Logo

1. Hukuk Dairesi2020/3667 E. 2022/67 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın vesayet altında bulunduğu dönemde taşınmazlarını devretmesi nedeniyle mirasçıların tazminat isteminde bulunması.

Gerekçe ve Sonuç: Vesayet altındaki kişinin taşınmaz devrinin vesayet makamının iznini gerektirmesi ve mirasbırakanın vesayet altında olduğu dönemde yapılan devir işlemlerinin yolsuz olması gözetilerek yerel mahkemenin tazminata hükmeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT

Taraflar arasındaki tazminat davası sonunda Çorlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 19/06/2020 tarih 2019/129 Esas 2020/117 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davalı tarafça duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 10.01.2022 Pazartesi günü saat 9.40 da daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, vesayet altında bulunan mirasbırakan ...’in dava konusu 16 parça taşınmazdaki paylarının, mirastan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak davalıların mirasbırakanı olan oğlu ...’a temlik edildiğini, bir kısmının da 3. kişilere satıldığını, vesayet altında bulunan tapu kayıt maliki mirasbırakanın paylarının hukuka aykırı şekilde devredilmesi nedeniyle ...’nin haksız bir biçimde zenginleştiğini, davalıların da mirasçı olarak ...’nin bu haksız zenginleşmesinden sorumlu olduklarını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile söz konusu taşınmazların dava tarihindeki değeri olan 10.000 TL'nin faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar, davanın zamanaşımına uğradığını, sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için gerekli şartların gerçekleşmediğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen kararın davacı tarafından temyizi üzerine Dairenin 14/05/2014 tarih 2014/3091 Esas 2014/9887 Karar sayılı kararıyla; “… Dosya içeriği ve toplanan delillere, hükmün dayanağı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle; 11 adet (276,331,334,389,681,769,1009, 1192,1195,1202 ve 1205 parsel sayılı) taşınmaza yönelik taksim sözleşmesinin 3. kişi vekil marifetiyle yapıldığı ve davalıların murisi ... adına kayıtlanmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Davacının 5 adet (272,684,766,980,987 parsel sayılı) taşınmaz yönünden temyiz itirazlarına gelince; çekişme konusu 5 adet taşınmaz taksim sözleşmesi ile davalıların murisi ... adına yazılmıştır. ...'ın 03.07.2006 tarihinde öldüğü geriye mirasçı olarak davalılar ikinci eşi ... ile ...'den olma çocukları ... ile dava dışı ilk eşi...'dan olma çocuğu ...'i bıraktığı kayden sabittir. Bu durumda mirasçıları arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğundan davanın tüm mirasçılarına yöneltilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Diğer taraftan, miras bırakan ...'in Çorlu Sulh Hukuk Mahkemesinin 30.12.1991 tarih 1991/472-888 kararı ile hacir altına alındığı ve kendisine eldeki davanın davacısı ...'ın vasi olarak atandığı görülmektedir... miras bırakanın vesayet altında bulunduğu dönemde vasisinin katılması olmaksızın vekâletname düzenlendiği ve bu vekâletname ile çekişme konusu taşınmazların temlik edildiği mirabırakanın kısıtlılık halinin devam etmediği, kısıtlılık kararının kaldırıldığı da savunulmadığına göre tescillerin yolsuz olduğu tüm dosya kapsamı ile sabittir. Hal böyle olunca; öncelikle davanın veraset ilamında bulunan ... mirasçılarından ...'e (ölü ise mirasçılarına) yöneltilmesi suretiyle taraf teşkilinin sağlanması ve ondan sonra işin esasına girilerek taraf delillerinin toplanıp yukarıda değinilen ilkeler ve saptamalar nazara alınarak hasıl olacak sonuç çerçevesinde 5 adet (272,684,766,980,987 parsel sayılı) taşınmaz yönünden bir karar verilmesi gerekirken değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesiyle karar bozulmuş; Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında, davalıların mirasbırakanı ...’ın dava dışı mirasçısı ... davaya dahil edilmiş; davacı 06/05/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile toplam 257.632,00 TL’den ¼ miras payına isabet eden değerin 64.408,00 TL olduğunu belirterek, bu miktar üzerinden talebini ıslah etmiş; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, 272, 980, 987, 766 ve 684 parsel sayılı taşınmazların tescillerinin yolsuz olduğu gerekçesi ile bu parseller yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalı tarafça temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 19/02/2019 tarih 2015/18147 Esas 2019/1085 Karar sayılı kararıyla; “...Hemen belirtilmelidir ki, hükmüne uyulan bozma ilamında gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalılar vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde olmadığından reddine... Hal böyle olunca, bozma kararından sonraki ıslah isteğinin reddedilmesi ve dava dilekçesindeki istekle bağlı kalınarak karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı biçimde karar verilmiş olması isabetsizdir. Kabule göre de, dava konusu 272, 980, 987, 766 ve 684 parsel sayılı taşınmazlarda mirasbırakanın 1/3’er paylarının olduğu ve bu payların devredildiği, keşif sonucu beş adet taşınmazın toplam değerinin 257.632 TL olarak belirlendiği, mirasbırakan tarafından devredilen kısmın değerinin ise 85.877.33 TL’ye tekabül ettiği, bu miktar üzerinden davacının payına düşen değerin ise 21.469,33 TL olmasına rağmen mahkemece fazla miktarda tazminata hükmedilmesi de doğru değildir...Yerel mahkeme kararı, bozma kararı ile birlikte ortadan kalkıp hukuki geçerliliğini yitirmekte olup, bozulan karar sonraki kararın eki niteliğinde değildir. Bu nedenle bozma kararına uyulduktan sonra kurulacak yeni hüküm HMK' nin 297. maddesine uygun olarak oluşturulmalıdır. Bu nedenle somut olayda, mahkemenin bozmadan sonra verdiği kararın hüküm fıkrasında yer alan ve bozmaya konu yapılmayan kısım yönüyle de (11 det taşınmaz yönünden) ilk hükümdeki gibi karar tesis etmesi gerekmektedir. Mahkemece HMK' nin 297. maddesi gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen karar

Mahkemenin 19/06/2020 tarihli ve 2019/129 E., 2020/117 K. sayılı kararıyla; bozma ilamında belirtilen gerekçe benimsenmek suretiyle, dava konusu 272, 684, 766, 980, 987 parsel sayılı beş parça taşınmaz yönünden davanın kabulü ile dava dilekçesindeki taleple bağlı kalınarak tazminata hükmedilmiş, dava konusu diğer taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı tarafça temyiz isteminde bulunulmuştur.

5. Temyiz Nedenleri Özetle

Kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu 5 parça taşınmazın tescilinin yolsuz olduğu gerekçesiyle bu taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verildiğini, ancak eksik inceleme yapıldığını, zira mirasbırakanın kısıtlandığına ilişkin vesayet dosyasının getirtilmediğini, vasinin görevinin vekaletname verildiği anda devam edip etmediğinin incelenmesi gerektiğini, vekaletle birlikte alınan sağlık raporuna göre mirasbırakanın tasarruf ehliyetini haiz olduğunun anlaşıldığını, böyle birinin kısıtlı olmasının düşünülemeyeceğini, davacının bir an için vasi olduğu kabul edilse dahi, işlemin yapıldığı sıralarda davacının bir yıldan uzun süreli ceza aldığını, vesayeti ifa edecek durumda olmadığını, işlem sırasında davacının vasi olmadığının buradan anlaşıldığını, o nedenle davacının işleme katılmasının mümkün olmadığını, bu yönde de araştırma yapılmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tazminat istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. Türk Medeni Kanunu’nun 448. maddesi uyarınca vesayet dairelerinin yetkilerine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla vasi, vesayet altındaki kişiyi bütün hukuki işlemlerinde temsil eder. Aynı Kanun’un 451. maddesi gereğince vesayet altındaki kişi, vasinin açık veya örtülü izni veya sonraki onamasıyla yükümlülük altına girebilir.Yine aynı Kanun’un 462/1. maddesi gereğince de taşınmazların alımı, satımı, rehnedilmesi ve bunlar üzerinde başka bir ayni hak kurulması vesayet makamının iznini gerektirmektedir.

6.2.2. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2.maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemesine yer verildiği açıktır.

6.2.3. Yine 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun taleple bağlılık ilkesini düzenleyen 26. maddesinin 1. fıkrasında, “ Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmü getirilmiştir.

6.3. Değerlendirme

( IV/2. ) paragrafında yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. ... mirasçıları olan davalılar vekilinin hükmü temyizinin, elbirliği mülkiyet hükümleri ve zorunlu dava arkadaşlığı kuralları gözetildiğinde, dahili davalı ...’a da sirayet edeceği benimsenmiştir.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davalı tarafın yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 512,32-TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı taraftan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 10/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.