Logo

1. Hukuk Dairesi2020/3185 E. 2022/98 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakandan davalıya yapılan taşınmaz satışının muris muvazaası olup olmadığına ilişkin tapu iptali ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, mirasbırakanda mal kaçırma amacının bulunduğunu ispatlayamamaları ve kanun yolu aşamasında ileri sürülen ehliyetsizlik iddiasının incelenmesine gerek olmaması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 11/01/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat gelmedi. Temyiz edilen davalı vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakanları ...’un maliki olduğu 36 parsel sayılı taşınmazdaki payını 20/05/2010 tarihinde davalı kardeşi Bekir’e satış göstererek temlik ettiğini, yapılan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu, devir sonrası davalının mirasbırakana vasi olarak atandığını, gerçek bedel ile gösterilen satış bedeli arasında fahiş fark bulunduğunu ileri sürerek, devre konu payın tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı, satışın gerçek olduğunu, aynı resmi senette diğer kardeşinin payını satın aldığı gibi farklı bir kardeşinin de alıcı olarak yer aldığını, müsrif olan mirasbırakan kardeşinin o dönem başka taşınmazlarını da satılığa çıkardığını, 2009 yılında emekli olup ikramiye alması ve taşınmazlarının bulunması nedeniyle alım gücünün olduğunu, davacıların en baştan beri satışı bildiğini, kendisinin vasi olarak atanmasının satıştan çok sonra olduğunu ve temlik ile ilgisinin bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İmamoğlu Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/06/2019 tarihli ve 2017/337 E., 2019/192 K. sayılı kararıyla; temlikin mirastan mal kaçırma amacıyla yapılmadığı, mirasbırakanın yeşil kart sahibi olabilmek için devri yaptığı, bu durumda muris muvazaasından bahsedilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davacılar vekili, yapılan devrin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, mirasbırakanın zeka geriliğinden yararlanılarak işlemin yapıldığını ve temlik tarihinde ehliyetli olup olmadığı araştırılmadan karar verildiğini, tanık ...’un beyanlarına dayanılarak karar verilmesinin hatalı olduğunu, mirasbırakanın mal satmaya ihtiyacı olmadığını, delillerin hatalı takdir edildiğini, vekalet ücretinin yanlış hesaplandığını ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 20/04/2020 tarihli ve 2019/1828 E., 2020/487 K. sayılı kararıyla; temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun kanıtlanamadığı, bu nedenle davanın reddine karar verilmesinin doğru olduğu, ne var ki davacıların miras paylarının değeri üzerinden davalı

yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken taşınmazın tamamı üzerinden fazla vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.2 maddesi gereğince hükmün ortadan kaldırılmasına ve vekalet ücreti yönünden düzeltilerek yeniden davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili, annelerinden boşanan mirasbırakanın kızgınlık duygusu ile kardeşine mal kaçırdığını, tanık beyanları ile iddiaların kanıtlandığını, gösterilen bedel ile gerçek bedel arasında fahiş fark bulunduğunu, davalı tanık beyanlarının kendi içerisinde çeliştiğini, tanıklardan ...’un yargılama sırasında davacı sıfatı alması nedeniyle beyanlarının hükme esas alınamayacağını, temlik tarihinde mirasbırakanın ehliyetli olup olmadığına ilişkin Adli Tıp Kurumundan rapor alınmadan karar verildiğini ileri sürerek, hükmün bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. HMK’nın 140/3. fıkrasında; " Ön inceleme duruşmasının sonunda, tarafların sulh veya arabuluculuk faaliyetinden bir sonuç alıp almadıkları, sonuç alamadıkları takdirde anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanakla tespit edilir. Bu tutanağın altı, duruşmada hazır bulunan taraflarca imzalanır. Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür. "

3.2.2. HMK’nın 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.",

3.2.3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." hükümlerine yer verilmiştir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, dava dilekçesinin içeriği ve (3.2.1.) paragrafında belirtilen yasal düzenleme gereğince eldeki davada muris muvazaası hukuksal nedenine dayanıldığı, kanun yolu aşamasında ileri sürülen ehliyetsizlik iddiası yönünden inceleme yapılması gerekmediği, (3.2.2.) ve (3.2.3.) paragraflarında yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca ispat yükü kendisinde olan davacıların iddialarını -mirasbırakanın mal kaçırma amacını- kanıtlayamadıkları gözetilerek yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalı vekili için 3.815,00-TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacılardan alınmasına, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 11/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.