Logo

1. Hukuk Dairesi2020/3046 E. 2020/6208 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydında ismin düzeltilmesi talebiyle açılan tapu kaydında düzeltim davasında, bozma ilamına rağmen mahkemece eksik hüküm kurulması uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, bozma kararında belirtilen hususlara uygun şekilde hüküm kurmaması, tüm dava konusu parsellerin durumunu belirlememesi, idari yoldan düzeltme yapılan parseller hakkında karar vermemesi ve davacının ıslah dilekçesini dikkate almaması usul ve yasaya aykırı görülerek hüküm bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM

Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Davacı, 12 adet (... köyü 211; ... Köyü 211, 212, 213, 214, 215, 216, 217, 219, 220, 223 ve 224 parsel sayılı) taşınmazın tapu kaydında "Müslüm oğlu ..."; ... Köyü 533 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında " ..." olarak yazılı tapu kayıt maliki ile dedesi olan muris "... oğlu ..."'ın aynı kişiler olduğunun tespitini istemiş, aşamada tapu kaydının anılan şekilde düzeltilmesini de talep etmiştir.

Davalı, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, ... köyü 214 parsel bakımından anılan parselin bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine; ... ve ... köyündeki parseller bakımından iddianın sabit olduğu gerekçesi ile düzeltme hükmü kurmak suretiyle davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece “...Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlanarak ... köyü ve ... köyünde bulunan 11 adet taşınmaz yönünden davanın kabul edilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Ne var ki; davacının dava dilekçesinde veya yargılama sırasında ıslah ile düzeltmeye ilişkin bir istemi bulunmadığı halde, mahkemece 6100 sayılı HMK. nun 26. maddesine aykırı şekilde talep aşılarak düzeltme hükmü kurulması doğru olmadığı gibi dava konusu ... köyü 211 parsel sayılı taşınmaz hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi (dava konusu olmayan ... köyü 214 parsel hakkında karar verilmesi) de isabetsizdir. Öte yandan; dava konusu ... Köyünde bulunan 224 parsel sayılı taşınmazın dava tarihinden önce (25.12.1978 tarihinde) ifraz işlemine tabi tutularak 269 ve 270 parsel sayılı taşınmazların oluştuğu, bunlardan 269 parsel davacının mirasbırakanı, 270 parsel ise Hazine adına tescil edildiği halde kaydı kapanan ve hukuki varlığını yitiren eski parsel üzerinden hüküm kurulması da doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda ... Mahallesi ... mevki 211 parsel ve ... Mahallesi eski parsel numarası 224 parsel olan ve ifraza tabi olup ... Mahallesi 269 ve 270 parsele dönüşen parseller yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

Hemen belirtilmelidir ki, mahkemenin bozma kararına uymasıyla davanın artık bozmada gösterilen yön, kapsam ve sınırlar çerçevesinde sonuçlandırılacağı; başka bir ifadeyle, bozmaya uyulmakla taraflar yararına usulî kazanılmış hak oluşacağı ve mahkemenin uyulan bozma kararının gereklerini yerine getirmekle yükümlü hale geleceği tartışmasızdır.

Öte yandan, 6100 sayılı HMK 297/2. maddesinde düzenlendiği üzere (1086 sayılı HUMK’nun 388/son md.) hüküm sonucu kısmında; “istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Yasa maddesinin bu açık hükmünün sonucu olarak, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.

Somut olayda, ... Mahallesi (eski ... Köyü) 211 parsel sayılı ve ... Mahallesi 270 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmesi ve reddine karar verilen parseller yönünden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

Ne var ki, bozma ilamında 11 parça taşınmaz için kabul hükmünün kural olarak doğru olduğu vurgulanmış ve kurulan hükümdeki sorunlu yönler detaylı olarak açıklanmış olmasına rağmen, mahkemece infazda sorun yaratacak şekilde bozma sonrası verilen kararda hüküm tekrarı yapılmaması ve dava konusu taşınmazlardan 224 parsel sayılı olanının ifrazı sonucu oluşan 269 parsel sayılı taşınmazın kayıt maliki olarak görünen “Müslüm oğlu ...” isminin 17.12.2014 tarihinde davacıların talep ettiği şekilde “... oğlu ...” olarak düzeltilmesine rağmen 269 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmemesi isabetli değildir.

Hal böyle olunca, mahkemece dava konusu olan tüm taşınmazlara ait güncel tapu kayıtlarının getirtilmesi, idari yoldan düzeltme yapılan taşınmazlar yönünden davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, diğer taşınmazlar yönünden ise davacının 18.06.2019 tarihli ıslah dilekçesi gözetilerek tapu kaydının düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.

Davacı vekilinin değinilen yön itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.