Logo

1. Hukuk Dairesi2020/258 E. 2020/1741 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vakıf taşınmazının mutasarrıfının gaipliği nedeniyle taşınmazın vakfa tescili talebinin reddine ilişkin yargılama.

Gerekçe ve Sonuç: 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesindeki koşulların oluşup oluşmadığının tespiti için gerekli araştırmanın yapılmadan ve davalı kayyımın yasal hasım sıfatı gözetilmeden hüküm kurulması doğru bulunmayarak bozma kararı verilmiş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde verilen kabul kararı da usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;

Asıl davada davacı, Sultan Beyazıt Vakfından mukataalı 27 ada 129 parsel sayılı tarla vasıflı taşınmazın 12/96 payının Kigork kızı Annik adına kayıtlı olduğunu, mutasarrıfının gaip olması ve taşınmazın sahipsiz kalması nedeniyle, Sarıyer 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 06.08.2008 tarih 2008/43 Esas 2008/737 Karar sayılı kararı ile İstanbul Defterdarının kayyım tayin edildiğini ileri sürerek 5737 sayılı Vakıflar Kanunu 17. maddesi gereğince gaiplik kararı verilmek suretiyle taşınmazdaki kısıtlamaların kaldırılarak, gaip adına kayıtlı payın vakfı adına tesciline, birleştirilen davada davacı, 27 ada 128 parsel sayılı, Sultan Beyazıt Vakfından mukataalı tarla vasıflı taşınmazın 12/96 hissesinin Kigork kızı Annik adına kayıtlı olduğunu, vakıf taşınmazların mutasarrfılarının mirasçı bırakmadan ölmeleri, gaipliği halinde mülkiyetin vakıf adına tescil edileceğinin Vakıflar Kanununun 17. maddesinin gereği olduğu ileri sürerek gaiplik kararı verilmek suretiyle dava konusu taşınmazın tüm takyidatlardan ari olarak Sultan Beyazıt Vakfı adına tescilini istemiştir.

Asıl davada davalı, malikin mirasçı bırakmaksızın öldüğünü veya kaybolduğunu, terk veya mübadil gibi durumlara düştüğünün ispat edilmesi gerektiğini, dava konusu vakfın gayrisahih vakıf niteliğinde olması nedeniyle taşınmazın vakfına dönmeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece; davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece “Hâl böyle olunca, öncelikle çekişme konusu 129 parsel sayılı taşınmazın ilk tesisinden itibaren dayanak tüm belgelerinin eksiksiz temini, ayrıca kayıt maliki ya da mirasçılarının kimliğinin tespitine ilişkin başkaca bilgi ve belge bulunup bulunmadığının sorulması, getirtilecek belgelerdeki verilerden yararlanmak suretiyle kayıt malikinin nüfus kaydının ve mirasçıları bulunup bulunmadığının Nüfus Müdürlüğünden araştırılması, öte yandan icareteynli ya da mukataalı vakıf taşınmazı olup olmadığının tereddüde yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması ve 5737 sayılı Yasanın 17. maddesindeki koşulların oluşup oluşmadığı değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Kabule göre de; her ne kadar mahkemenin gerekçeli kararında temyiz süresinin 2 hafta olduğu yazılmış ise de 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK'nun madde 432/1 uyarınca temyiz süresinin 15 gün olduğu, kanunda öngörülen ve kesin olan sürenin mahkemece değiştirilemeyeceği ve davalı kayyım davada yasal hasım konumunda olduğundan harç, yargılama gideri ve bu giderlerden sayılan vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağı gözetilmeksizin hüküm kurulmuş olması da isabetsizdir.” gerekçesi ile bozulmuş mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

-KARAR-

Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davalının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 11.03.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.