"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davalılar ... tarafından süresinde, davalı ... vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 08/12/2020 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... v.d. vekili Avukat ... geldi. Davetiye tebliğine rağmen temyiz eden ... ve temyiz edilen davacılar ... v.d. vekili ve davalı ... gelmediler. Yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanlarından intikal eden taşınmazlar için davalılardan ... ile dava dışı ... ve ...'a vekalet verdiklerini, vekaletin kötüye kullanılacağı duyumunu aldıktan sonra anılan kişileri vekillikten azlettiklerini, buna rağmen azilden 3 ay sonra taşınmazların hileli işlemlerle davalılara devredildiğini ileri sürerek dava konusu ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... parseller ile ..., ..., ..., ... parseller ve ..., ..., ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazların davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar Hayri ve ..., iddianın doğru olmadığını, azilden sonra yapılan bir temlik bulunmadığını, ortak mirasbırakandan intikal eden bütün taşınmazların kardeşler arasında taksim edildiğini, payları karşılığında davacılara para ödendiğini, ancak yazılı bir belge alınmadığını, dava açılmasının iyiniyetli olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlar, davalı ... ise davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, işlemlerin dava dışı vekil ... tarafından intikal ve pay temliki şeklinde yapıldığı, adı geçen aleyhine açılmış bir dava bulunmadığı, dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın ise Hazine'den satın alındığı gerekçesi ile davanın reddine dair verilen karar Dairece ''hükme yeterli bir araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır. Öte yandan, tapu iptali ve tescil davaları kural olarak kayıt maliki aleyhine açılır. Vekâlet görevini kötüye kullandığı ileri sürülen vekilden tazminat talep edilmediği sürece, -yine kural olarak- vekilin davada yer alma zorunluluğu bulunmamaktadır. Hâl böyle olunca; gerekli araştırma ve incelemenin eksiksiz yapılması, davacı ...'ın murisi (eşi) ...'ın paylarının temlikinde kullanılan Rotterdam Başkonsolosluğu'nun 07.08.2001 tarihli ve 8256 sayılı vekâletnamesi ile dava konusu ... ve ... parsel sayılı taşınmazlara ait tapu kayıtlarının getirtilmesi, bu taşınmazların da davalılar adına kayıtlı olup olmadıklarının denetlenmesi, ... ve ... parsellerin devrine ilişkin resmi
akitlerin getirtilerek temliklerin ne şekilde yapıldığının tespit edilmesi ve ondan sonra toplanan tüm delilerin yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde, davalı ...'ın 19.04.2012 tarihli celsedeki beyanı ile birlikte değerlendirilerek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ve yanılgılı gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.'' gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde kabul nedeniyle davalı ... yönünden davanın kabulüne, diğer davalılar bakımından iddia kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, davaya son veren taraf işlemlerinden olan ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 308. ve devamı maddelerinde düzenlenen davayı kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesi olup, davalı ...'ın 19.04.2012 tarihli celsedeki beyanı dikkate alınarak anılan davalı yönünden kabul nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalı ... vekilinin bu yöne ilişkin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddine.
Davalı ...'ın diğer temyiz itirazları ile ...'ın temyiz itirazlarına gelince;
Bilindiği üzere; HMK'nın 326. maddesi gereğince kural olarak yargılama giderleri, davada aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir (HMK 326/1).
Somut olayda, davanın davalı ... yönünden kabulüne, diğer davalılar bakımından sübut bulmayan davanın reddine karar verilmesine rağmen yargılama giderleri ve yargılama giderlerinden sayılan vekalet ücretinden davalı ...'nın davalı ... ile birlikte sorumlu tutulması isabetsizdir.
Diğer taraftan, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2. maddesi uyarınca, hüküm sonucu kısmında; istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği ve hakimin doğru sicil oluşturma görevi gözetilerek her bir taşınmaz bakımından usul hükümleri uyarınca infazda tereddüt yaratmayacak biçimde hüküm oluşturulması gerekmektedir. Bu husus; doğru sicil oluşturma ilkesinin bir sonucu olup, dolu pafta ilkesine aykırı düşmektedir.
Öte yandan devletin doğru sicil oluşturmadan kaynaklanan görevi kamu düzeniyle ilgili olduğundan re’sen gözetilmesi gerekeceği de kuşkusuzdur.
Ne var ki, dava konusu dava konusu ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... parsel sayılı taşınmazların parsel numaralarının değiştiği ancak mahkemece eski parsel numaraları üzerinden hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, doğru sicil oluşturma ilkesi uyarınca, yeni parsel numaraları üzerinden infaza elverişli şekilde hüküm kurulması, davalı ... yönünden ise davanın reddine karar verildiği dikkate alınarak aleyhine yargılama giderine hükmedilmemesi gerekirken anılan bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalılar ... ve ...'nın değinilen yönlerden yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalı ... vekili için 3.050,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davacılardan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.11.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.