Logo

1. Hukuk Dairesi2020/3764 E. 2022/71 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, okuma yazma bilmemesinden faydalanılarak hile yoluyla taşınmazının önce eşinin oğlu adına tescil edildiğini, sonrasında ise tamamen eşine devredildiğini ve eşinin de bu taşınmazı muvazaalı olarak diğer davalılara devrettiğini iddia ederek tapu iptali ve tescil davası açmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının taşınmaz devri sırasında düzenlenen satış aktlerinde ve dava vekaletnamesinde "okudum" yazdığı ve imzaladığı, dolayısıyla okuma yazma bilmemesinden faydalanılarak hile yapıldığı iddiasının ispatlanamadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : KAYSERİ BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 17/09/2020 tarih 2020/276 Esas 2020/341 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; 10/01/2020 Pazartesi günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ...... ile temyiz edilen davalı ... ... vekili Avukat ... ...... ve davalı ... vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, davalılardan ... ile 31.08.2000 tarihinde, ... Mahallesinde bulunan evin ziynet olarak kendisine devredileceği vaadi ile evlendiğini, davalı ... ile müşterek çocukları bulunmayıp davalının önceki evliliğinden çocukları bulunduğunu, vaad edilen taşınmazın verilmediğini, babasının ölümü ile miras kalan bir miktar para ile ev almak istediğini, ancak davalı eşi ...’nin bağ almanın daha uygun olacağını söylemesi üzerine dava konusu 527 parsel (yeni 11110 ada 37 parsel) sayılı taşınmazın alım işlemlerine başlandığını, anılan taşınmazın tamamının kendi üzerine alındığını zannederken uzun bir süre sonra bu taşınmazın yalnızca ½ payının kendisi adına, ½ payının ise davalı eşi ...’nin dava dışı oğlu ... ... adına tescil edildiğini öğrendiğini, taşınmazın tamamının kendisi adına olması gerekirken, okuma-yazma bilmemesinden yararlanıldığını ve hileyle kandırılması sonucu yarısının kendisi adına tescil ettirildiğini, taşınmaz üzerine bağ evi yaptırdıklarını, bilahare davalı eşinin tekrar kandırarak tapuya götürdüğünü ve ... Mahallesindeki evi üzerine yapacağını söyleyip bu evle ilgili ölünceye kadar bakma sözleşmesi imzalatıp, dava konusu taşınmazın tamamını üzerine geçirdiğini, yapılan işlemden bihaber olarak taşınmazın tamamını davalı eşine devrettiğini, davalı eşine güvendiğini ve ...’daki evin kendisine devredildiğini zannederek evrak imzaladığını, davalı eşinin bilahare dava konusu taşınmazı avukatı olan davalı ...’e, onun da davalı eşinin arkadaşı olan davalı ...’a muvazaalı olarak devrettiğini, bütün bu işlemleri yeni öğrendiğini ileri sürerek dava konusu 11110 ada 37 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ..., zamanaşımı süresinin geçtiğini, davacı ile 31/08/2000 tarihinde evlendiklerini, 12/05/2010 tarihinde Kayseri 8. Noterliğinin 17348 yevmiye no’lu ölünceye kadar bakma sözleşmesini yaptıklarını, ancak davacının bakım görevini yerine getirmediği gibi nafaka davası açtığını, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptali için Kayseri 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/260 Esas sayılı dosyası üzerinden açtığı davanın kabulle sonuçlandığını, iddiaların asılsız olduğunu, dava konusu taşınmazı evlilik birliği içinde satın aldığını, bilahare taşınmazı satmak istediğini çevreye duyurduğunu ve avukatının da alabileceğini söylediğini, davacının 2015/260 Esas sayılı dosyadaki beyanından durumu bildiğinin anlaşıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı ..., zamanaşımı süresinin geçtiğini, dava konusu taşınmazı yatırım amaçlı satın aldığını, satış bedelinin bir kısmını birikimleriyle, bir kısmını da borç bularak ödediğini, borçlarını zamanında ödeyemeyince taşınmazı satmaya karar verdiğini, tapu kaydına güvenen iyiniyetli 3. kişi olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

Davalı ..., zamanaşımı süresinin geçtiğini, tapu kaydına güvenen iyiniyetli 3. kişi olduğunu, taşınmazı bedelini ödemek suretiyle satın aldığını, taşınmaz üzerindeki evi kendisinin yaptırdığını, bütün emlak vergilerini ödediğini, taşınmazı edindiği tarihten itibaren tasarruf ettiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Kayseri 8. Asliye Hukuk Mahkemesince, davacıya babasından miras kalan para ile taşınmazın alındığı iddiasının ispatlanamadığı, taşınmazın alındığı tarih itibarıyla kaydının kimin üzerine yapıldığının davacı tarafından bilinmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, son kayıt maliki davalı ...’ın da tapu kaydına güvenen iyiniyetli 3. kişi olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davalıların soyut beyanlarına itibar edilerek davanın reddine karar verildiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın davacının babasından miras kalan para ile satın alındığını, bu taşınmazın yarı hissesinin davalı ...’nin oğlu olan olan ... ... üzerine yapıldığını davacının uzun süre sonra öğrendiğini, davacının okuma yazması olmadığını, 2018 yılında okuma yazma belgesi aldığını, okuma yazma bilmemesinden faydalanan eşi davalı ...’nin bu taşınmazın yarısını davacı üzerine yaptırdığını, daha sonra davalı ...’nin yine davacının okuma yazma bilmemesinden faydalanarak ve dava dışı oğlundan davacı adına vekalet alarak taşınmazın tamamını üzerine geçirdiğini, bilahare davalı ...’nin bu taşınmazı muvazaalı olarak avukatı olan davalı ...’e, onun da yine davalı ...’nin umre arkadaşı olan davalı ...’a devrettiğini, davalıların iyiniyetli olduklarının ispatlanmadığını, davalı ...’nin yine muvazaalı olarak dava dışı başka bir taşınmazı da avukatı olan davalı ...’e, onun da muvazaalı olarak davalı ...’nin dava dışı kızı ...’ye devrettiğini, bu hususta yeterli araştırma yapılmadığını, davalılar arasında tanışıklık sözkonusu olduğunu, davalı ... ile davalı ...’ın birlikte umreye gittiklerine ilişkin fotoğraflar bulunduğunu, dava konusu taşınmazı davalı ...’nin kullandığını, Kayseri 6. Aile Mahkemesinin dosyasında tebligatın davalı ...’ye sözkonusu taşınmaz adresinde yapıldığını, dava konusu taşınmaz üzerinde bir bağ evi yaptırıldığının ve davacı ile davalı ...’nin bu bağ evinde bir süre yaşadıklarının davalı tanık beyanlarıyla da sabit olduğunu, davalı ...’ın yaptırdığı ve burada yaşadığı şeklindeki savunmanın asılsız olduğunu belirterek istinaf incelemesinin duruşmalı yapılarak İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 17/09/2020 tarih 2020/276 Esas 2020/341 Karar sayılı kararıyla; davanın, hile hukuksal nedenine ve ikinci el davalı ... ile son kayıt maliki davalı ...’a yapılan satışlar bakımından muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, her ne kadar davacı tarafından okuma yazma bilmediği, davalı eşi ... tarafından kandırılarak taşınmazın önce 1/2’sinin eşinin oğlu ... ... adına alındığı, daha sonra yine okuma yazma bilmemesinden faydalanılarak taşınmazın tamamını davalı eşinin kendi üzerine geçirdiği iddia edilmiş ise de, davacının taşınmazın 2001 yılındaki satış aktinde asaleten hareket ettiği ve satış aktine okudum yazdığı, yine taşınmazın davalı ...’ye devrine ilişkin 2010 tarihli satış aktinde davacının kendi adına asaleten, diğer paydaş ... ... adına vekaleten işlem yaptığı ve yine okudum yazmak suretiyle imzaladığı, davacının eldeki davada vekiline verdiği dava vekaletnamesini de okudum yazarak imza ettiği, davacının okuma yazma bilmemesinden faydalanılarak hileyle taşınmazın devir işlemlerinin yapıldığı yönündeki iddianın ispatlanamadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle HMK’nin 353/1-b-1. maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalıların soyut beyanlarına itibar edilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, işlem tarihlerinde davacının okuma yazma bilmediğinin sunulan 2018 tarihli belgeden anlaşıldığını, vekaletname düzenlenirken davacının önüne okudum yazılı bir kağıt konulduğunu ve aynısını çizdiğini, davacının okuma yazma bilmediğinin davacı tanık beyanlarıyla da sabit olduğunu, dava konusu taşınmazın davacının babasından miras olarak kalan meblağ ile satın alındığını, satın alındığı zamanda bağ evi yapıldığını, davalıların davacıyı hileyle yanıltarak, davalı ...’nin, evin tapusunu davacı üstüne yapacağını söyleyerek davacıyı yanılttığını, ve bu şekilde işlemleri yaptığını, davalılar arasındaki işlemlerin de muvazaalı olduğunu, davalı ...’ın iyiniyetli 3. kişi olmadığını, davalı ... ile tanışık olup, umre arkadaşı olduklarını, davalı ...’in de davalı ...’nin avukatı olduğunu, davalı ... ile davalı ... arasında başka bir taşınmazla ilgili de muvazaalı işlem yapıldığını, bu hususun yeterince araştırılmadığını, davalı ... ile ...’ın birlikte umreye gittiklerini, bu hususta belge ve fotoğraf mevcut olduğunu, dava konusu taşınmazda davalı ...’nin ikamet ettiğini, Kayseri 6. Aile Mahkemesince yapılan tebligatın davalıya bu adreste yapıldığını, dava konusu taşınmaz üzerinde bir bağ evi yaptırıldığının ve bu evde davacı ile davalı ...’nin bir süre yaşadığının davalı tanık beyanlarıyla da sabit olduğunu, bağ evini davalı ...’ın yaptırdığı savunmasının asılsız olduğunu, davalı ...’ye İşbankası kanalıyla 23.500 Mark gönderildiğinin dekontla ispatlanmadığını, muvazaaya dayalı işlem sonucu yolsuz tescil oluştuğunu, davalıların iyiniyetli 3. kişi olmadıklarını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hile (aldatma) hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunu’nun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

3.2.2. Hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.

3.3. Değerlendirme

( III.) ve ( IV.3.) paragraflardaki gerekçeler yerinde bulunmakla, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalılar ... ile ... vekili için 3.815,00-TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacıdan alınmasına, aşağıda yazılı 267,00 TL temyiz başvuru harcı ile 80,70 TL onama harcının davacıdan alınmasına, 10/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.