"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, Yerel Mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli, asli müdahil vekili tarafından da süresinde temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 11.01.2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı ... vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden asli müdahil ... ... ve diğerleri gelmedi, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, paydaşı oldukları 267 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakanları ...'dan irsen intikal ettiğini, taşınmazın satışı için davalılardan ...'a vekaletname verdiklerini, davalı ...'ın taşınmazı kötü niyetli olarak diğer davalı ... ...'na düşük bir bedelle devrettiğini, bir bedel ödenmediğini, devrin muvazaalı olduğunu ve diğer paydaşlar tarafından önalım davası açıldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adlarına tesciline, önalım davasında Mahkeme tarafından belirlenecek olan önalım bedelinin de kendilerine ödenmesine karar verilmesini istemişler, aşamada dava konusunu asli müdahil ...’a devrettiklerini beyan etmişlerdir.
II. CEVAP
1. Davalı ..., taşınmazı 780.000,00 TL bedelle satın aldığını, taşınmazın değerinin yüksek olması nedeniyle satışın yapıldığı sırada tapu müdürü tarafından davacıların telefonla arandığını, işleme muvafakatlarının olup olmadığının ve vekaletnamenin geçerli olup olmadığının sorulduğunu, daha sonra satış işleminin gerçekleştirildiğini, davacıların tapu iptali ve tescil taleplerinin haksız ve kötü niyetli olduğunu bildirip, davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı ..., devir sırasında nakit para almadığını, davacıların borçları olduğunu, bu borçları ...'ın ödediğini, bu şekilde taşınmaz bedelinin ... tarafından ödenmiş olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 03/05/2012 tarihli ve 2009/220 E., 2012/320 K. sayılı kararıyla; davalı ...’nin para ödediği savunmasını kanıtlayamadığı, aksinin banka kayıtları ile sabit olduğu, diğer davalı ...’in para almadığını açıkça beyan ettiği gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 125. maddesi gözetilerek davanın kabulü ile tapu kaydının iptaline ve müdahil ... adına tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 18/02/2014 tarihli ve 2013/3918 E., 2014/3474 K. sayılı kararıyla; "...davacıların, ... ile yapmış olduğu temlikname, Borçlar Kanunu'nun 162 ve devam eden maddelerinde öngörülen "alacağın temliki" niteliğinde kabul edilemez. Anılan yasal düzenlemelerde öngörülen ve devri mümkün olan hak bir alacağa ilişkindir. Oysa; eldeki davada yapılan temlikin koşulların gerçekleşmesi halinde mülkiyetin nakline ilişkin olduğu açıktır. Böylesine taşınmazların mülkiyetinin devrini öngörecek nitelikte yapılan temliknamenin yasal olduğunu da söyleyebilme olanağı yoktur. Bu nedenle, temlik alan ...'ın davada yasal açıdan sıfatının varlığı da kabul edilemez. Hal böyle olunca, davalının davayı takip ettiği ve davacıların da davadaki sıfatının devam ettiği gözetilerek, davacılar bakımından yukarıda belirtilen ilke ve olgular çerçevesinde işin esasının incelenmesi, taşınmaz başında keşif yapılıp taşınmazın değerinin belirlenmesi, toplanan ve toplanacak tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. " gerekçesiyle bozulmuştur.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 10/06/2015 tarihli ve 2015/202 E., 2015/232 K. sayılı kararıyla; vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasının kanıtlandığı gerekçesiyle davacılar... ve ... yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ile müdahil ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Bozma Kararı
Dairenin 22/05/2019 tarihli ve 2016/752 E., 2019/3253 K. sayılı kararıyla; " ...Hemen belirtmek gerekir ki, çekişmeli taşınmazın da dava konusu olduğu ... tarafından eldeki dosyanın davacılarına karşı açılan tapu iptal ve tescil istekli Manavgat 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/984 Esas sayılı dosyasında görülen davada taraflar arasında düzenlenen sulh protokolü doğrultusunda davanın kısmen kabulüne, 267 parsel yönünden ise şarta bağlı hüküm kurulamayacağından davanın reddine karar verilmiş ve bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olup eldeki davada temlik alan ...'ın davada yasal açıdan sıfatının varlığı da kabul edilemeyeceğinden Mahkemece ... yönünden davanın kabulüne karar verilmemesinde bir isabetsizlik yoktur. ...’ın temyiz itirazları yerinde olmadığından reddine. Davalı ...’ın temyiz itirazlarına gelince; ...Somut olayda davacılar, 01.12.2012 tarihli dilekçe ile taşınmazın dava dışı kişilere ait olduğunu, kendilerine emaneten devredildiğini, dava dışı kişilerin davalı ... ile 304 parsel sayılı taşınmazın devri için anlaştıklarını, vekaletnamenin de bu nedenle verildiğini ancak davalı ...’nin 267 parseli de adına tescil ettirdiğini ileri sürmüşler, davalı ... ise dava dışı 304 parsel sayılı taşınmazın satışından elde edilen bedel ile dava konusu taşınmazdaki ipoteğin terkin edildiğini bildirmiş, dosyada mübrez 11.05.2009 tarihli Yapı Kredi Bankası cevabi yazısında 267 parseldeki ipoteğin 304 parselin alıcısı tarafından 583.000 USD ve 175.000-TL ödenmesi sonucunda kaldırıldığı belirtilmiştir. Öte yandan, tanık anlatımları ve özellikle davacı tanığı olarak dinlenen ...’nın beyanlarından temlikin iradi olduğu, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddasının kanıtlanamadığı sonucuna varılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. " gerekçesiyle bozulmuş, davacılar vekili ile müdahil vekilinin karar düzeltme istemleri Dairenin 06/01/2020 tarihli ve 2019/4303 E., 2020/19 K. sayılı kararıyla reddedilmiştir.
6. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 06/03/2020 tarihli ve 2020/22 E., 2020/69 K. sayılı kararıyla; 22/05/2019 tarihli bozma ilamında belirtilen gerekçe benimsenmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
7. Temyiz Nedenleri
7.1. Davacılar vekili, delil olarak celp edilen Manavgat 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/300 Esas sayılı dava dosyası içindeki deliller incelenmediğinden maddi olayların değerlendirilmesinde maddi hataya/yanılgıya düşüldüğünü, taraf lehine kazanılmış hak oluşmayacağını, davalı ...’nin satın alma gücü bulunmadığını, delillerin takdirinde hataya düşüldüğünü, tanık Mustafa’nın beyanlarında dava dışı 304 sayılı parselle ilgili anlaşma yapıldığının gözden kaçırıldığını, hukuki nitelendirmede hata yapıldığını, devrin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, hükmün bozulmasını istemiştir.
7.2. Müdahil vekili, bozma ilamının azledilen vekiline tebliğ edildiğini, savunma hakkının kısıtlandığını, 18/02/2014 tarihli bozma ilamında belirtilen araştırmalar yapılmadan karar verildiğini, ipoteğin kaldırılması için ödendiği savunulan bedel ile devir bedeli gözetildiğinde savunmanın temelsiz kaldığını, delillerin değerlendirilmesinde hataya düşüldüğünü, kazanılmış hak oluşmayacağını ileri sürerek, hükmün bozulmasını istemiştir.
8. Gerekçe
8.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.
8.2. İlgili Hukuk
8.2.1. 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.",
8.2.2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.",
hükümlerine yer verilmiştir.
8.2.3. " ...Burada belirtilen maddi yanılgı kavramından amaç; hukuksal değerlendirme ve denetim dışında, tamamen maddi olgulara yönelik, ilk bakışta yanılgı olduğu açık ve belirgin olup, her nasılsa inceleme sırasında gözden kaçmış ve bu tür bir yanlışlığın sürdürülmesinin kamu düzeni ve vicdanı yönünden savunulmasının mümkün bulunmadığı, yargılamanın sonucunu büyük ölçüde etkileyen ve çoğu kez tersine çeviren ve düzeltilmesinin zorunlu olduğu açık yanılgılardır. ‘’(YHGK’nun 07/10/2021 tarihli ve 2017/4-1337 E., 2021/1184 K. )
8.3. Değerlendirme
( IV/5. ) paragrafında yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak ve özellikle; celp edilen tüm delillerin hem temyiz hem de karar düzeltme aşamasında değerlendirildiği, yapılan hukuksal değerlendirmenin maddi hata olarak nitelendirilemeyeceği ve haliyle usuli kazanılmış hakkın istisnasını oluşturmayacağı, davacı tarafın iddialarını TMK’nın 6. ve HMK’nın 190. maddeleri uyarınca kanıtlayamadığı, müdahil vekilinin bozma ilamına karşı duruşma sırasında beyanda bulunduğu, savunma hakkının kısıtlanmadığı gözetilerek, yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacılar vekili ile asli müdahil vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalı ... vekili için 3.815,00-TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacılar ve asli müdahilden alınmasına, aşağıda yazılı 26,30’ar TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılar ile asli müdahilden ayrı ayrı alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.