Logo

1. Hukuk Dairesi2020/3372 E. 2022/211 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında yaptığı temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olup olmadığına ilişkin tapu iptali ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın başka taşınmazlarının da bulunması, davacılarla arasında kötü bir ilişkisinin olmadığı ve temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığına dair yeterli delil bulunmadığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istekli dava sonunda Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 23/09/2020 tarihli 2020/631 Esas 2020/696 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davacılar Nezahat, Nezihat ve Yaşar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 13/01/2022 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı ... vekili Avukat ... ... ve davalı ... vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, ortak mirasbırakanları ...’ın 3177 parsel sayılı taşınmazdaki payını dava dışı ... ...’a, ...’in de mirasbırakanın gelini olan davalı ...’a satış suretiyle temlik ettiğini, ...’in de devraldığı payın yarısını üzerinde bırakarak diğer yarısını mirasbırakanın oğlu olan diğer davalı ...’e devrettiğini, temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, miras payları oranında iptal tescil isteğinde bulunmuşlardır.

II. CEVAP

1.Davalı ..., mirasbırakanın sağlığında tüm mirasçılar arasında hak dengesini gözetir fiili taksim yaptığını, 3591, 2375, 14 parsel sayılı taşınmazları tüm çocuklarına eşit olarak taksim ettiğini, 4279 parsel sayılı taşınmazı ise davacıların mirasbırakanı Kasım ile diğer oğlu ...’ye verdiğini, mirasbırakanın amacının mal kaçırma olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

2.Davalı ..., mirasbırakanları İsmail’e ait dava konusu 3177 parsel sayılı taşınmaz ile mirasbırakanları ...’ye ait dava dışı 4279 parsel sayılı taşınmazların, mirasbırakanlarca tüm mirasçılara fiilen taksim edildiğini, bu taksimata göre dava dışı 4279 parsel sayılı taşınmazın davacıların mirasbırakanı Kasım ve mirasbırakanın diğer oğlu ...’ye, 3177 parselin ise kendi ve diğer kardeşi Necmi’ye verildiğini, bu paylaşıma göre yerleri kullandıklarını, mirasbırakanın iradesinin taşınmazları paylaştırmak olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, mirasbırakanın dava konusu taşınmaz dışında adına kayıtlı bir çok taşınmazı bulunup, hiç bir mirasçısı ile arasının kötü olmadığı, temlikin mirasçılardan mal kaçırmaya yönelik olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davalı tanık beyanlarının çelişkili olduğunu, mirasbırakanın çekişme konusu taşınmazdaki payını önce dava dışı ... ...’a devrettiğini, ...'in de temlik aldığı payı mirasbırakanın gelini olan davalı ...’e devrettiğini, ...’in devraldığı payın yarısını üzerinde bırakarak, diğer yarısını mirasbırakanın oğlu olan diğer davalı ...’e devrettiğini, temliklerdeki amacın mirasçılardan mal kaçırmak olduğunu, paylaşım karşılığı kendi mirasbırakanları Kasım ile dava dışı kardeş ...’ye verildiği savunulan diğer mirasbırakanları ...’ye ait dava dışı 4279 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının kamulaştırıldığını, kamulaştırılma bedelinin tüm mirasçılara eşit şekilde ödendiğini, kalan kısmın ise mirasbırakan ...’nin ölümü ile tüm mirasçılarına intikal ettiğini, davalıların bu taşınmazdaki miras haklarından vazgeçmediğini, bu durumda mirasbırakanın tüm mirasçılarını kapsar ve hak dengesini gözetir şekilde paylaştırma yaptığını söyleyebilme olanağı olmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını istemişlerdir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesince, mirasbırakana ait taşınmazlardan bir kısmının mirasçıların da oluru ile taksim edildiği, mirasbırakana ait temlik dışı bir çok taşınmaz bulunduğu, mirasbırakanın davacılardan mal kaçırmasını gerektirecek bir nedeninin bulunmadığı, temliklerin mal kaçırmak amacıyla yapıldığı iddiasının kanıtlanamadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, davacıların istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-1 bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuş, davacılardan ... temyiz isteğinden feragat etmiştir.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı tanık beyanlarının çelişkili olduğunu, mirasbırakanın çekişme konusu taşınmazdaki payını önce dava dışı ... ...’a devrettiğini, ...'in de temlik aldığı payı mirasbırakanın gelini olan davalı ...’e devrettiğini, ...’in devraldığı payın yarısını üzerinde bırakarak, diğer yarısını mirasbırakanın oğlu olan diğer davalı ...’e devrettiğini, temliklerdeki amacın mirasçılardan mal kaçırmak olduğunu,paylaşım karşılığı kendi mirasbırakanları Kasım ile dava dışı kardeş ...’ye verildiği savunulan diğer mirasbırakanları ...’ye ait dava dışı 4279 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının kamulaştırıldığını, kamulaştırılma bedelinin tüm mirasçılara eşit şekilde ödendiğini, kalan kısmın ise mirasbırakan ...’nin ölümü ile tüm mirasçılarına intikal ettiğini, davalıların bu taşınmazdaki miras haklarından vazgeçmediğini, bu durumda mirasbırakanın tüm mirasçılarını kapsar ve hak dengesini gözetir şekilde paylaştırma yaptığını söyleyebilme olanağı olmadığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemişlerdir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1.Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.

Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237., (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

3.2.2. Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ile durumun aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

Öte yandan, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığını ispat külfeti 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesi gereği davacı tarafa aittir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (III.) no.lu bendinde yer verilen İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesine, kararın (IV./3.) no.lu bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesine göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle davacılar Nezahat, Nezihat ve Yaşar vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, 20.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalı ... vekili ile ... vekili için 3.815.00’şer TL duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 13/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.