.

Karar, davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 23.11.2021 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat Dilan Yerli geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacı ... vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

-KARAR-

Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.

Hemen belirtmek gerekir ki, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre ve özellikle, dava konusu 121 ada 39 parselin 346,56 m2'lik kısmı üzerinden hüküm kurulduğu gözetilerek davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde olmadığından reddine.

Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;

Bilindiği ve 6100 sayılı HMK 297/2. maddesinde düzenlendiği üzere (1086 sayılı HUMK’nun 388/son md.) hüküm sonucu kısmında; “istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Yasa maddesinin bu açık hükmünün sonucu olarak, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.

Somut olayda, dava konusu taşınmazın toplam 1093,16 m2 olduğu, 13.11.2017 havale tarihli fen bilirkişisi raporuna ekli krokide B harfi ile gösterilen kısmın yüzölçümünün 346,56 m2 olarak tespit edildiği ve ifrazı mümkün olmadığından bu miktara karşılık gelen pay oranında davacının paydaş kılındığı belirtilmesine rağmen hükümde davacıya isabet eden pay oranın fazla yazıldığı anlaşılmaktadır.

Diğer taraftan, doğru sicil oluşturma ilkesi uyarınca, taşınmazda 346,56 m2 üzerinden davacıya isabet edecek pay oranında iptal ve tescile, kalan payın ise davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, davalı yönünden de tapu iptal ve tescil hükmü kurularak davalı uhdesinde kalan payın tescil nedeninin değiştirilmesi de doğru değildir.

Ne var ki; değinilen bu hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerekli kılmadığından;

Bölge Adliye Mahkemesi hükmünün 1. fıkrasının a bendi hükümden tamamen çıkarılarak yerine 1. fıkra a bendi olarak; ''Davanın Kısmen Kabulü ile; Mersin İli, Erdemli İlçesi, Tömük Mah. 121 ada, 39 parsel sayılı davalı ... adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının, taşınmaz 109316 pay kabul edilerek 34656/109316 payının iptali ile 34656/109316 payın davacı ... adına tesciline, kalan payın davalı üzerinde bırakılmasına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE," cümlesinin yazılmasına, hükmün bu şekli ile 6100 sayılı HMK’nin 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 3.815.00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine 23.11.2021 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.