Logo

1. Hukuk Dairesi2020/2578 E. 2021/7363 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, davalının hileli davranışları nedeniyle taşınmazlarını değerinin altında sattığı iddiasıyla açtığı tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının taşınmazları devrederken davalının mirasçı sayısı ve taşınmazların değeri konusunda yanıltıldığı, tanık beyanları ve taşınmazların satış bedeli ile gerçek değeri arasındaki fark gözetilerek, hileye dayalı tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkin istinaf kararının bozulmasına ve yerel mahkeme kararının da bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine dair verilen kararın istinaf edilmesi üzerine; Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, davacının istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 30.11.2021 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... vekili gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu. Dosya incelenerek gereği görüşüldü:

-KARAR-

Dava, aldatma ( hile ) hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Davacı, 810, 829 ve 830 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakanından intikal ettiğini, davalı tarafından hileli yollarla taşınmazların değerinden çok daha düşük bir bedel ile devralındığını, tecrübesizliği ve deneyimsizliğinden faydalanıldığını ileri sürerek taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

Davalı, iddianın doğru olmadığını, bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, geçerli bir devrin söz konusu olduğunu, satış bedeli olarak 30.000-TL ödediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

İlk derece mahkemesince, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine dair verilen kararın istinaf edilmesi üzerine; Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, davacının istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu taşınmazların ... oğlu ...'nın zilyetliğinde iken ölümü nedeniyle senetsizden mirasçıları ... ... ile torunları ..., ... ve davalı ... adına tespit ve tescil edildiği, davacının ... ...'ın tek mirasçısı olduğu ve kadastro tespiti ile ... ... adına oluşan dava konusu 829 ve 830 parsellerdeki 1/2 pay ile 810 parseldeki 2/3 payın tamamını 05.06.2017 tarihinde davalıya devrettiği kayden sabittir.

Bilindiği üzere; hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanununun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.

Somut olaya gelince; davacı, davalının dava konusu taşınmazların değeri konusunda kendisini aldattığını ileri sürerek eldeki davayı açmış olup, dinlenen tanıkların ifadelerine göre; davacının, dava konusu taşınmazlardaki payı için davalıya 100000-TL teklifte bulunduğu, davalının ise taşınmazların mirasbırakan ... ...'tan intikal edeceğini ve mirasbırakanın kendileri dışında çok sayıda mirasçısının bulunduğunu, bu nedenle dava konusu taşınmazların değerinin düşük olacağını belirterek toplam 30000-TL bedelle taşınmazları davacıdan satın aldığı, satış tarihi itibariyle dava konusu taşınmazlardaki temlike esas payların toplam değerinin ise 94.291,38-TL olduğu, dosya kapsamına göre davacının iradesinin aldatılmak suretiyle fesada uğratıldığı anlaşılmaktadır.

Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek HMK'nın 25/2 maddesine aykırı olacak şekilde, re'sen mahalli bilirkişi beyanlarına itibar edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

Davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373/1. maddesi uyarınca Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nin 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Ayancık Asliye Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 20.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 3.815.00.-TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.11.2021 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.