"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-BEDEL
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa bedel istekli dava sonunda, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 15/10/2019 tarihli 2019/31 Esas 2019/1724 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davacı tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 12.01.2022 Çarşamba günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... ... ve vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalılar ... v.d. vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşüldü:
I. DAVA
Davacı, dava dışı eşi...'nin çalışmakta olduğu, davalılar ... ve ... tarafından işletilen dükkana mali destek sağlamak için toplam 20.000,00 TL borç para verdiğini, borcu geri istediğinde davalı ...'ün ortaklık teklifinde bulunması üzerine, aralarında yaptıkları anlaşmayla, daha önce verdiği 20.000,00 TL'ye ek olarak 130.000,00 TL değerindeki 2779 ada 65 parseldeki 8 nolu meskenini de davalı ...'e vermesi karşılığında dükkanın içindeki 400.000,00 TL değerindeki malların yarısının kendisine verileceğinin, marketi de birlikte işleteceklerinin kararlaştırıldığını, davalı ...'ün isteği üzerine, evin satışı için dava dışı İlhan'ı vekil tayin ettiğini, dükkanın tamamının ruhsatının kendi adına düzenletildiğini, davalı ...’in bunun kendisine duydukları güvenden kaynaklandığını söylediğini, 25.01.2017 tarihinde dükkanı işletmeye başladıklarını ancak Şubat 2017 de davalı tarafından tadilat yapılacağı gerekçesiyle dükkanın branda ile kapatıldığını, dört ay kapalı kalması üzerine davalı ...'e bunun nedenini sorduğunu, davalının " para lazım açmak için, tadilat falan yok, dükkanda mal da yok" dediğini, kapalı tutulduğu süreçte dükkanın içindeki malların boşaltıldığını, davalı ...'in toptancılara borcunun olduğunu, dükkandaki malların konsinye satışla alındığını, evinin dava dışı vekil tarafından davalı ...'ün eşi olan diğer davalı ...'ye temlik edildiğini öğrendiğini, davalılar tarafından kandırıldığını, davalı ...'nin kötüniyetli olduğunu ileri sürerek tapu iptali ve tescile, mümkün olmazsa bedele hükmedilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar, davacı ile aralarında yaptıkları sözleşme ile çekişme konusu taşınmaz ve 20.000,00 TL para karşılığında işletmekte oldukları marketin yarısını davacıya devrettiklerini, resmi işlemlerin tamamlanıp marketin davacı tarafından işletilmeye başlanmasıyla davalı ...'in borçları nedeniyle markete zarar verebileceği düşüncesiyle, davalı ...'in markete alınmadığını ve davacının marketin tek sahibiymiş gibi davranarak ortaklık hukukuna halel getirdiğini, marketteki 400.000,00 TL değerindeki ürünün konsinye olduğu iddiasının ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının kusuru ve basiretsizliği sonucunda marketin işletilemez hale geldiğini belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İzmir 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26/06/2018 tarihli ve 2017/463 Esas 2018/343 Karar sayılı kararıyla, kayıt maliki Cevadiye yönünden hile iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın esastan, diğer davalılar yönünden ise husumetten reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacı istinaf dilekçesinde özetle, davalı tarafa yemin teklifinin gerçekleştirilmediğini, delillerin tam olarak toplanmadığını, usulü eksiklik nedeniyle kararın bozulmasını talep ettiklerini, davacının eşinin beyanlarına itibar edilmediğini, tanık ...' ın marketteki malları kimin boşalttığı konusunda bilgisi bulunmadığı yönündeki beyanının esas alındığını, davalı taraf tanıklarının beyanlarına tümüyle itibar edildiğini, davanın reddedildiğini, hata, hile halinde iptal davası açma süresinin iki yıl olarak belirlendiğini, davanın süresi içerisinde açıldığını ve esastan incelenmesi gerektiğini, mahkemenin bu konudaki değerlendirmesinin hukuki olmadığını, davacının eşinin daha önce markette çalıştığı bu nedenle marketin durumunu bilebilecek durumda olduğu gerekçesiyle davanın reddinin de yasal bir gerekçe olmadığını, çalışanın patronun ticari sırlarını bilmesi gerekmediğini, davalı tarafın marketteki konsinye diye tabir edilen malları tadilat adı altında boşalttığını, marketin çalışır olarak teslim edilmediğini, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesini doğru olmadığını ileri sürerek, Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 15/10/2019 tarihli 2019/31 Esas 2019/1724 Karar sayılı kararıyla, davacının istinaf başvurusu 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddedilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı temyiz dilekçesinde özetle, Mahkemece, eşinin daha önce markette çalışması nedeniyle marketin mali durumunu bilebilecek durumda olduğunun kabulünün gerçekle bağdaşmadığını, çalışanın, patronun mali tablosunu bilmesi gerekmediğini, evin devri için vekaletname verilmesi ile dükkanın devrinin aynı zamanda gerçekleştirildiğini, davalının evi 3. kişiye devretmek ve parası ile finansal sorularını çözmek istediklerini ancak çeşitli sebeplerle 3. kişiye devredemedikleri evi eşine devrettiğini, davanın süresinde açıldığını, aleyhine olan yanlı tanık beyanlarının hükme esas alındığını, dükkandan hiç kazanç elde edemediğini, evinin de elinden gittiğini, hileli işlem yapıldığını ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa bedel isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
Bilindiği üzere, hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunu'nun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 39. (eski Borçlar Kanunu'nun 31. maddesi) maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü sürenin hileye maruz kalan kimsenin bunu öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı, mağdurun öğrenme tarihi olarak ileri sürdüğü tarihin esas alınacağı belirgin olup; diğer tarafın öğrenmenin (ıttılaın) bu tarih değil de daha önce olduğunu iddia etmesi durumunda, bu iddiasını ispat zorunluluğunda olduğunda da kuşku bulunmamaktadır. Nitekim, Hukuk Genel Kurulunun 20.04.1983 tarihli ve 1980/1-1846-397 sayılı kararında da aynı hususa işaret edilmiştir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 80,70 TL onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 12/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.